Paylaş
Nitekim veriler, 2016 yılında Türkiye’de acil servislere 110 milyon kez gidildiğini ve 11 milyon MR çekildiğini ortaya koyuyor.
Acil servise gitme ve MR çekilme sıklığında dünya şampiyonuyuz. Nedenini şöyle açıklamak mümkün:
Sağlık okuryazarlığında sınıfta kalmış durumdayız.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’nın Avrupa Birliği tarafından finanse edilmiş “Avrupa Sağlık Okuryazarlığı Araştırmasını” temel alarak yaptığı saha çalışmasına göre, Türkiye’de 53 milyon yetişkin nüfusun 35 milyonu sağlıkla ilgili yetersiz ya da sorunlu bilgiye sahip. Toplumun yüzde 24.5 sağlıkla ilgili yetersiz, yüzde 40.1’ı bu alanda hayli sorunlu bilgiye sahip ki topladığınızda yüzde 64.6 gibi bir oran çıkıyor.
Avrupa’da yapılan aynı araştırma ile karşılaştırırsak, acil servisi başvurma oranı Avrupa’da yüzde 26.6 iken bizde yüzde 52.7
Son bir yılda hastane hizmetlerini hiç kullanmama oranı Avrupa’da yüzde 73, bizde yüzde 19. 2014 yapılmış alanındaki en geniş saha çalışmasını geçenlerde Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) Genel Müdürü Jülide Erdoğan ve GSK (GlaxoSmithKline) Hasta İlişkilerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrte Alptekin ile konuşuyoruz. İrte Alptekin haklı olarak “Sağlık okuryazarlığı seviyesinin yüksek olması sağlık sisteminin etkin ve verimli kullanımını sağlar” diyor. 2016 yılında çekilen 11 milyon MR’ın kaçı gerekliydi acaba? Ya milyonlarca liralık ilaç israfı?
Daha önce birkaç projede işbirliği yapan TOG ile GSK kısa bir süre önce “Sağlıklı Gençlik Hareketi”ni başlatmış.
Hedef iki yılda 15 ile 30 yaş arasındaki 70 bin gencin “Sağlık Okuryazarı” olması.
Proje kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanından Toplum Gönüllüsü gençler ekim ayından beri ülke çapında “sağlık okuryazarlığı” eğitimi veriyor.
TOG’un üniversitelerde yaptığı çağrıya başvurunlar arasında 23 gönüllü “Sağlıklı Gelecek Rehberi” seçilmiş.
Bir haftalık eğitim alan bu gönüllü gençlerin “Yaşam Boyu Sağlık ve Sağlıklı Çevre”, “Sağlıklı Beslenme”, “Bilinçli İlaç Kullanımı” gibi sekiz başlık altında verdikleri eğitimler arasında en çok talep hangisine dersiniz?
“Ruhen İyi Olma Hali” eğitimi. 15 ile 30 arasındaki çocuklarımızın en çok buna ihtiyacı var. Bilmem ülkenin ruh haliyle ilgili bir ipucu verebildim mi?
EŞİTSİZLİK MERCEK ALTINDA
CREDİT Suisse’in geçtiğimiz kasım ayında yayınladığı “Küresel Servet” Raporu’nda, en zengin yüzde 1’lik dilimin, 2008 krizinde sahip oldukları küresel servetin yüzde 42.5 oranını 2017 yılında yüzde 50.1’e çıkardıkları yer almıştı.
CREDİT Suisse’in geçtiğimiz kasım ayında yayınladığı “Küresel Servet” Raporu’nda, en zengin yüzde 1’lik dilimin, 2008 krizinde sahip oldukları küresel servetin yüzde 42.5 oranını 2017 yılında yüzde 50.1’e çıkardıkları yer almıştı.2008 küresel finans krizi bazılarına çok yararken, rapor eşitsizliğin her yıl arttığının altını çizmişti.
Önceki gün Paris’te açıklanan bir başka rapor “ Dünyadaki Eşitsizlikte 2018 Raporu” 1980-2016 yılları arasında eşitsizliği farklı boyutlardan ve daha ayrıntılı şekilde ele alıyor.
“21. Yüzyılda Kapital” kitabı 2,5 milyon satan Fransız ekonomist Thomas Piketty ve meslektaşları Lucas Chancel, Facundo Alvaredo, Emmanuel Saez ve Gabriel Zucman koordinasyonunda çeşitli ülkelerden 100 ekonomist Dünya Servet ve Gelir Veri Tabanı (Woorld Wealth and Income Database) Projesi’nde eşitsizliği mercek altına almak için bir araya gelmiş.
Dünya Bankası OECD, BM gibi kurumların hiç el atmadıkları verileri incelemiş. Piketty ve meslektaşları, son yıllarda hangi sosyal gruplarının gelirlerinin arttığını ve zenginliğin dünyada nasıl yayıldığını istatistiki verilerden yola çıkarak kaleme almış.
Piketty, Le Monde Gazetesi’ne verdiği demeçte “Verilerimiz son otuz yılda eşitsizliklerin aşırı oranda arttığını ve sonuçlarının feci olduğunu ortaya koyuyor” diyor.
Rapora göre, dünyanın yüzde 1’lik zengin dilimi büyümenin yüzde 27’sine el koymuş durumda.
Rapora WID.world sitesinden ulaşmak mümkün.
Paylaş