Paylaş
ABD’den Avrupa Birliği’ne Afrika’ya dek sayısız ülkede kamu, özel sektör, akademi, sivil toplum kuruluşları gıda israfını önlemeye yönelik çalışmalar yapıyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun son verilerine göre, yıllık tarımsal kayıp 1.6 milyar ton.
Bu kaybın parasal değeri 1.2 trilyon dolar.
Öte yandan dünyada 800 milyonun üzerinde aç var.
Benzer bir girizgahı üç yıl önce de Metro Market Türkiye’nin İstanbul’da yeme-içme sektörünün önde gelen 50 şefinin desteğiyle düzenlediği “Gıdada İsrafa Son Haftası” vesilesiyle yazmıştım.
Metro o dönemde TÜBİTAK ile birlikte kayba uğrayan ürünlerle ilgili bir çalışma yapmıştı.
O çalışmaya göre, Türkiye’de üretilen 49 milyon ton sebze ve meyvenin yüzde 25 ila 40’ı üretim ve dağıtım zincirinde kayba uğruyordu.
Kayba uğrayan ürün miktarı iyimser tahmine göre 11.6 milyon ton idi.
Üç yıl sonra bu kez İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral yine gıda kaybını konuşuyoruz.
İSRAFIN BOYUTU NEDİR?
94 yıllık geçmişi olan İstanbul Ticaret Borsası geçtiğimiz aralık ayında “Gıda İsrafının Önlenmesi” başlatması vesilesiyle bir araya geldiğimiz Aral’ın Çevre Bakanlığı’nın verilerinden gıda atığıyla ilgili verdiği rakamlar şöyle:
1995 yılında belediyeler tarafından toplanan 17 milyon ton çöp, 2019 yılına gelince 33.5 milyona ulaşıyor.
Bunun yüzde 48’i organik.
“ Türkiye’de 14.5 milyon tona yakın gıda atığı çöp var ve bunun değeri 14.5 milyar dolar. Tarımsal ihracatımız ise 18 milyar dolar. Neredeyse ihracatımız kadar gıda çöpe gidiyor” diyor Aral.
Yukarıda verdiğim rakam ile Aral’ın rakamı birbirine yakın ve yükselme trendi gösteriyor.
İstanbul Ticaret Borsası kurulduğu 1924 yılından tarım ve hayvancılık sektöründe öncü olmuş bir kurum.
Binası Eminönü’nde Zahire Borsası sokakta yani zamanında zahirenin alınıp satıldığı yerde ve genlerinde gıdaya ilgi var.
Gıda israfının ürkütücü boyutlara ulaşması üzerine 2019 yılı nisan ayında, “Gıda İsrafı Komisyonu” kuruyor.
Komisyonda görevli olan Aral, “ Sürdürülebilir gıda için israfı önlemeliyiz. Tarladan sofraya gelinceye kadar büyük kayıp var. İstanbul Ticaret Borsası bunu bir sosyal sorumluluk olarak görüyor” diyor.
Neler yapacaklarını sıralıyor.
- Öncelikle israfın tam boyutlarını ortaya çıkarmak.
Çeşitli kurumlarda istatistiki bilgiler var ama mesele bunları bir araya getirip değerlendirmek.
GIDA BANKASI EKSİKLİĞİ
- Gıda israfı mevzuatlarındaki eksikliklerini ortaya çıkartmak.
Bu çalışma yapılırken ABD, Avrupa, Uzak Doğu, Japonya’nın mevzuatları incelenmiş.
Bunların arasında bize uyan maddeler derlenip ilgili bakanlıklara sunulacak.
- Gıda Bankacılığı teşvik edilecek.
Aral bununla ilgili Türkiye’de “Gıda Bankası” eksikliği olduğunu vurguluyor. Bağışlanmış gıdanın yanı sıra giysi, hijyen ürünlerini toplayan ve ihtiyaç sahiplerine dağıtan bu tür bankaların sayısı Avrupa’da 33 bin iken, Türkiye’de 1000.
- Perakende sektöründe tüketicinin farkındalığını arttırmak için çalışmalar yapmak.
Marketlere, bakkallara, manavlara posterler dağıtmak. Tarihi geçmiş ancak kullanılabilir durumdaki gıda ürünlerini gıda bankasına bağışlanmasını teşvik etmek.
- Yemek-içme sektörünü, hastane ve otelleri kampanya kapsamına almak.
Lokantalarda artan yemeklerin müşteri tarafından ya eve götürülmesi, ya Diyarbakırlı yaklaşık 20 lokanta işletmesinin yaptığı gibi ihtiyaç sahiplerine dağıtılması yolunda çalışmalar yapılacak.
Bu arada açık büfe uygulamasının sona ermesi için bazı yerel yönetimlerle görüşmeler başlamış. Cannes Belediyesi’nin açık büfeyi yasakladığını belirten Aral, benzer bir uygulama için Kaş Belediyesi’ne görüştüklerini söylüyor.
- Gıda israfının ilk öğrenim eğitiminde müfredata dahil edilmesi için MEB ile ortak çalışma.
- Üniversite öğrencileri arasında “Gıda İsrafını Engelleme” Proje yarışmasını düzenlemek.
İstanbul Ticaret Borsası’nın“Gıda İsrafına Son” kampanyası önemli.
Sürdürülebilir olmasını dilerim.
Ancak “Gıda İsrafı” meselesi Türkiye’de de pek çok kurumun, yeme-içme sektöründe ünlü şeflerin gündeminde.
Metro Market örneğini vermiştim.
TURYİD’in bununla ilgili bazı çalışmaları var.
Geçenlerde Fransız Sarayı’nda düzenlenen etkinlikte Özyeğin Üniversitesi’nin Cordon Bleu mezunları “gıda israfına” dikkat çekmişlerdi.
İstanbul Ticaret Borsa’nın kampanyası, gıda israfıyla ilgili tüm girişimleri koordine edip, sinerjiyi sağlarsa, kampanyası daha etkili ve sürdürülebilir olabilir.
Paylaş