Paylaş
Dağların ardında biriken simsiyah kar bulutları bu yıl Dünya Ekonomik Forumu (DEF) için Davos’un yolunu tutan CEO’ların omuzlarında sanki.
Geçen yıla göre dünyanın sorunlarına bir de siyasi belirsizlik eklenmiş.
Avrupa’daki euro krizi, İtalya ve İspanya’nın küçülecek olmasını bir yana bırakın, Arap Baharı’nın beraberinde getirdiği belirsizlikler, Suriye’deki iç savaş, kapıdaki İran krizi derken bulutlar birikmiş.
PricewaterhouseCoopers’in CEO’su Dennis Nally’nin bu yıl 15’incisi yayınlanan “CEO Araştırması”nın sunumunda dediği gibi “Davos’ta bir yıl önce yine bu salonda otururken Arap Baharı kimin aklına gelirdi?”.
PwC’nin bu son araştırmasına göre, CEO’ların yarısı önümüzdeki 12 ay zarfında küresel ekonomideki kötüleşmenin devam edeceğine inanıyor.
Doğal olarak en büyük karamsarlık Batı Avrupa’da.
Araştırmanın en ilginç sonuçlarından biri Asya Pasifik bölgesinde Çin’in de “karamsar bulutlara” kapılmış olması.
Geçen yıl Çinli CEO’ların yüzde 72’si işlerinin büyüyeceğine güvenirken, bu oran bu yıl yüzde 51’e düşmüş.
Çinli üreticiler “Ekonomik krizin kıskacındaki Batı malımızı almazsa” diye kara kara düşünüyor belli ki.
KAPİTALİZM NASIL KURTULUR?
Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durum bu yıl Davos’ta ilginç bir tartışmayı beraberinde getirmiş.
“Kapitalizmi nasıl kurtaracağız?”
Bu yıl DEF oturumlarını dün sabah bu başlığı taşıyan oturumla açtım.
Moderatürün hem panelistlere, hem biz izleyicilere ilk sorusu da şuydu:
“20. yüzyılın kapitalizmi 21. yüzyılın toplumuna artık uymuyor mu?”
Salondakilerin yarısı “evet uymuyor” derken beş panelist arasında tek kadın olan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Sharan Burrow “uymuyor” diyor.
Burrow’a göre, kapitalizmin temel sorunlarından biri şirketlerin aşırı güçlenmiş olmaları.
Burrow bu düşüncesini Carlyle Grubu’nun CEO’su David Rubenstein, Alcatel-Lucent’in CEO’su Ben Verwaayen’e karşı aslanlar gibi savunuyor.
“Kapitalizm artık yeni iş sahaları yaratamıyor. Refah dağılımında uçurumlar var. Sosyal koruma denen şey çoğunlukla rafa kaldırılıyor. Bunları kurumsal şirketlerin aşırı güçlenmesine bağlıyorum” diyor Burrow.
SUÇ SİYASİ LİDERLERDE
Şirketlerin aşırı güçlenmediğini savunan Rubenstein ise sorumluluğu tamamiyle hükümetlere atıyor.
“Biz iş dünyası olarak liderlerden ekonomide daha fazla kararlılık, daha fazla yaratıcılık bekliyoruz” diyor.
“Hükümetler bizden ne beklediklerini söylesinler açıkça? Daha çok vergi mi? Daha çok regülasyon mu?”
Örnek olarak Avrupalı liderlerin ekonomik krize çareyi tam 2 yıl ertelediklerini söylüyor.
Şeytanın avukatlığını yapacağım.
CEO’ların, görüşlerini kesinlikle savunduğum Burrow’a itiraz etmelerine bir de şu pencereden bakalım:
“Kapitalizmi Nasıl Kurtaracağız” oturumunu düzenleyen Time Dergisi son sayısında CEO’ların 2009 ile 2010 yılı arasında maaşlarının yüzde 28 arttığını, işçilerin ise sadece yüzde 3.3 arttığını yazmış.
Dünyada refah uçurumunun artışında maaşlardaki orantısızlığın payı büyük.
CEO’lara hatırlatırım.
Davos’a kırmızı balonlu protesto
HER yıl olduğu gibi bu yıl da dünya ekonomisinin elitleri gibi zirveyi protesto edenler de Davos’a koştu. Protestocular bu yıl renkli bir çıkış yaparak, kırmızı balonla ekonominin liderlerini protesto etti.
İnovasyonu hızlıca ticarileştiriyoruz
KÜRESEL büyümenin anahtarı nerede?
Dün sabahki ikinci oturumun başlığı bu ve konuşmacılar arasında Coca Cola CEO’su Muhtar Kent, Wal-Mart CEO’su Doug McMillon, Endonezya Turizm Bakanı Mari Elka Pangestu, Bain Danışmanlık CEO’su Orit Gadiesh vardı.
Dikkatinizi çekerim.
Endonezya Turizm Bakanı aynı zamanda “Yaratıcı Ekonomi” Bakanı.
Neden böyle bir bakanlık da üstlendiğini konuştukça anlıyorum.
“Asya önümüzdeki yıl ortalama 7-8 oranında büyüyecek. Endonezya diğer Asya ülkeleri gibi ihracattan sonra iç tüketimle büyüyor. Dünyada 1.8 milyar olan orta sınıf 2020 yılında 4 milyara ulaşacak ve bunun yüzde 66’sı bizim bölgede olacak” diyor.
Çin’de her yıl 25 milyon katılıyormuş orta sınıfa.
Endonezya’ya dönersek en büyük kozu
büyüyen bir orta sınıf ve genç nüfus.
Endonezalı gençler internet, cep telefonu kullanımında dünyada en üst sıralarda yer alıyorlar.
“Facebook”un bir numaralı kullanıcıları.
Twitter’da ise üçüncü sırada geliyorlar.
Sosyal medyayı ise girişimcilikte iyi kullanıyorlar.
İşte bu yüzden Pangestu aynı zamanda “Yaratıcı Ekonomi” Bakanı.
Peki Muhtar Kent’in küresel büyüme vizyonu nedir?
DEMOKRASİ VE SİVİL TOPLUMLA DİYALOG
Coca Cola’nın CEO’su üç şeye öncelik veriyor:
Güven erozyonuna çözüm, yönetişime çözüm ve sosyal uyumluluğa çözüm.
İstikrarlı büyümenin önündeki engelleri böyle tanımlıyor Muhtar Kent.
Şimdi bu noktada Muhtar Kent, ilk oturumda dinlediğim CEO’lardan farklı bir portre çiziyor.
Topu sağa sola atmadan, projektörü kurumsal şirketlere de çeviriyor
Sivil toplumlarla diyalog diyor, demokrasi diyor.
İşi büyütürken insanlara yeni iş alanlarının nasıl açılacağının yolunu gösteriyor.
Örneğin, Afrika’da
“mikro dağıtım zincirler” için
hem insanlar eğitiliyor, hem sürdürülebilir büyüme yakalanıyor.
Dağıtım zincirlerinde çalışanların yüzde 50’si de kadın üstelik.
İki yıl önce büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya kalan Haiti’de 25 bin mango üreticisini destekleyen Coca Cola bunlardan meyve suyu elde ediyor.
Kent’e göre istikrarlı büyümenin bir başka püf noktası inovasyon.
“İnovasyon her yerden yağıyor. Marifet bunları hızlı bir şekilde ticarileştirmek” diyor.
Raflarda yerini bulan, çevreye zararsız “bitki şişesi” böyle bir inovasyonun sonucu.
Başta inovasyona yeni yatırımlar yeni istihdam alanları anlamında.
Hintli CEO’dan Batı’da yeni iş alanları
MUHTAR Kent’ın belirttiğine göre, Coca Cola geçtiğimiz yıl ABD 3 milyar, ABD dışında 10 milyar dolarlık yatırım yapmış.
Yeni yatırımlar yeni iş alanları demek.
Unilever CEO’su Paul Polman yine dün, küçük çiftçilere 500 bin yeni iş sahası ve gelişmekte olan ülkelerde 30 fabrika açacağını duyuruyor.
Yeni iş alanlarıyla ilgili bir haber de Doğu’dan.
Hindistan’ın dördüncü software şirketi HCL’nin CEO’su Vineet Nayaar’ın bir açıklaması gözüme ilişti.
Nayaar, ABD ve Avrupa’da şirketinin 10 bin yeni iş sahası açacağını duyurmuş.
Doğu’nun Batı’yı bu anlamda kollaması göz yaşartıcı gerçekten.
Bizim CEO’lar iyimser
PwC’nin toplantısından sonra akşam yemeğinde, Borusan CEO’su Agah Uğur, Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Doğuş Otomotiv CEO’su Aclan Acar, Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı ile buluştuk.
“Sizler de PWC araştır-masındaki CEO’lar gibi karamsar mısınız?” sorusunu ortaya attım.
Peşinen söyleyeyim ki karamsar bir ses çıkmadı.
Aclan Acar, Türkiye’nin 2012 yılında yüzde 5 büyümesini beklediklerini belirterek “Tüketici güveni iyi. Otomotiv pazarı büyümeye
devam ediyor. Türkiye için tek sıkıntı çevre ülkelerdeki belirsizlikler. Suriye, İran’da kapıdaki nükleer kriz ülkeyi etkileyebilir” diyor.
Agah Uğur ile Kara-mercan’ın Türkiye büyüme tahminleri de yüzde 4 ile 5 oranında.
Paylaş