Paylaş
50 yaş hayatın çok önemli bir dönemi. Birçok şeyi geride bırakmışsınız, olgunluk çağını bile... Artık bilgelik çağındasınız. Tüm geçmişinizi gözden geçirdiğinizde, hatalarınızla, sevaplarınızla belirli bir döneme adım attığınızı görüyorsunuz. Artık daha rahat ve huzurlu yaşamalısınız. Yaşamınızın geri kalan kısmında, ki bunun ne kadar olduğunu pek bilemiyorsunuz, eski kırgınlıkları, pişmanlıkları geride bırakıp, sadece önünüze bakmalısınız.
Bu dönemde çocuklar büyümüş, kendi yollarını çizmişlerdir. Evliyseniz eşinizle olan problemlerinizi ya çözmüş olursunuz, ya da onunla yolları ayırırsınız.
Bu maddelere bir göz atın bakalım, bunlardan kaç tanesini gerçekleştirebileceksiniz.
1. Eski eşinizden ya da sevgilinizden nefret etmeyi bırakın.
Nefret, insanı sinsice kemiren bir duygudur. Son günlerin moda deyimiyle “affetmeyi öğrenin.” Affedemiyorsanız, en azından “kayıtsız kalın.”
2. Dedikoduyu ve başkaları hakkında kötü konuşmayı bırakın.
Artık lisede değilsiniz. Dedikodu sizin için enerji ve zaman kaybından başka bir şey değil.
3. Minnet duymama huyunuzu bırakın.
Size iyi davrananları değil, kötü davrananları önemseme ve sürekli bunları gündemde tutma huyunuzu bir tarafa bırakın. Kızınızın ya da oğlunuzun doğum gününe, nişanına, nikâhına kimlerin gelmediğine değil, kimlerin “geldiğine” odaklanın.
4. “Ümitsiz vaka” arkadaşları bırakın.
Herkeste vardır öyle bir ya da iki arkadaş. Sürekli birtakım dertlere batıp çıkarlar ve her battıklarında size koşup saatlerce kafanızı ütülerler. Ama söylediğiniz hiçbir lafı da dinlemezler. Ayrıca, siz zor durumda kaldığınızda nedense hiç ortalarda görünmezler. Gençken tamam da, 50 yaşından sonra kıymetli vaktinizi böyle boş işlere harcamayın.
5. Karmaşayı bir tarafa bırakın.
İnsan 50 yaşına yaklaşırken neyin, ne kadar değerli olduğunu az çok anlıyor. Aile, gerçek arkadaşlarınız, dostlarınız ve sizin için gerçekten anlamı olan bir işiniz varsa, gerisi kuru gürültü. Dolaplar dolusu giysiye de, 50 tane ayakkabıya da, gereksiz sosyal aktivitelere de, ruhunuzu öldüren bir işe de ihtiyacınız yok.
6. Kafa karışıklığını iyi bir şey sanmayı bırakın.
“Karmaşık insanlar” ilginçtir. Ezbere konuşmazlar, her davranışlarının bir nedeni vardır. Bilgileri süs gibi durmaz üstlerinde. Onlar sayesinde yeni bakış açıları keşfederiz, zenginleşiriz. Ama “kafası karışık insanlar” ilginç değildir. Hayatı çorbaya çevirmekten başka işe yaramazlar.
7. Daha fazlasını istemeyi bırakın.
Mutlu insanların ortak sırrı, ellerinde olanın kıymetini bilmeleridir. Elindekinin kıymetini bilmiyorsan, daha fazlasını istemenin bir anlamı yok, çünkü o da seni mutlu etmeyecek. Bu sefer hep daha da fazlasını isteyeceksin.
8. Şu fazlalık olan 10 kiloyu bırakın.
40’lı yaşların sonundasınız ve 5-10 kilo fazlanız var. O zaman derhal o kiloları bir yerlerde bırakın. Yürüyüşte, yüzmede, spor salonunda... Fark etmez. Sorun estetik değil, sağlık. Fazladan vücudunuzda olan her kilo, 50’lerden itibaren sağlık açısından bir tehdit çünkü.
9. Her şeye “evet” demeyi bırakın.
Kimsenin kalbini kırmamak ya da sevimli görünmek adına, olur olmaz her isteğe “evet” demeyi bırakın. Sizi zorlayacak, size ters gelen hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Hele ki 50 yaşından sonra!
10. Yaşlılıkla ilgili klişe düşünceleri bir tarafa bırakın.
Nasıl bir orta yaş ve yaşlılık dönemi geçireceğinize kendiniz karar verin. Canınız istiyorsa ve paranız varsa Küba seyahatine 60 yaşında da gidersiniz, sörf yapmaya 50 yaşında da başlarsınız, kime ne?
Paylaş