Paylaş
New York Times geçen hafta bir makalede “Türkiye’de artık geçmiş hakkında konuşmak daha kolay ama Cumhurbaşkanı’yla ilgili bir şeyler yazmak çok problemli bir konu” demişti. Ama insanın elinde değil ki. Bütün dünya benim Cumhurbaşkanımı konuşuyor. Ben nasıl durayım?
Dünya basınını kasıp kavuruyor Sayın Erdoğan. Artık ülke gündemini değil, dünya gündemini belirlemeye başladı. Sadece son on günü gözden geçirirsek:
- Dünyanın en büyük başkanlık sarayını yaptırıp önünde fotoğraf çektirdi.
- Amerika’yı Müslümanların keşfettiğini ve Kolomb’un kıtaya çıkınca ilk olarak bir cami minaresi gördüğünü ifade etti.
- “Kadınla erkek fıtraten eşit değildir” dedi.
- Papa’yla buluştu, Sisi konusunda Papa’ya ayar verdi!
Yani kötü yazılmış ana haber bülteni jargonuyla “Gün geçmiyor ki Cumhurbaşkanı bir bomba habere imza atmasın sayın seyirciler!” Papa ince belliden çay içse de Cüppeli Ahmet “Papa Müslüman olsun” demeçleri verse de başrol hep Erdoğan’ın.
Eski bir ‘Carlo’ fıkrası vardır ya. İtalyan işçi Carlo, çalıştığı fabrikayı ziyarete gelen bütün dünya liderleriyle ahbap çıkar. Kruşçev, Nixon, hepsi Carlo’yu tanımaktadır. Fabrika sahibi bir gün delirip Carlo’yu Papa’nın vaazına götürür. Acaba Papa da bunu tanıyacak mıdır? Papa elbette görür görmez Carlo’yu yanına, kürsüye davet eder. Fabrika sahibi bayılmak üzereyken kalabalıktan bir Japon turist sorar: “Şu bizim Carlo da yanındaki beyaz kıyafetli adam kim?”
Şu aralar Katolik dünyası dahil tüm dünyada birçok kişinin gazeteleri açıp “Şu Türkiye Cumhurbaşkanı da yanındaki beyaz entarili yaşlı amca kim” dediğini iddia ediyorum!
Star ışığı herkeste olmaz
Erdoğan dünya siyasetinin Madonna’sı gibi. Meryem Ana manasında Madonna değil. Papa’dan çağrışım olmasın. Sanatçı Madonna’yı diyorum. Her söylediğinin, yaptığının, evinin, bomba demeçlerinin dünya çapında olay olması, gündemde kalması ve medyada verilen yer açısından! Bir de tabii 68 yaşındaki Papa günün yarısında yorulup konuşmaları oturarak dinlemeye başlamış. Tayyip Bey ise sadece 8 yaş küçük ama enerjisi bitmiyor. Yaşlanmıyor yav. Aha işte, hoop yine döndük mü Madonna’ya! İşte bunlar hep star’lık!
Şahsen bir iki gün içinde Cumhurbaşkanımdan yine dünya hatta güneş sistemi gündemine oturacak bir açıklama bekliyorum. Buradan kendisine ipucunu da az sonra bizzat vereceğim. Okumaya devam edin.
Son günlerdeki kamu spotlarını ağzım açık takip ediyorum. Halkımıza verilen mesajlar: “Sevgili vatandaş, tarım alanları çok az kaldı, onları koru, çevreyi kirletme. Şehre göç etme; tarlanda kal, tarım yap. Ayrıca Avrupa Birliği hepimiz için çok önemli, o fikri destekle.” Haydaa? Ben mi yazıyorum bu kamu spotlarını diye şüphelendim bir an! Yav biz de bunları yazıp çizip duruyoruz, sonra muhalif oluyoruz. Sevgili AK Parti, hazırlattığınız kamu spotlarını “Sizinkilere” de seyrettirsenize? Ha gülüm?
Cumhurbaşkanıma bu tarihi bombam feda olsun
Neyse, yeni başlayan Avrupa Birliği spotuyla alakalı Erdoğan’a bir tüyom var. “Amerika’yı Müslümanlar keşfetti” tarzında yepyeni bir gündem olabilir. Üstelik bu sefer dayandığı bilgiler tamamen hakikat.
Avrupa Birliği’nin ilk kurulduğu yıllarda, birliğe bir bayrak aranırken, içinde kırmızı haç olan bir desen teklif edilmiş. Bu haçlı bayrağı o zaman Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye reddetmiş! Haçlı bayrağı öneren Kont Kalergi “E tamam, bir tane hilal ekleyelim yanına” filan demiş ama kabul görmemiş. Birçok tartışma ve denemeden sonra AB’nin bugünkü bol yıldızlı bayrağı ortaya çıkmış.
‘Hıristiyan Kulübü’ne karşı kazandığımız bu zafer halkla ilişkiler açısından dünyaya ve İslam âlemine duyurulamamış gerçi. E o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan değildi tabiatıyla. AK Parti filan da yoktu.
Kamuya spot lazım
Bugün olsa ne biçim havasını atardık. “Eyy Avrupa, biz varken sen oraya o haçı koyamazsın, koydurtmayızz” filan diye. Aslında hâlâ geç değil. Papa buradayken bu tarihi gerçek patlatılabilir! “Misafirperver milletiz, biiz Papa’ya ince belliden çay içiririiz ama kimse kusura bakmasın, o bayrağa o haçı koydurtmayıız” diyebilir.
Benim bildiğim Cumhurbaşkanım, kamu spotlarıyla halkı AB’ye teşvik ettiğimiz bu günlerde, “O Avrupa Birliği’ne gireceğiz! Ecdadımız o bayraktan haçı kaldırtmıştı. Şimdi bize, oraya bir hilal eklemek yakışıır” diye kalabalıkları coşturur, hepimizi ve hatta kamu spotunu bile gözyaşları içinde bırakır.
Yapar mı? Bence yapar.
Paylaş