Paylaş
Aslında iyi tarafından bakarsak, arkadaş bize bir şey de olmaz ha! Yani depremden sağ çıkarsak 100 yaşına kadar yaşayacak gamsızlık, tasasızlık, hızlı unutma ve günlük dedikodu-entrika-siyasi çekişme motivasyonu bizde mevcut! Bu da bir tür terapi biçimi herhalde.
Öte yandan bu şehirde yaşayan herkesten, korku değil ama soğukkanlı bir gerçekçilik rica ediyorum. Gerçekçi olun, binanızı kontrol ettirin ve güvenli değilse derhal taşının! “Belki 5 sene sonra olur yea” tavrı aptalca, ayrıca deprem 20 sene sonra bile olsa geceleri uykusuz kalmaya değmez. Sadece evinizin değil, işyerlerinizin, okullarınızın güvenliğini sorgulayın. Yaşadığınız binalarda deprem sırasında ne yapılacağını, işbölümünü planlayın.
Kendi hesabıma geceleri mışıl mışıl uyuma terapim, hayatımın çoğunun geçtiği binaların depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek. Ev ve set için bu kontroller profesyoneller tarafından yapılmış, güvendeyiz gibi görünüyor. Ama Twitter’da siyasi çekişme takip etmediğimiz zamanlarda vatandaş ve medeni insan olarak yapmamız gereken başka şeyler var:
İlk yardım öğrenelim, öğretelim. Bize lazım olmasa da bir hayat kurtarabilir, en azından deprem kaynaklı bir ev kazasında sağlık çalışanlarını ufak tefek çizikle, yaralanmayla, tansiyon düşmesiyle meşgul etmeyiz. Eve ve arabaya ilk yardım seti koyun.
Hele afet ve acil durum eğitimi alırsanız, hayat boyu güvende ve bir de kahraman olacağınızı unutmayın! Her gün spor salonlarında, sokaklarda, havalı “coffee zincirlerinde”, nargile kafelerde gördüğümüz kapı gibi, çakı gibi arkadaşlardan böyle hareketler bekliyoruz!
Bina-zemin çok sağlam olabilir ama illa sallanacak. Üzerinize kütüphaneydi, dolaptı, şamdandı, vazoydu, bir şeylerin düşmesiyle yaralanmayın. Dolapları duvara sabitleyin, raflara ağır şeyler koymayın, avizeleri sağlamlaştırın. Bir internete yazıp bakın, depremde ev kazası ihtimalleri ne.
Raflar dolaplar da tamamsa, yapacağınız en iyi şey deprem sonrası 1-2 hafta o evden çıkmayabileceğinizi düşünüp plan yapmak. Zira trafik kilit, sokaklar kapalı, etraf can pazarı olabilir. Evde içme suyu stokunuz, ilaçlarınız, paketli gıdanız, radyonuz olsun. Muhtemelen elektrik kesileceği için fenerdi, ışıldaktı, yedek pildi kenara koyun. Bankamatiklerin, pos makinesi için hatların durumu belli olmayacağından bir miktar nakit para da bulunsun.
Yakınlarınızla iletişim için bir yöntem bulun. Sabit telefonlar da mobil iletişim de 5.8’de gümlediğine göre, 7 üstü depremde iş daha da zorlaşacak. İnternet son depremde çalıştı. Daha büyük bir olayda internet erişiminin de kopmayacağını kimse garanti edemez ama yine de herkesin tek tek birbirini arayacağı değil, birbirinden aynı anda haber alacağı bir sistem kurun. Her geniş ailenin bir Whatsapp grubu olsun mesela.
Belki evde çatlaklar, hasar vs olacak ve daha güvenli bir yere gitmek isteyeceksiniz. Toplanma alanınız neresi öğrenin. Deprem çantanızı yapın. 1 haftalık yaz tatili için 3 gün bavul hazırlıyorsunuz, hayatınız için bir çanta yapacaksınız kardeşim. Cüzdanınızda kan grubunuz, sağlık bilgileriniz, acil durumda ulaşılacak kişilerin telefonu vs yazan bir kâğıt bulundurun. Acil durum telefonları (AKUT’tan AFAD’a, ambulanstan itfaiyeye kadar) hem telefon hafızasında hem evde hem üzerinizde kâğıda yazılı olarak bulunsun.
Ve canımdan çok sevdiğim televizyon kanalları... Diziler filan çok tatlı. Yarışmalar olsun, kayınvalide-gelin-damat programları olsun... Ama bu 150’şer dakikalık programların arasında depremle ilgili 2-3 dakikalık birer eğitim-önlem videosu yapıp gösterirseniz sosyal medya hesaplarımda yayınlamayı, üzerine bir de kanalınızı övmeyi taahhüt ediyorum! Hadi bir zahmet.
Sevgili okuyucularım, kimseden bir şey beklemeyin, böyle durumlarda gemisini kurtaran kaptan kardeşim! Siz bilim adamlarını dinleyin, öğrenin, alabileceğiniz her önlemi alın, işinizi kimseye, hele ki şansa asla bırakmayın!
Zira geliyor gelmekte olan!
Paylaş