Paylaş
Sevgili ablacığım, ben 22 yaşındayım ve yaklaşık bir senedir evliyim. Eşimle birbirimizi çok severek evlendik, bana sevgisini her zaman göstermese de çok mutluyuz.
Ama şu birkaç aydır aşırı derecede bir kıskançlık huyum çıktı. Evlenmeden önce eşim bana hiçbir kızla ilişkisi olmadığını ve bugüne kadar hiçbir kıza yaklaşmadığını söyledi.
Evlendikten sonra ben merakımdan, ısrar ettikten sonra bana üniversitedeyken bir kızla ilişkiye girdiğini detaylı bir şekilde anlattı.
O günden sonra eşimden öyle bir soğudum ki Güzin Abla, sanki biz evliyken beni aldatmış gibi hissettim. Bu olaydan birkaç gün geçtikten sonra maillerini karıştırdım.
Yine benden önce bir sürü kızla yazıştığını gördüm.
Ona bunu söyledikten sonra büyük bir tartışma yaşadık. Bana yalan söylediği için günlerce konuşmadım onunla. Bu olaydan sonra kaç kere özür diledi benden.
Olayı fazla büyütmememi istedi. Ben de konuyu kapatmak istedim ama bu olan bitenden sonra her lafını yanlış yorumluyorum, başka taraflara sürüklüyorum.
Yoldan geçen bir kadına normal bir şekilde baksa da hemen kıskanıyorum. Eşim bu kıskançlığımdan bunalmış durumda, belli ama ben bir türlü bu huyumu bırakamıyorum.
Galiba güvenimi sarstığı için böyle oldu.
Ablacığım ne yapabilirim, bu kıskançlığı artık bırakmak istiyorum. Lütfen yardımcı ol yoksa bu kıskançlıktan dolayı bir gün aklımı kaçıracağım ya da eşimi kendimden bıktıracağım...
Rumuz: Ah şu kıskançlık
YANIT
Evlilikte en önemli şey karşılıklı güvendir. Eşinin sana geçmişiyle ilgili yalan söylemesi elbette ki çok önemli ama senin de bu gereksiz tutturmaların ve kıskançlığın aşırı.Hani zorla mutluluğunu yıkmaya çalışıyorsun sanki. Seninle evleninceye kadar ne yaşadıysa yaşamış, sana da belki gereksiz yere takıntı yapma diye söylemek istememiş. Söylememekte de haklıymış belki de. Sonuçta seni seçmiş, seninle evlenmiş... Daha fazla neden araştırıp, karıştırıyorsun...Bir erkeğin geçmişinde mutlaka ilişkileri olmuştur. Günümüzde kızların bile flörtleri, arkadaşlıkları oluyor. Senin olmadı mı? O neden tutturmuyor, sen kimlerle arkadaşlık ettin diye?Dediğin gibi bir gün illallah deyiverirse, bıktım artık senin bu gereksiz kıskançlığından deyip de çekip giderse, çok mu iyi olacak? Sen de bundan korkuyorsun ya zaten. Madem kıskançlığının hastalık düzeyinde olduğunu kabul ediyorsun, bunu kendi başına yenemediğine göre, bir uzmana başvurmalısın. Evliliğini kurtarmak için bunu yapmalısın. Bu arada şunu da söylemeliyim, kıskançlık sadece eşine güven duymamandan kaynaklanmıyor, kendine de güven duymuyorsun, bu yüzden aşırı tepki gösteriyorsun. Bu durumla yüzleşmeni isterim...
Sevgilim beni istemiyor
Güzin Abla, yazılarınızı uzun süredir okuyorum. Kendime yakın bulduklarımdan bir ders çıkarmaya çalışıyorum. Ama başarabiliyor muyum, bilemem.
Ben üniversite son sınıfta biriyle tanıştım. İkimiz de birbirimizin ilk aşkıydık. Başta her şey çok güzelken, o çalışma hayatına girince değişmeye başladı.
Ben de evlilik konusunu hep uzattım.
Hayatta erkek kardeşime dahi güvenmezken, ona güvenirdim. Etrafta örnek gösterilirdik.
Daha sonra bir kızla görüştüğünü öğrendim.
Sözde kız ona, “Gel evlenelim” demiş fakat o istememiş. Bana açıkça anlattı. Böyle altı sene bir ayrı bir barışık devam etti ilişkimiz. Fakat şimdi benimle olmak istemiyor. Hep işiyle ilgileniyor.
Şu anda ayrılalı bir sene oldu. Ben 30 yaşıma geldim, onu düşünmediğim bir an bile yok.
Başkasıyla olamıyorum, onunla da olamıyorum. Ne yapacağım bilemiyorum. Canı sıkılıp özleyince bir mesaj atıyor. “Şu anda ayrı şehirlerdeyiz. Beni öldü bil, seni çok üzdüm” diyor ama olmuyor, yapamıyorum.
Bir insan bu kadar çaresiz kalamaz. Ne yapayım ben?
Rumuz: Yapamıyorum
YANIT
İkiniz de gençlik yıllarının tüm sorumsuzluğuyla birbirinizi sevmişsiniz. Ama gün gelmiş, hayatın gerçekleriyle karşılaşmışsınız. O çalışma hayatına atılmış, sorumluluklar almaya başlamış. Seninle evlenmek istediği dönemlerde neden istemedin anlamak mümkün değil. Hem de birbirinizi çok sevdiğinizi söylüyorsun. Belki de senin bu kaçışların, sürekli ayrılıp barışmalarınız genç adamı bıktırmıştır. Erkekler ne kadar çok severlerse sevsinler, ilişkilerinde sorun istemezler. Hele bu genç adamın iş hayatına atılması sonunda, işiyle çok fazla ilgilenmesi, işi dışındaki özel hayatının da ona huzur vermemesi bu ayrılığı kolaylaştırmış. Sana “beni öldü bil” diye mesaj attığına göre, artık birlikteliğinizin yürümediğine kesin kanaat getirmiş demektir. Bu durumda istediğin kadar yapamam desen de, bu ilişkiye artık umut bağlamamalısın. Bunca yılını kestirip atmak çok kolay olmasa gerek. Ama zaten geri dönüp baktığında uzun zamandır ilişkinizin iyi gitmediğini görebilmelisin. İyi günleri değil, kötü günlerinizi hatırlamalısın hep, böyle daha kolay olur, inan bana.
Günün paylaşımı
Bugün okurlarımla, bu iki mektupla ilgili yeni okuduğum ve çok beğendiğim bir cümleyi paylaşmak istedim: “Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın ya da yaşama-dım diye ağlama-yacaksın.”
Paylaş