Nükleer savaşları

BAŞLIK sizleri yanıltmasın.

Sözünü ettiğim

Allah korusun bir nükleer savaş değil.

Haberin Devamı

Sadece nükleer santral teknolojilerine sahip ülkelerin, nükleer enerjiye yeni karar veren ülkelerden pay kapma savaşları.
Bu alanda dünyada olup bitenler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Moskova ziyareti sırasında Rusya ile ihalesiz “nükleer santral” için bir işbirliği imzası atmış olan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Anlatacağım hikâyenin kahramanları Fransa ve Güney Kore.
Türkiye’nin nükleer santral programıyla yakından ilgilenen iki ülke.
Abu Dabi’nin dört nükleer reaktör için açtığı nükleer ihaleden Toshiba-Westinghouse konsorsiyumunun çekilmesinden sonra karşı karşıya geliyorlar.
Kısaca EPR olarak tanımlanan, 11 Eylül’den sonra her türlü saldırıya karşı geliştirilmiş olan üçüncü nesil reaktörlerinden ötürü Fransa kendisinden pek emin.
Abu Dabi ihalesini kazanacağına kesin gözüyle bakıyor.
Devletin de hissesinin olduğu nükleer grubu Areva Fransız konsorsiyumunun başını çekiyor.
NÜKLEER DİPLOMASİYE DARBE
Ne ki Fransız korsorsiyum hiç beklemediği şekilde Güney Kore’nin Kepco konsorsiyumu (Hyundai, Samsung ve Dosan da dahil) karşısında hezimete uğruyor.
Fransızlar şaşkın.
Fransız basını “Abu Dabi” fiyaskosundan, Fransız “nükleer diplomasisinin” yemiş olduğu ağır darbeden günlerce söz ediyor.
Areva’yı son birkaç yıl içerisinde nükleerde bir numaraya çıkarmayı başarmış olan CEO’su Anne Lauvergeon’nun istifa etmesi gerektiği konuşuluyor.
Geçen gün Le Monde Gazetesi’nde bir söyleşisi yayınlanmış olan Anne Lauvergeon kendisini şöyle savunuyor:
“Güney Kore Abu Dabi’yi kazanmak için her şeye hazırdı.”
Peki Fransızlar neden kaybetmişti?
“Fiyat” diyor Anne Lauvergeon, “Üçüncü nesil reaktörler için bizim fiyatımız 30 milyar dolardı. Oysa Güney Kore 20 milyar dolar önermişti”.
GÜVENLİK İKİNCİ PLANDA OLUR MU
Yine Anne Lauvergeon’a göre, Fransızlarla Korelilerin önermiş oldukları nükleer reaktörler güvenlik, güç yönlerinden birbirlerinden hayli farklı.
Neticede, Abu Dabi, güvenliği ikinci plana atarak daha ucuz fiyatı tercih etmişti.
Peki Areva’yı beş yılda yüzde 35 dolayında büyüterek 40 bin kişiye istihdam sağlayan Anne Lauvergeon istifa edecek mi?
“Abu Dabi işini fazla abartmayalım” diyor.
“Çin ile imzalamış olduğumuz
8 milyar Euro’luk bir proje var.
Hindistan ile protokol imzalandı. Kaliforniya’da bir kontrat imzalamak üzereyiz. Areva dünyada yeni inşa edilmekte olan nükleer reaktör pazarının üçte birini hedefliyor. Dolayısıyla üçte ikisi bizim olmayacak” diye devam ediyor.
Yani Anne Lauvergeon’un istifaya niyeti yok.
Bu hikâyeden çıkartacağımız derse gelince?
ANLAŞMA ÇANTADA KEKLİK DEĞİL
Nükleerde, Türkiye’nin doğal gaz nedeniyle göbeğinden bağlı olduğu Rusya’dan başka sayısız seçenekleri var.
Başbakan Erdoğan’ın Rusya ile yaptığı nükleer işbirliği anlaşması da daha çok su kaldırır.
Geçenlerde konuştuğum enerji sektöründen önemli bir isim, nükleerde “ihalesiz” başka örneklerin de olduğunu ancak nükleer santralin Rusya için “cepte keklik” sayılamayacağını öne sürdü.
Bu arada Türkiye nükleeri tartışmaya başladı.
Örneğin bugün ÇEKÜD’un (Çevre ve Kültür Kuruluşları Dayanışma Derneği) Topkapı’daki Eresin Oteli’nde “Türkiye’nin Gözü Nükleer’de” Konferansı var.
STK’ların bu meseleyi ele almaları sevindirici bir gelişme.
Hiç olmazsa nükleeri şeffaf bir şekilde tartışan bir kesim var.

Haberin Devamı

Bugün saat 14.00’te NDS’de

Haberin Devamı

OKULUMUZ Notre Dame de Sion, artık geleneksel hale gelmiş olan kuruluş kutlamalarını bugün Harbiye’deki binasında yapıyor.
NDS Derneği’nin bir de sürprizi var bugün.
Erkut Taşkın’ın rock konseri.
Ünlü şarkıcı tam 50 yıl önce de yani 1960 yılında NDS’de sahneye çıkmış.
O yıl ilk kez çıkacak yıllık için para peşinde olan öğrenciler rahibelerden konser iznini koparmayı başarmış.
Konserin sunuculuğunu ise Erkan Yolaç ile Sezen Cumhur Önal yapmış.
NDS’li yazarların kitaplarını imzalayacağı bu özel günü hatırlatmak istedim.

Yazarın Tüm Yazıları