Derbiye Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, 4’lü savunma ve Sosa-Mesut ve irfan Can gibi teknik kalitesi yüksek oyuncularla başladı. Portekizli teknik adamın bu tercihi 52 bin seyircisinin yoğun desteğiyle Galatasaray’ın yapacağı yoğun baskıyı kırma amaçlıydı. Bir geçiş hücumundan kalesinde golü görse de Fenerbahçe, sakin kalarak irfan Can’ın mükemmel pası ve Mesut’un klasıyla beraberlik golünü buldu. Sosa da baskıyı kıracak pas tercihleriyle oyunu akılcı bir şekilde yönlendirdi.
BERiSHA AĞIR KALDI
Fenerbahçe’de dün tek eksik iyi niyetine rağmen Berisha’nın ağır kalması ve Galatasaray stoperlerinin arasında kaybolmasıydı. Mücadele gücü yüksek tempolu derbide dengeleri değiştiren Vitor Pereira’nın hamleleri oldu.
Fatih Terim, sahada kayıpları oynayan Morutan ve Halil’i çıkartıp Taylan ve Diagne hamleleriyle kazanmayı düşünürken; Pereira nedense anahtar görevini üstlenen irfan Can ve Sosa’yı çıkartıp, Crespo ve Samuel değişiklikleriyle 3’lü savunmaya geçerek daha korumacı bir anlayışa döndü.
DEĞiŞiKLiKLER KÖTÜ ETKiLEDi
Bu değişikliklerin ardından orta alanda topu tutamayan Fenerbahçe, kontrolü tamamen Galatasaray’a kaptırdı. İkinci yarıda Kim Min-Jae’nin 2 golü engelleyen çok kritik hamleleri var. Kerem’in ve Cicaldau’nun kaçırdığı fırsatları da hesaba katarsak galibiyete yakın olan taraf Galatasaray görünüyordu.
Diagne’nin faul gerekçesiyle VAR’a takılan gol sevinci ve üstüste ataklar sarı kırmızıların oyun ve pozisyon üstünlüğünün belgesiydi.
CRESPO SIRADIŞI BiR GOL ATTI
Beşiktaş, Alanya deplasmanında sahaya çıkarken lider Trabzonspor’un 10 puan gerisinde. Kazanmak zorunda olduğu maçta ne beklersiniz? Tempo, hırs, baskı mücadele...
Peki var mı? Yok.
Deplasmanlarda zaten ciddi bir travmatik durum yaşayan siyah beyazlılar.
yine kazanma kararlığından uzaktı. Alanya’nın golüne kadar ilk 15 dakika rakip yarı alanda oynayan ancak yenik duruma düştükten sonra gereken reaksiyonu gösteremeyen bir Beşiktaş gördük.
NE OLDU DA BÖYLE OLDU?
İkinci yarıda Alex Teixeira’nın attığı şutta kaleci Serkan’ın güzel bir kurtarışını izledik. Onun dışında Beşiktaş taraftarını heyecanlandıracak tek bir pozisyon var mı ? Yok.
Peki çifte kupalı şampiyon ne oldu da bu durumlara düştü?
Rakibi merkezden delme yok, kaybedilen toplara baskı yok. Rakip ceza sahasında çoğalma yok, saha içinde oyun disiplini yok. İstek, yok, arzu yok savaşan bir takım hiç yok.
Aslında bizim için bir final niteliği taşımasına rağmen zor bir maç olmadı. Henüz 4’üncü dakikada kalemizde golü görüp yenik duruma düşmemize rağmen, telaş yapmadan kendi oyunumuzu Karadağ’a kabul ettirip sabırlı oynayarak 3 puanı almayı bildik. Stefan Kuntz, klasik bir 4-4-2 ile başlarken merkezdeki ikili Berat ve Hakan’ın performansları kadar orta alanın kenarlarında oynayan Abdülkadir ve Kerem’in ofansif katkıları da belirleyici olacaktı.
HAKAN 'MAESTRO' GİBİYDİ
İlk yarıda merkezi Berat ile birlikte kontrol eden Hakan’a ikinci devrede Orkun eşlik etti. Hakan takımın orta sahadaki beyni ve en önemli parçasıydı. Tam bir maestro kimliğiyle atakları yönlendirdi, pas trafiğini organize etti ve tempoyu istediği gibi ayarladı. Son Milano derbisinde de Inter formasıyla mükemmel bir oyun kuruculuk yapan Hakan Çalhanoğlu’nu bu rolüyle çok beğendiğimi vurgulamalıyım.
Savunmada Çağlar-Merih ikilisi hatasız iken Caner ve Zeki de dengeli oynadılar. Son dönemin yıldızı Kerem de önemli bir gole imza atarak olumlu çizgisini sürdürdü.
TÜM KONTROL BİZDEYDİ
90 dakikada zaman zaman tehlikeler de yaşadık ancak oyunun tüm kontrolü bizdeydi. Skor kadar bu anlayış da sevindirici. Karadağ takımı ise 3 önemli oyuncusundan yoksun çıktığı bir maçta haddini bilerek oynadı. Savic dışında uluslararası oyuncusu bulunmayan Karadağ karşısında kazanmamız gerekiyordu ve hata yapmadık.
Şayet gayretli görünen Burak Yılmaz gününde olsaydı daha kolay ve farklı bir 3 puanla eve dönebilirdik. Şimdi artık play-off’taki rakibimizi bekliyoruz. Basit ve saçma hatalarımıza rağmen gruptan çıkmayı Norveç’e oranla hak eden taraf bizdik. Gruba Hollanda ve Norveç galibiyetleriyle başlayan Şenol Güneş’e de; gençlere şans verip tekrar kazanma kararlığı ve heyecanı geri getiren Stefan Kuntz’a teşekkürler.
Fenerbahçe’de, kadro tercihinden tamamen bağımsız olarak net bir hücum planı var mı? Yok... Varsa da kesinlikle sahaya yansımıyor. Rakip ceza alanı civarına gidince yapılan şuursuz ortalar veya orta alanda topu kazanıp geçiş hücumlarıyla gol bulmayı ümit eden bir Fenerbahçe...
DEMEK Ki iLK 11’LERiN YANLIŞ
“Sayın Vitor Pereira, madem hiçbir planın yok, bireysel becerilere bağlı doğaçlama bir futbol oynat. Mesut Özil, Jose Sosa, İrfan Can Kahveci, Mert Hakan Yandaş gibi isimlerle daha yaratıcı bir futbola dön.
‘Takım savunması aksar, bu ismlerle gol yerim’ diye düşünüyorsan zaten bir şekilde kaleni gole kapatamıyorsun. En azından gol sorununu çöz. Evet, dün kaçan penaltı ve direkten dönen toplar var ama iç sahada Kayserispor karşısında o kadar da üretmek son derece normal. Konya’da 40’ıncı dakikada 3 oyuncu değiştiriyorsun, dün 45’te 3 oyuncu değiştiriyorsun, demek ki başlangıç planların ve 11’lerinde yanlışlık var. “
ASLA SEViNMESiNLER
Kayserispor Teknik direktörü Hikmet Karaman’ı da kutlamak lazım. Fenerbahçe’yi çok iyi analiz etmiş ve her şey planladığı gibi gitti. Ancak maç 2-0 iken Kemen’in kaçırdığı net fırsat dönüm noktası oldu.
85’te Miha Zajc’ın golünden sonra da skoru korumak için içgüdüsel olarak iyice kapanan Kayserispor, VAR uyarısıyla gelen penaltıyla avuçlarının içindeki 3 puanı kaybetti.
Üst üste gelen 3 yenilginin ardından iç sahada alınan bu mucizevi 1 puan Fenerbahçe için sevindirici mi? Asla değil.
Beşiktaş, ilk 45 dakika oyunun hakimiydi ve özellikle de kanatlardan geliştirdiği hücumlarla etkili oldu. Buna karşın Trabzonspor, oyunun büyük bölümünü kendi yarı alanında karşıladı. Bordo mavili takım yoğun bir baskı yemesine rağmen savunmada dikkatliydi ve özellikle de merkezi iyi kapattı. Beşiktaş, oyun üstünlüğünü atak devamlılığına dönüştürmeyi de başarırken, ikinci topları alıp Trabzonspor’un çıkmasına izin vermedi.
MiCHY BATSHUAYi’Yi FAZLASIYLA ARADI
Siyah beyazlı ekip için ‘oyun tamam’ idi ancak Beşiktaş, 2-3 pozisyon dışında net fırsatlar yaratamadı. Bu durumun sebebi de Güven’in net ve bitirici özelliği olmayan bir forvet olması. Kısacası Beşiktaş, güçlü bir oyun ortaya koymasına rağmen Batshuayi’yi fazlasıyla aradı. İlk yarının son saniyelerinde Hamsik’in mükemmel pasında Abdülkadir Ömür ile golü bulan Trabzonspor mahkûm oynadığı bir devrenin sonunda soyunma odasına 1-0’lık üstünlükle gitti.
BEŞiKTAŞ SON BÖLÜMDE TOPUYLA TÜFEĞiYLE YÜKLENDi
İkinci yarı yine Beşiktaş’ın baskısıyla başladı. Tamamen beraberliğe razı görünen ve sadece savunmada kalan Trabzonspor, beklerini hiç oyuna çıkartmazken istediği kontratak şanslarını ise hiç bulamadı. Beşiktaş, baskılı oyununa rağmen beraberlik golünü bir bireysel hata sonucunda bulurken, son bölümde galibiyet için deyim yerindeyse topuyla tüfeği ile yüklenen Beşiktaş, penaltı beklediği bir pozisyonun dönüşünde yediği kontraatak golüyle sahadan puansız ayrıldı.
SiOPiS VE UĞURCAN TRABZONSPOR’U AYAKTA TUTTU
Bakasetas’ın ilk yarıda çıkıp yerine Siopis’in girmesi maçın dönüm noktasıydı. Böylece Trabzonspor’un orta saha direnci arttı. Bordo mavili takım, an itibarı ile ciddi bir puan farkıyla lider ve namağlup ise, oyun farkıyla değil kaleci Uğurcan’ın kritik kurtarışlarıyla.
Trabzonspor beraberliğe fazlasıyla razı göründüğü bir maçı son derece değerli bir 3 puanla geçmeyi başardı. Beşiktaş ise kazanmak için çok efor sarfettiği bir maçı kaybetti, ligdeki 4’üncü yenilgisini alarak liderin 10 puan gerisine düştü.
Fenerbahçe ilk dakikadan itibaren son derece güvenli ve galibiyet odaklı bir kimlikle başladı. Üst üste alınan kötü sonuçlara rağmen bu görüntünün nedeni orta alan ve hücum hattındaki değişikliklerdi.
Orta sahada Sosa-Meyer-Mert Hakan; önlerinde İrfan Can ve en uçta Berisha... 5 farklı isim Fenerbahçe’nin çehresini tamamen değiştirdi. Her şeyden önce oyunun merkezi 2 kişiyle değil ‘nihayet’ 3 kişiyle kontrol edildi.
MERKEZDE 3 KiŞi
Vitor Pereira haftalardır merkezi 2 kişiye emanet etmekte ve orta alanı kontrol etmekte zorlanıyordu. Ayrıca bu 3’lünün ve İrfan Can’ın pas kaliteleri çok daha yüksek olunca Fenerbahçe oyunun kontrolünü ele geçirdi ve Mert Hakan, Meyer ve Berisha’nın golleriyle Antwerp’in gardını tamamen düşürdü. Özellikle Mert Hakan ve Berisha’nın şık golleri doyumsuzdu.
Dün ilk yarıda Fenerbahçe’yi büyük keyifle izledik. Deyim yerindeyse Antwerp’i ezdiler. Özellikle İrfan Can ve Mert Hakan çok kaliteli işlere imza attı. Sosa gibi bir ustanın da oyun aklı eklenince Fenerbahçe, Antwerp karşısında kalite olarak zirve yaptı ve sezonun en iyi 45 dakikasını oynadı.
PEREİRA’NIN KAFASI KARIŞACAK!
İkinci yarıda kaybedecek bir şeyi olmayan Belçika ekibi, önde baskıyla oyunu Fenerbahçe yarı sahasına yıksa da, takım halinde iyi
Sergen Yalçın, orta alanı Josef-Mehmet Topal-Atiba 3’lüsüyle kurup dirençli ve defansif bir orta alan kurgulamış ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Zaten sahaya inançsız bir şekilde çıkan Beşiktaş, ilk golden sonra maalesef “bitse de gitsek” psikolojisiyle çözüldü. Bireysel anlamda ayakta duran bir oyuncu göremedik Lizbon’da.
RIDVAN'IN SEVİYESİ YETERLİ OLMADI
Sol bek genç Rıdvan maalesef defansif olarak bu seviyenin oyuncusu değil. İlk yarı da Rıdvan’ın kanadından pozisyonlar veren Beşiktaş, yine Rıdvan’ın sebebiyet verdiği penaltıyla yenik duruma düştü. Golden sonra oyun disiplininden uzaklaşan Beşiktaş, ileride top tutmakta zorlanırken saha içinde son derece uyumsuz bir görüntü ortaya koydu.
TERLEMEDEN FARK ATTILAR
Sergen Yalçın, Necip’e güveniyor ama gerçek şu ki; Necip sağ bek veya orta saha olarak görev yaptığı zaman oyuna hiçbir değer katmıyor. Sakatlıktan çıkan 38 yaşındaki Atiba da Şampiyonlar Ligi temposunun çok uzağında. Tüm bunlara kaleci Ersin’in de kötü oyununu ekleyince farklı yenilgi kaçınılmaz oldu. İşin acı tarafı Sporting fazla sıkmadan, terlemeden, efor sarf etmeden farka gitti. Sporting, Sarabia dışında yetenekli oyunculardan kurulu bir takım değil. Ancak bize oranla çok daha disiplinli oynuyorlar ve her ikili mücadelenin değerini biliyorlar. Ayrıca da hücum bölgesinde çok daha seriler.
2’nci yarıda Salih, Can ve Alex Teixeira girdikten sonra dengeyi bulan Beşiktaş, rakip kalede pozisyon da buldu. Uzun lafın kısası Şampiyonlar Ligi serüveni Beşiktaş için ne yazık ki tam bir kabusa dönüştü.
TRABZON MAÇI İÇİN NASIL AYAĞA KALDIRACAK?
Şampiyonlar Ligi’ne veda eden siyah beyazlılar cumartesi akşamı ligde lider Trabzonspor ile final niteliğinde bir maça çıkacak. Devler liginde sınıfta kalan Sergen Yalçın, bakalım 3 günde bu takımı ayağa kaldırıp, en doğru tercihlerle Trabzon maçına nasıl hazırlayacak?
Beşiktaş’ın deplasmanlardaki kötü serisi dün de Hatay da devam etti. Josef ve Pjanic’in yokluğunda Atiba ile Necip’i orta alanda görevlendiren Sergen Yalçın, umduğunu alamadı.
Maça baskılı başlayan Hatayspor son derece diri, canlı bir görüntü verdi ve 5’inci dakikada 1-0’lık üstünlük sağladı. Vida, Necip ve Montero ile geriden oyun kurmakta zorlanan Beşiktaş, topu rakip ceza sahasına taşımakta zorlandı. Hatayspor’un agresif ve temaslı oyununa karşı koyamayan siyah beyazlılar, Batshuayi’nin sakatlanıp çıkmasıyla bir olumsuzluk daha yaşadı.
KENAN HAREKETLi AMA...
Kenan Karaman hareketli ve çalışkan bir futbolcu ancak teknik olarak Beşiktaş seviyesinde bir santrfor değil. Necip de tüm iyi niyetine rağmen orta alanda aksıyor.
İkinci yarıda Salih Uçan ve Mehmet Topal girdikten sonra belirgin bir oyun üstünlüğü yakalayan Beşiktaş, Hatay’ın dirençli savunmasını bir karambolde Mehmet Topal’ın topukla artığı golle geçse de, tartışmalı bir şekilde Cüneyt Çakır VAR uyarısıyla golü iptal etti.
GEÇEN SEZONKi HAVA YOK
Beşiktaş’ta geçen sezonki hava ve enerji yok. Sakatlık problemleri devam ediyor ve dün takımın bel kemiği Josef de Souza’yı fazlasıyla aradılar. Yaratıcılık sergilemesi beklenen Ghezzal ve Alex Teixeira da Hatay’ın agresif savunması karşısında çok fazla top kaybı yaptı. Sergen Yalçın ve futboldan sorumlu yöneticiler, deplasmandaki oyun karakterinin neden böyle olduğunu sorgulamalı.