Gazetelerde görmüştük o manşetleri: ‘Hasankeyf kurtulacak’ Ama olmadı...
Antik şehrin kurtulamayacağını bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç açıklamış Hasankefylilere. Hasankeyf’in ölüm fermanı Ilısu Barajı adını taşıyor. Hatırlarsınız, birkaç yıl önce baraj inşaatını yapacak olan konsorsiyumdaki İngilizler, İngiliz kamuoyunun tepkisi üzerine çekilmişti ve Hasankeyf direkten dönmüştü. Yeni kurulan konsorsiyumda, Nurol, Demir Holding gibi Türk şirketlerin yanı sıra Avusturyalı Vatec şirketi de var. 12 yıl önce kurulmuş olan Hasankeyf Gönüllüler Derneği’nin umudu şimdi Avusturya kamuoyunu harekete geçirmek.
HASANKEYF kurtuldu derken meğer kurtulmamış. Hasankeyf Gönüllüler Derneği Başkanı gazeteci Arif Arslan,geçen hafta Antalya’daki karşılaşmamızda son gelişmeleri aktarınca bu 12 bin yıllık antik şehrin ölüm fermanının imzalandığını iyice anladım.
Hasankeyf’in ölüm fermanı Ilısu Barajı adını taşıyor.
50 yıldan beri proje halinde olan Ilısu Barajı’nıninşaatı önümüzdeki ekim ayında başlıyor.
Barajın inşaatıyla elde edilecek enerji miktarı yılda 3.8 milyar kilovat.
Bu enerji bakın nelere malolacak?
Med, Asur, Bizans, Roma, Selçuklu, Eyyübi, Akkoyunlu, Osmanlı gibi 30’a yakın kültürün izleri silinecek.
1986-2002 yılları arasında Hasankeyf’te kazılar yapan Prof. Oluş Arık’ın İş Bankası Yayınları arasında çıkmış olan ‘Hasankeyf- Üç Dünyanın Buluştuğu Kent’ diye nefis bir kitabı var.
Prof. Arık, bu ‘üç dünyayı’, Mezopotamya, Roma İmparatorluğu ve Orta Asya-İran olarak tarif ediyor.
Hasankeyf’teki en harap yapılarda bile bu üç ayrı dünyanın gelenekleri bir araya gelebiliyormuş.
Helenistik döneme ait 6 bin mağara, 300’e yakın kilise, cami, medrese, Ortaçağ’ın en görkemli örneklerinden ‘Tarihi Köprü’ yok olacak...
HARİTADAN SİLİNECEK
Antik Hasankeyf haritadan silinecek ama işin başka bir boyutu da var...
Batman, Mardin, Siirt, Şırnak ve Diyarbakır’da toplam 187 yerleşim yeri sulara gömülecek.
60-70 bin kişi göç etmek zorunda kalacak.
1980’li yılların sonunda Batman Barajı yapıldığında da insanlar göç etmek zorunda kalmış.
Arif Arslan’ın dediğine göre, bu insanlara verilen vaatler yerine getirilmemiş.
Dolayısıyla Ilısu Barajı’nın inşaatı şimdi gözleri iyice korkutuyormuş.
Araziler kamulaştırıldığında karşılığında bir para veriliyor haliyle.
Ancak barajdan etkilenecek olanların yüzde 70’inin tapu kayıtları yok.
Demek ki, evlerini bıraktıklarında karşılığını alamayacaklar.
Peki Başbakan Erdoğan, bizzat Hasankeyf’ın kurtulacağını açıklamamış mıydı?
Arslan not etmiş.
Başbakan Erdoğan, ilk kez 3 Kasım 2002 öncesi Batman’daki bir mitingde ‘Hasankeyf kurtulacak’ demiş.
Ardından bir kere AKP İl Kongresi’nde ve son olarak Kızılcahamam toplantısında aynı şeyi tekrarlamış.
Biz de zaten gazetelerde görmüştük o manşetleri:
‘Hasankeyf kurtulacak’
Ama olmadı...
Antik şehrin kurtulamayacağını bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç açıklamış Hasankefylilere.
Bilgisine başvurduğum Kültür ve Turizm Müsteşar Yardımcısı Zeynel Koç da Bakan’ı doğruladı.
SÖKÜLÜP TAŞINABİLİR Mİ?
Şimdilik barajdan vazgeçmek söz konusu değil.
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) hesaplarına göre barajın inşaatı en iyi ihtimal ile 2012 yılında bitecek.
Zeynel Koç, kazı çalışmalarının hızlandırıldığını ve antik şehrin başka bir yere taşınmasının planlandığını söylüyor.
Gönderdiği faksta ‘alternatif yeni yerleşim alanı’ görünüyor.
Ancak o mağaralar nasıl taşınacak?
İmkansız!
Prof. Arık kitabında yazmış.
‘Hasankeyf’in doğal dokusu, mağaralar, kanyonlar kurtarılıp nakledilemez!’
Kaldı ki, taşınabilir olanlar yerinden nasıl sökülecek?
Bir de zaman meselesi var...
Baraj 2012 yılında biteceğine göre, arkeologların işi 7 yıl ile sınırlı.
Yine Arık’a göre, Hasankeyf’in yayıldığı alan Efes’in benzeri bir alan.
Efes kazıları 110 yıldır sürüyor.
Hasankeyf’te 50 yıllık iş 7 yılda nasıl bitecek?
Barajın su yükseklik kodu 35 metre düşürülürse Hasankeyf kurtulacak.
Bu da bir miktar enerji kaybı anlamında.
Koç, böyle bir enerji kaybının göze alınamayacağını söylemiş.
Hatırlarsınız, birkaç yıl önce Hasankeyf direkten dönmüştü.
Ilısu Baraj inşaatını yapacak olan konsorsiyumdaki İngilizler, İngiliz kamuoyunun tepkisi üzerine çekilmişti.
Yeni kurulan konsorsiyumda, Nurol, Demir Holding gibi Türk şirketlerin yanısıra Avusturyalı Vatec şirketi de var.
12 yıl önce kurulmuş olan Hasankeyf Gönüllüler Derneği’nin umudu şimdi Avusturya kamuoyunu harekete geçirmek.
Ne acı ki, bizim kamuoyu böyle işlere fazla duyarlı değil.
Dernek önümüzdeki günlerde Viyana’ya gidecek.
Avusturyalılar, İngilizler gibi duyarlı davranırsa Hasankeyf ikinci kez direkten dönecek...