Memleketin her derdiyle ben mi ilgileneyim arkadaş?

BABAM çok istemişti avukat olmamı.

Haberin Devamı

Kırmamak için hukuk fakültesini son tercih olarak yazmıştım. Ama kaderimiz buymuş. Son yıllarda hepimiz yarı avukat olduk!

Geçtiğimiz hafta, “Cinsel istismarcıların kurbanlarla evlenmesi durumunda affedilmeleri” olarak bilinen yasa tasarısı tartışmalarında, yasanın tarihçesini, cinsel istismardan ne kastedildiğini filan o kadar yakından inceledik ki. Ben bir ara Roma hukukuna kadar gidip, orada bayılmışım!

Çalışmalarımdan çıkan sonuçlarla toplumu aydınlatmayı borç bilirim:

- Konu, silah doğrultarak tecavüz değil, cinsel istismar, evet. Ve kanunlarımız, çocuk yaşta biriyle yaşanan her ilişkiyi cinsel istismar kabul ediyor. Zira “12 yaşında ama rızası vardı” tabiata aykırı! - Yine kanunlarımız, aile onayıyla 17 ve mahkeme kararıyla 16 yaşındakilerin evlenmesine izin veriyor. Bu demek ki, sıkı durun: Şu an bu yasayla tartışılan kurbanların hepsi “olay meydana geldiğinde” 15 yaşında veya daha küçüktü!

- Ya 40 yaşında bir adam, boğazına bıçak dayamadan ama tehditle, şantajla ya da kandırarak 12 yaşındaki kızla birlikte olduysa? Veya ailesini para, güç, zorbalık, tehdit vesaireyle ikna edip onunla birliktelik yaşamaya başladıysa?

- Ortada sahipsiz veya kimsesiz kız çocuklarının durumundan faydalanan (kibar olmaya çalışacağım) “profesyonel aracılar” varsa? Bu 15 yaşından küçüklere meraklı anormal adamlar, göstermelik bir nikâh kıydıklarında hesap kapanacak mı?

- 10 kişi bir araya gelip 12 yaşında bir kızı aylarca istismar ettiklerinde, kız hamile kalıp olay ortaya çıktığında, aralarından birinin kızla evlenmesi, hepsinin ceza almadan kurtulmalarına yol açacak! Bu nasıl bir korku filmi?

- Ayrıca kendileri isteseler de 15’in altındaki çocuklarınızı evlendirmeyin bir zahmet kardeşim! 13-14 yaşındaki kızlarını sinemaya yollamayan insanlar evlenip anne olmasına eyvallah diyor! Bu ne rezalet? 18 yaşına kadar gençlerin kemik gelişimi tamamlanmıyor ey ahali! Kanun 17’yi, hatta 16’yı bile kabul etmiş, size o bile yetmiyor! Kendinize gelin ve o çocukları okula yollayın. En büyük cezaları asıl size vermek lazım!

- En iyimser senaryo şu: “15 yaşında bir kızın 18 yaşında bir delikanlıya âşık olması, gençlerin kaçarak ya da ailelerin rızasıyla evlenmeleri, çocuk yapmaları.” Biz bu delikanlıları hapisten kurtarıp ailelerine kavuşturmak istiyoruz gibi bir savunma var AK Parti’den gelen. O zaman niye yasaya yaş farkı sınırı koymadınız arkadaşım? “Hapisteki şahıs, ancak şu an kızla evliyse, genç kızdan en fazla 3 yaş büyükse, çocukları varsa, genç kız ve ailesi ‘Aşk evliliğiydi, asla istismar olmadı’ diyorsa” sadece bir defalığına hafifletin cezayı. İlla yapacaksanız, yalnız bunları ayıklayın o suçluların arasından! Bu 3500-4000 kişinin kaçının hikâyesi böyle, kaçı pedofil, bilen yok!

Çok merak ettiğim iki konu var:

1) Ben bile bunları akıl edip iki satırda yazabiliyorsam, bu tasarıyı dev gürültü koparacağı belli ve insan haklarına aykırı haliyle niye apar topar Meclis’e getirdiniz? Mağduriyete çare bulmak gibi bir derdiniz varsa, bu şartları şurtları (misal yukarıdaki gibi) net olarak yazıp böyle teklif etmek niye hiçbir AK Parti milletvekilinin aklına gelmedi? Niye her işi bana bırakıyorsunuz efendim?!

2) KADEM’in eleştirel açıklaması ve Cumhurbaşkanı’nın “Sorun mutabakatla çözülmeli” uyarısı olmasaydı, dün AK Parti yine bu tasarıyı geri çeker miydi, yoksa kavga dövüş ısrar eder, karşı çıkanları yine “Siyasete alet edenler, ayrılık gayrılık çıkaranlar” ilan eder miydi?


HER YEMEKTEN ÖNCE 1 DEFA
CUMHURBAŞKANI uzun zamandır hasretle beklediğimiz cümleyi cinsel istismarla ilgili yasa tasarısı hakkında söyledi:

“Hükümet eleştirileri dikkate almalı, sorun mutabakat içinde çözülmeli!”

Bir iddiam var!

Bu cümle, Cumhurbaşkanı tarafından haftada 3 kez farklı konular için değişik mekânlarda tekrarlansa, Başbakan iki günde bir, bakanlar sabah-öğle-akşam yemeklerden önce birer defa bu cümleyi dillendirse...

İddia ediyorum! İklim yumuşar, gelecek endişesi azalır, dolar değer kaybeder, borsa yükselir, kutuplaşma seyrekleşir, suç oranı düşer...

Bir denesinler, ne kaybederler yahu? Hele bir de bu cümlenin söylemde kalmayıp gerçekleştiğini düşünün!

Hayal kuruyorum belki... Olsun, ekonomi zorda ama hayal kurmak bedava...

Yazarın Tüm Yazıları