Yaz gelirken hayaller-hayatlar

Haberin Devamı

HAYAL kırıklığı olmasa hayat bir komedi. Sizi bu hafta gayriciddi bir yazıyla yaza hazırlayacağım ki, yine eylülde bunalıma girmeyin. Zira aslında sonbahar depresyonu yoktur, aşırı fazla yaz hayali vardır. Yaza dair beklentileri önceden düşürmek 4 mevsim mutluluğun anahtarıdır.
Hayaller: Kusursuz güzellikte genç insanların dans edip eğlendiği turkuvaz bir plajda çekilen meşrubat reklamları.
Hayatlar: Dört tarafı ter, selülit dağları, entarili yaşlılar ve bağıran çocuklarla çevrili, kıyıları yosunlu tıklım tıkış bir plajda, insanları ve yosunları iterek yüzerken çekilen çile.
Hayaller. Ananaslı-mangolu kokteyller.
Hayatlar: Patlıcan-biber kızartması.
Hayaller: Güneşli bir kıyıda paten kayarak bol bol dondurma.
Hayatlar: İlk dondurmada, evde yatarak boğaz enfeksiyonu.
Hayaller: Üç ay boyunca iyot kokusu ve kumsal. Yanık tenler ve Latin caz eşliğinde günbatımı.
Hayatlar: Bir hafta tatil köyü. Kalan 11 hafta boyunca, ızgara köfte kokusu ve kışlık ev. Kadife kanepeye yapışmış terli bacaklar ve balkondan esinti beklentisi eşliğinde TV.
Hayaller: Beş kilo verip yanları ipli bikini giymek.
Hayatlar: Beş kilo alıp elbiseleri yanlardan açtırmak.
Hayaller: Güneşte Eda Taşpınar gibi bronzlaşmak.
Hayatlar: Güneşten kuru erik gibi kırışmak.
Hayaller: Tekneden taze balık tutup, kumlara masa koymuş salaş balıkçı lokantasında pişirtip, arkadaşlarla rakı eşliğinde yemek.
Hayatlar: Telefondan zar zor yer bulup, tuvaletin önüne bile masa koymuş, pahalı ve berbat restoranda, ilgisiz garson eşliğinde ithal buzhane kalamarı.
Hayaller: Cumartesi gecesi ateşi ve acayip bir yaz aşkı.
Hayatlar: Cumartesi gecesi Tarihin Arka Odası ve Murat Bardakçı.
Hayaller: Haziranda Göcek.
Hayatlar: Evde böcek.
Hayaller: Sabah erken Alaçatı’da köy kahvaltısı.
Hayatlar: Sabah erken çatıda tamir gürültüsü.
Hayaller: Butik otellerin en babası.
Hayatlar: Her yerde denizanası.
Eveeet, yaza hazır mıyııız! Van, tu, tiri, forooo...

Haberin Devamı

Siyasi kampanyalar TV programı olsaydı...

Haberin Devamı


TEŞBİHTE hata olmaz. Partilerin seçim kampanyalarını TV programlarına benzetmek istesek:
CHP’nin vaatleri: “Var Mısın Yok Musun” yarışması gibi. “Riskli görüyorsun ama hislerine güvenip dört yıllık bir şans verirsen, harika bir hayatın olabilir” deniyor. Öte yandan yarışmacının şimdiye kadar kazandıkları, kendine güvenirse bundan sonra kazanabileceklerinin matematik hesabı yapılıyor. Herkes bir ağızdan hesaba katılıp “Vatandaş öyle mi yapsa iyi, yoksa böyle mi” diye fikrini söylüyor. Büyük hissedenler de var, küçük hissedenler de!
MHP’nin vaatleri: Survivor gibi. Bir yandan açlığın altı çiziliyor ve ‘karnımızı nasıl doyuralım’la ilgili fikirler dillendiriliyor. Öte yandan iç ve dış düşmanlara karşı takım olarak birlik beraberlik içinde ayakta kalmak lazım deniyor. Hırslı, adrenalin dolu bir ton seziliyor.
HDP’nin vaatleri: Sitcom gibi. “Biz kampanyayı onların Selahattin demesi üzerine kurgulamıştık, tüh” gibi iyi espriler eşliğinde, herkesin kardeş, özgür, neşeli olacağı, kahkahalarla gülüp el ele halay çekeceği, sitcom’lardaki gibi aşırı mutlu ve nasıl olacaksa gerilim ve fakirliğin yok olduğu, neredeyse ütopik bir atmosfer vaat ediliyor.
AK Parti’nin vaatleri: İslami bir doğa belgeseli gibi. “Şu şu sebeplerden diğerlerinin tüm söyledikleri hayal ürünüdür. Duyduklarınıza inanmayın. Bunlar bilimsel olarak da, inancımıza göre de terstir. Boş hayal kurmayın. Elinizdekilere şükredin, yoksa onları da kaybedersiniz” mesajı veriliyor.

Haberin Devamı


İzmir’deki o ağaçlar hele bir dikilmesin..


“EY siz kii, bir zamanlar iktidarın belediyesi on iki ağaç taşıyacak diye ortalığı birbirine kattınız, haydi İzmir’deki muhalefet belediyesinin tramvay inşaatı için de bağırsanıza” diyenler için:
1) On iki ağaç taşınmayacaktı, koskoca park yok edilip AVM ve rezidans yapılacaktı.
2) O günlerdeki tepki sadece ağaçların kesilmesine değildi. Son dönemlerde bu ve bunun gibi ülkeye, şehirlere dair tüm kararların, sormadan, fikir almadan, karşı çıkanlarla dalga geçerek ve de “Kim ne derse desin, ne olursa olsun yapacağız” tavrıyla alınmasınaydı.
3) İzmir Karşıyaka’da tramvay inşaatı için 1300 kadar palmiye ağacı kesilip taşınıyormuş. Belediye başkanı ağaçların taşınıp aynı sahilin başka yerlerine dikileceğini söylüyor. Bu köşeden onlara da bağırıyorum: Hele bir dikilmesin!
4) Öte yandan Karşıyaka’daki AVM ve residans değil, tramvay inşaatı. Yani özel sektörden birileri değil, toplu taşıma kullanan her vatandaş yararlanacak.
5) Ama olsun. Yine de o ağaçların Karşıyaka’ya yeniden dikilmiş halini göreceğim! Görmezsem vay halinize!
6) Hiçbir siyasi parti tam olarak kafama uymuyor. Hiçbirinin de hayranı ya da taraftarı değilim. “Hepsine eşit mesafedeyim” denir ya, ben hepsine “mesafeliyim”! Ama, objektiflik isteyip vıdı vıdı edenler, haydi şimdi de siz AK Partili belediyelerin muhtelif inşaat projeleri için kestikleri ağaçları eleştirin! E haydi?
7) Not: Göztepelilere tüm sevgi-saygıma rağmen kafsinkaf!

Yazarın Tüm Yazıları