Fiziksel olarak efor sarf ettikten sonra vücut ısınır, ter bezlerinden ter üretilir. Buradaki amaç yükselen ısıyı normal seviyeye çekmektir, yani serinlemektir. Sıcak havalarda veya kalın giyindiğimizde terlememiz de bu sebepledir.
Terle beraber vücutta su ve tuz dışarıya atılır. Aşırı terlenen spor sonrasında vücut bir miktar kilo kaybetmiş gibi gözükse de bu aslında eksilen suyun göstergesidir. Bu şekilde kilo vermeye çalışmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Egzersiz yaparken asıl amaç terlemek olamamalıdır. Yapılan aktivite sonucu ortaya çıkan terleme normal kabul edilir. Terlemek için extra çaba sarf etmek doğru değildir. Bu yüzden kişinin antrenman sırasında extra kalın giyinmesi, termal içerikli giysiler giymesinin bir önemi olmayacaktır. Bunlar zayıflamayı destekleyici değillerdir.
Bazı bireyler yapı gereği ter bezlerinden daha zengin olabilirler. Terleme; sıcaklık, nem, yaş, cinsiyet, genetik gibi etmenlerden etkilenir. Buradaki amaç vücudu serinletmektir. Teknik olarak yağ yakılmaz, ya da erimez. Bu durumda da daha fazla terleyen biri daha zayıf olacaktır diye bir durum söz konusu değildir.
Sıkı yaptığınız bir antrenman sonucunda çok terlemiş olabilirsiniz. Terlediğiniz için kilo kaybedeceğinizi düşünebilirsiniz. Kilo kaybı, terlediğiniz için değil, sıkı yaptığınız antrenmanın sonucunda kalori açığı oluşturduğunuz ve yağ kaybını desteklediğiniz içindir. Bazen yapılan sporun şiddeti yüksek olmasa da içeriği gereği yakılan kalori fazla olabilir. Kişi daha az terlediği halde daha çok kalori harcayabilir. Dolayısıyla terlemediği halde kilo vermeye devam edeceksinizdir. Yani hedef asla daha fazla terlemek olmamalıdır. Kişinin yapısına uygun önerilen egzersiz programı ile beraber kas gelişimini hedeflemeli ve yağ yakmayı destekleyici program oluşturulmalıdır.
Havanın 40 derece olduğu bir ortamda yatarken terleyebilirsiniz. Ancak hiçbir enerji sarf etmemiş olursunuz. Kalori harcamazsınız. Kilo vermeye etkisi olmayacaktır. Oysa soğuk havada yapılan yürüyüş sizi terletmese bile önemli derecede kalori yakmanızı sağlayacaktır. Bu da metabolizmanızın hızlanması, kilo kaybı, zayıflamayı desteklemek anlamına gelir.
Son olarak bir öneride bulunmak istiyorum. Spor sırasında aşırı terleyen bir vücut yapınız varsa; antrenmandan yarım saat önce 250 ml, antrenman sırasında 250 ml ve antrenmandan yarım saat sonra 250 ml su içmenizi öneririm.
Sonuç: antrenman esnasında terlemiyor olmanız, kalori yakmadığınız, kilo vermediğiniz anlamına gelmez. Sizin için hocanızın önerdiği programları uygulamaya devam edin. Düzgün beslenin. Uykunuza, su tüketiminize özen gösterin. Zayıfladığınızı göreceksiniz.
Aminoasitlerin vücutta kullanım amaçları çeşitlilik gösteriyor. Karnitin bileşiği, yağ asitlerinin parçalanmasına ve hücre içinde enerjiye dönüştürülmesinde etkili rol oynamaktadır. L- karnitin çoğu durumda vücut tarafından yeterince üretilir. Ancak bazı durumlarda üretim yetersizse bunu besinlerden veya takviyelerden karşılayabiliriz.
Karnitin çeşitleri:
L-karnitinin ana görevi enerji üretimidir. Yağ asitlerinin hücre içindeki mitokondriyal sistemde kullanılıp, gerekli enerjinin üretilmesini sağlar. Böylece sağlıklı bir yaşlanma, hastalıklardan korunma, doğru çalışmış bir enerji metabolizması oluşturmuş olur. Kaslarda depo şekli en yüksektir. Dışarıdan almak istediğinizde, ‘Hangi besinlerde karnitin var?’ diyecek olursanız;
Yapılan bir çalışmaya göre, haftanın 4 günü egzersiz yapan 38 kişi, L-karnitin alan ve almayan kişiler arasında herhangi bir kilo farkının görülmediğini göstermiştir. Burada görülüyor ki düzenli bir diyet programı olmadığı sürece takviye almanız etki etmeyecektir.
Alzheimer ve böbrek hastalarının kullanımı kesinlikle sakıncalıdır. Bunun harici varsa başka hastalığınız doktorunuza başvurmadan kullanmamalısınız. Aksi takdirde, bulantı, kusma, ishal, hipoglisemi gibi yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.
Spor öncesi kullanılabildiği gibi, kas ağrılarını azaltıcı etki görebilmek için spor sonrası da kullanılabilir. Günlük alım: 500-2000 mg kadar olabilir. Bazı durumlarda 4000 mg a kadar çıkarılabilir.
Karnitini sporcular genel olarak kilo vermek, yağ oranını düşürmek, kaslara oksijen oranını artırmak, kas ağrılarını azaltmak, dayanıklılığı artırmak, testosteron hormonunu artırmak gibi sebeplerle kullanabiliyor. Ancak sağlıklı bir şekilde kilo vermek ve zayıflamak için beslenme programına karnitin eklemek bir zorunluluk değildir. Yalnızca süreci hızlandırmaya fayda sağlayabilir diyebiliriz.
Sağlıklı, aydınlık günler dilerim.
Tüm bunlar bakıldığında çok bilimsel ve kafa karıştırıcı gibi dursa da özetle; hücresel antioksidan seviyesi ne kadar fazlaysa, hayati organlarda o kadar az hasar meydana gelir diyebiliriz. Bu etkiler özellikle de artrit, haşimato, PCOS, ülseratif kolit, Crohn, diyabet, sedef, osteoporoz, Alzheimer hastaları için çok kıymetlidir.
Kanser hücrelerinin üremesini durdurucu etkiye sahiptir. Ayrıca yine kanser hücrelerin kanlanmasını ve büyümesini azaltıcı etkiye sahiptir. Yani kanserden korunma amaçlı çok kıymetlidir. Ancak kemoterapi sırasında sinerjik etkisi olduğunu gibi, kullanılan bir takım ilaçlarla da etkileşebileceğinden mutlaka doktor kontrolünde tüketilmesi gerekmektedir.
Beyin dokusundaki zedelenmelere karşı onarıcı etkiye sahiptir. Yapılan çalışmalar göstermiş ki alüminyum kaynaklı işlevsel bozukluklarda noröprotektif etkiye yani sinirsel sistemi koruyucu etkiye sahip olduğu görülmüştür.
Zerdeçal kullanılırken emiliminin daha yüksek olması amaçlı karabiber kullanılması önerilir. Yine ısıl işlem zerdeçalın etkinliğini artıracaktır. Bu yüzden çorbalarda kullanımı daha faydalı olacaktır. Zencefille sinerjik etkiye sahiptir. Yani birbirini olumlu etkileyerek daha yararlı hale gelir.
Dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Bunlar:
Sağlıklı, aydınlık günler dilerim.
Taze olarak yenilebildiği gibi, suyu, pekmezi, özü, nar ekşisi şeklinde de kullanılabilir. 100 gram narda; yaklaşık 70/75 kalori bulunmakta olup, yüksek lif, demir, potasyum, B1, B2, B3 ve C vitamini içeriği oldukça yüksektir.
NARIN BİLİNEN 10 FAYDASI NELERDİR?
Meyve olarak tüketilebildiği gibi; narın çekirdeği, nar çekirdeği yağı, narın kabuğu, narçiçeği, nar ekşisi gibi farklı yan kullanım alanları da mevcuttur. Kısaca bahsedecek olursak;
Narın çekirdeği: Değerli yağ asitleri içerir.
Nar çekirdeği yağı: Soğuk sıkım methodu ile elde edilebilmektedir.kalp, damar, beyin sağlığından tutun da kozmetik sektörüne kadar pek çok alanda kullanılan bir besin öğesidir.
Narın kabuğu: Özellikle ishale karşı kullanılmaktadır.
Nar çiçeği: Çay olarak tüketilir.
Nar ekşisi:
1. Mükemmel bir lif kaynağı olan keten tohumu, sindirim kanalı boyunca atıkların su emmesine yol açarak kabızlık giderici etki gösterir.
2. Aynı zamanda çözülebilir lif kaynağıdır.
3. Sindirim kanalı boyunca izlediği yolda, kolesterolü bağlayarak emilimini engeller, böylece kolesterol düşürücü etkiye sahip olur.
4. Dahası, safra asidi üretimini tetikleyerek sindirim problemlerinin önüne geçer.
5. İçerisindeki omega-3 sayesinde kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı etkileri bulunmaktadır.
6. Kalın bağırsaklarda bulunan bakteriler ketende bulunan sekoisolarisiresinol ile beslenerek lignan üretimini artırırlar. Lignan, vücutta kansere karşı koruyucu etkileri ile bilinir.
7. Ayrıca meme kanseri türlerinin büyük çoğunluğu österojen pozitiftir; bu da hastalıkta düzensiz hücre artışının vücudun kendi österojeninden kaynaklandığını ifade eder. Lignanlar ise östrojenin hücresel etkinliğini engelleyerek meme kanseri riskini azaltıcı etki yaratır.
8. Yapılan çalışmalar göstermiş ki; hem meme hem de prostat kanseri riskini düşürmede keten tohumunun olumlu etkileri görülüyor. Günde 25 gram öğütülmüş keten tohumu ile güçlendirilmiş bir kek tüketen bireylerde kanser oluşumunda, ilerleyişinde ciddi azalmalar gözlemlenmiştir.
Turna Yemişi ile Yaban Mersini Arasındaki Fark;
Turna yemişinin hasadı yapıldıktan sonra bu meyve şekerlendirilir ve piyasaya sürülür ve turna yemişi meyvesi yalnızca kuruyken tüketilebilir. Yaban mersini ise yaşken de kuruyken de tüketilir. Turna yemişinin yaş meyvesi yenilemeyecek kadar acıdır. Bu şekilde ayırt edilmeleri mümkündür. Yani çoğu zaman aktarlardan aldığımız çoğu zaman karıştırılan meyve aslında turna yemişidir.
Pekala turna yemişi faydaları nelerdir?
Bu meyve ilk söylediğinde akla ‘idrar yolu enfeksiyonu’ gelir. Çoğunlukla kadınların, zaman zaman da erkeklerin başını ağrıtan idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan antibiyotikler turna yemişinin içerisindeki özütü kullanarak oluşturulmuştur. Bu yüzden de bu meyve ile idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ve dahi önlenmesinde sağlam bir şöhrete sahiptir.
Yine yapılan bir başka çalışmaya göre içerisindeki prosiyanidinler, ülser rahatsızlıklarını ve helikobakterpylori enfeksiyonlarında da etkili olduğunu göstermiştir.
Ayrıca bu meyvenin suyunu tüketen bireylerde streptococus mutans bakterisine bağlı diş çürümelerinin azaldığı, ancak bu meyvenin suyunun çok ekşi olmasından dolayı tüketiminin oldukça zor olduğunu söyleyebiliriz.
Farelerle yapılan deneylerde akciğer ve lenf bezlerine bağlı tümörlerde azalma, felçten dolayı oluşan beyin hasarına karşı dahi koruma sağlayabildiğini söyleyebiliriz.
Pekala turna yemişi zararları neler?
Fermantasyon, şeker gibi karbonhidratların alkol, karbondioksit ve organik asitlere dönüştürülmesini sağlayan bir metabolik süreçtir.
Prebiyotikler, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayan, insan vücudunun sindiremediği besin lifleridir. Bağırsaklardaki yararlı canlı organizmalar da probiyotikler olarak bilinir.
HANGİ GIDALARDA BULUNUR?
Yoğurt: özellikle ev yoğurdunda özellikle bu içerik oldukça yüksek olmakla birlikte, hazır alınan yoğurtlarda şeker, yapay tatlandırıcı, aroma gibi içeriklerin olmamasına özen gösterin. Etiket okuyun.
Kefir: yoğurda benzeyen özellikle de ekşi ayranın tadını andıran kefir, laktobasiller ve bifido bakteri açısından oldukça zengindir. Keçi sütünden yapılmış keçi kefiri, inek sütüne kıyasla daha doğal olup, laktoz intoleransı olanlar için tercih edilebilir.
Kombu çayı: yüzyıllardır kullanılsa da ülkemizde çok bilinmiyor, ancak son zamanlarda popülaritesi oldukça artmış durumda. Enerjiyi artırır ve ayrıca kilo vermeye de yardımcıdır.
Kimçi: özellikle uzak doğu mutfağında çok rastlanılan bir besin olam kimçi, kalsiyum, demir, beta karoten, A, C, B1 ve B2 vitaminleri bakımından mükemmel bir kaynaktır.
Tempeh:
Öncelikle mitokondri içindeki aktif yolu; enerji üretmesine fayda sağlamaktır. Bu nedenle eksikliğinde halsizlik, kronik yorgunluk, bitkinlik gibi şikayetler görülür.
Diğer en önemli faktörlerinden biri oksidatif stresle mücadeledir. Oksidatif stres; kanserden, romatizmal hastalıklara, yaşlanmaktan, zayıf bağışıklığa kadar pek çok olumsuz etkiye sahiptir.
Ne gibi faydaları vardır?
Koenzim Q10, kalp yetersizliğinin tedavisine yardımcı olabilir. Dünyadaki ölüm sebeplerinden en çoğu ve önemlisi kalp hastalıklarıyken, CoQ10 için kalbe iyi gelmesi bizler için oldukça önemli. Yapılan deneylerde görülüyor ki, CoQ10, kalp fonksiyonlarını iyileştirerek, ATP üretimini artırarak ve oksidatif hasarı sınırlayarak kalp yetmezliği tedavisine yardımcı görülüyor.