DÖRT yıldan beri Ankara’da görev yapan iki yakın dosta veda zamanı geldi.İspanyol Elçisi Manuel de la Camara ile Fransa Büyükelçiliği’nde Ekonomi Müsteşarı Pierre Mourlevat ağustos sonu, eylül başlarında Türkiye’den ayrılıyor.İki ülke ilişkilerinin gelişip, serpilmesinde kimi zaman ‘isimsiz kahramanlar’ vardır bilirsiniz.Benim gözümde hem Manuel de la Camara, hem Pierre Mourlevat öyle.Her ikisinin de özellikle ekonomik ilişkilere katkısı büyük. Geçen hafta Ankara’da yaptığım veda turlarında ilk durak İspanyol Elçisi Manuel de la Camara.Alarko’nun CEO’su Ayhan Yavrucu’nun ‘onun gibi işadamı disipliniyle çalışan bir diplomata hiç rastlamadım’ dediği Manuel de la Camara, Ankara-İstanbul arasındaki hızlı tren için az çaba harcamadı. Düşük faizli İspanyol kredisiyle yapılan hızlı tren yılan hikayesine dönünce İspanyol Elçisi çalmadık kapı bırakmamıştı.Manuel de la Camara’nın bizzat yakından ilgilendiği diğer bir proje de Atatürk Barajı yakınlarındaki Bozova sulama projesi.GAP’ın en büyük dertlerinden biri toprağın yanlış sulama nedeniyle tuzlanması.Bozova’da kullanılan son derece modern bir teknik tuzlamayı önlüyormuş.Manuel de la Camara ayrıca, GAP bölgesindeki çiftçilere sulama tekniklerini öğretmeleri için İspanya’dan uzman getirtme girişiminde bulunmuş.Düşünün ki, İspanya’nın Valencia bölgesinden kalkıp gelenler GAP’taki çiftçileri eğitecek.Güneydoğu Anadolu’yu birkaç kez gezen İspanyol Elçi sohbetimizde ‘Dönüm noktasındaki Türkiye için bir şeyler yapmanın gerektiğine inanıyorum’ diyor.Konya ve Foça’daki kirli suyu arıtma tesisleri de la Camara’nın uğraştığı projeler.İspanyol Elçi’siyle sohbette, altyapıda kullanılmak üzere düşük faizli yeni bir İspanyol kredisinin imza aşamasında olduğu ortaya çıkıyor.Söz konusu kredi 400 milyon Euro civarında olacakmış.‘Hızlı trenin ikinci aşamasını finanse edebilecek miyiz bilmiyorum zira çok pahalı’ diye konuşan Manuel de la Camara’ya göre hızlı tren için halen Avrupa Yatırım Bankası’yla bazı görüşmeler devam ediyormuş.Büyükelçi’den bir ikinci haber üç aylık yeni İspanyol Başbakanı Zapatero’nun yıl sonundan önce Türkiye’yi ziyaret edeceği.‘Türkiye’den nasıl bir izlenimle ayrılıyorsunuz’ soruma elçinin yanıtı şöyle:‘Türkiye doğal güzelliğiyle, tarihiyle, ekonomik potansiyeliyle benzersiz bir ülke ama en fazla insanları beni etkiledi. Hiçbir ülkede böylesine büyük bir yüreğe sahip bir halk görmedim. Yoksulu, zengini herkesin yüreği kocaman, cömert...’Ne iyi ki, kritik aralık öncesi Madrid’de gerçek bir dost kazandık.Fransa-Türkiye ticaret hacmini artıran adamMANUEL de la Camara’dan sonra ikinci adres Fransız Büyükelçiliği Ekonomik Misyonu’nun başındaki Ekonomi Müsteşarı Pierre Mourlevat.Mourlevat’ın, aynen İspanyol elçisi gibi Türkiye’nin dört bir yanını gezdiğini iyi biliyorum. Bir gün Bursa’daysa, ertesi gün İzmir’de.Türkiye’de 3.5 yılı böyle geçti.Pierre Mourlevat 2001 yılının başında Ankara’ya atandığında Fransa’nın Türkiye ile ticaret yapan ülkeler arasında payı yüzde 5,5 imiş.2004 yılının ilk dört ayında payı yüzde 7.4.Mourlevat, 2003 yılında 6.1 milyar euro olan ticaret hacminin 2004’te 7 milyar Euro’yu geçeceği görüşünde.Hem Manuel de la Camara, hem Pierre Mourlevat için ilginç nokta şu: Her ikisi ülkedeki siyasi ve ekonomik reformları yakından izlemişler, devrim niteliğindeki değişimlere tanık olmuşlar.Göreve geldikleri Türkiye ile arkada bırakacakları Türkiye arasındaki farkı iyi görebiliyorlar.Meselá İspanyol elçisi ‘Türkiye’ye geldiğim 2000 yılında idam cezasının kalkabileceği kimsenin aklına gelmezdi ama oldu’ diyor.Mourlevat ekonomik reformları ‘devrim’ olarak tanımlıyor. Türkiye’nin, kendisini ekonomik krizlere daha dayanıklı kılacak mekanizmalara kavuştuğunu söylüyor.‘Şaşkınlık yaratacak bir hızla reformları gerçekleştirdiniz. Bu kadarını pek az ülke başarabilirdi’ diyor.İddiasına göre, Türkiye’de insanlar üç yıl öncesine oranla geleceğe daha güvenli bakıyorlar.Bilmem öyle mi?Yabancı gözüyle herşey daha iyi mi görünüyor?Mourlevat’nın bir başka söylediği de, yabancı yatırımcıların kendilerine getirilen bazı kolaylıkların hálá farkına varmadıkları. Peki Fransızlar varmışlar mı?‘Fransız şirketlerin ilgisi giderek artıyor. TEB ile ilgilenen Paribas Bankası’nın yanı sıra France Telecom da Türk Telekom’un özelleştirilmesini izliyor. Ayrıca Fransız KOBİ’lerin ilgisi de yeni bir şey’...Bu arada, Mourlevat’nın 2001 yılı krizinden sonra Türkiye’ye karşı ilgisi azalan Fransız TÜSİAD’ı MEDEF ile ilişkileri ısıtan kişi olduğunu söylemeliyim.Mourlevat’nın epeydir üzerinde çalıştığı bir konu Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne maliyetinin ne olacağı.Ancak bu konuda ağzı çok sıkı.Yine de ben maliyeti düşük tutmak için elinden geleni yapacağına inanıyorum. Chirac Erdoğan’ı ağırlamaya hazırlanıyorBAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın 19-21 Temmuz tarihlerinde Paris’e yapacağı gezinin programı belli olmuş.Fransız Elçisi Bernard Garcia’nın verdiği bilgiye göre, Erdoğan gezisinin ilk günü Başbakan Raffarin tarafından karşılanıyor.Cumhurbaşkanı Chirac ile görüşme ikinci gün. MEDEF yani Fransız işadamlarıyla görüşme ve senatoda bir konuşma Başbakan Erdoğan’ın gezisi için planlananlar arasında.