Bir reklam yüzü olarak kedi kadın

Reklam yüzü illa kedi olacaksa başka aday önerilerim var. Hem de ünlü kedilerden!

CHP’nin seçim kampanyası filminde trafonun önünden geçen kedi kullanması isabetli olmadı kanımca. O kedi CHP’nin potansiyel seçmeninin aklına şunları getiriyor:
-Geçen seçimde oylar çalınmış mesajı veriyorlar. Demek oy versek de yine bir katakulli olup, oylar çöpe gidebilir.
-İktidar, seçim sonuçlarını manipüle edip “Trafoya kedi girdi” diyecek kadar şeytana pabucunu ters giydirebiliyor. CHP ise saf ve çaresiz.
-CHP istediği oyu alamayınca “Trafoya kedi girdi” açıklamasını kullanıp bahanelere sığınıyor. Kim bilir iktidar olsalar ne için ne bahane bulacaklar.

Ünlü kedilerle anlaşılsın

İlla kedi olacaksa, reklam kampanyasında başka kediler kullanılabilirdi. Mesela:
-Garfield: Bütün gün yiyip içip yatan Garfield’la anlaşılır, “CHP iktidarında hayatınız bu kadar tatlı, stressiz ve refah içinde olacak” vaadi işlenebilirdi.
Kedi Kadın: Kıvrak ve güçlüyüz vurgusu yapılır, ayriyeten bir kadın kahramanla kadın seçmenin gönlü kazanılabilirdi.
Tom ve Jerry’nin Tom’u: Zeki ve sempatik fare Jerry’nin, açgözlü, entrikacı ve kötü yürekli Tom’u faka bastırdığı bir sahnede, AK Parti Tom, CHP Jerry tarafından oynanır, temenni edilen seçim sonucu temsili olarak anlatılabilirdi.
-Pembe Panter: Panterin trafoya giren AKP’li kediyi dedektiflik marifetiyle yakaladığı bir senaryo yazılabilirdi. Hatta ülkedeki tüm karanlık olayları ortaya çıkaran, kanun namına çalışan, bir ‘Adalet âşığı kedi’ rolü biçilebilirdi.
-Merdivendeki fotoğrafıyla kafa karıştıran kedi: Sosyal medyada “Merdivenden iniyor mu çıkıyor mu” tartışılan kediden söz ediyorum. Kedinin, önce merdivenden yukarı çıktığı gösterilip, sonra “İşin aslı başka” ibaresiyle esasında merdivenden indiği ekrana getirilirdi. Bu “Çıkıyor gibi gösteriyorlar ama aslında inişte” mesajıyla AK Parti oylarına veya iktidarın performansına gönderme yapılır, eleştiri getirilebilirdi.
Kimse bana danışmıyor ki arkadaş.

Olmaz olmaz deme hiç!

Söyleyin, sadece son birkaç haftada yaşananları, 20 yıl önce “Bunlar olacak” diye anlatsalar, inanır mıydınız? Mesela:

Ortadoğu’nun, “Çok acıkınca karınızı yiyebilirsiniz” diyecek bir din alimi barındırıp, bu habere inanılacak kadar geri gideceğine.
Dünyanın, Siri adı verilen, telefonunun seninle ana dilinde konuşmasını sağlayan bir teknoloji yaratacak kadar ileri gideceğine.
Ülkenin en güvenilir kurumlarından TÜBİTAK’ın şaibeli bir yer haline dönüşeceğine, ilimin bu noktaya geleceğine.
Milletvekili aday adaylarının Osmanlı ve Selçuklu kostümleriyle, ‘Referansımız Allah’tır’ gibi sloganlarla kampanya yapacağına. Bizatihi bir milletvekilinin Cumhuriyet için “Bitmiş bir reklam arası” diyeceğine.
Cumhurbaşkanımızı övgü amacıyla, bir değil iki şarkı birden yazılacağına. Birini yazan sanatçının milletvekili adayı olacağına. Ötekinin şarkı değil, mehter takımının çaldığı bir marş olup, adına ‘Yeni Türkiye Marşı’ isminin verileceğine.
Söyleyin, inanır mıydınız?
Bence yeni marşa filan gerek yok, kapı gibi İstiklal Marşı’mız var. Ama ülke gündemine uygun şarkı aranıyorsa, bir öneri: “Olmaz olmaz sevgilim, olmaz olmaz deme hiç, zaman neler gösterir, belli olmaz sevgilim”!