Paylaş
Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in ailesi ve Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreu tarafından hayata geçirilen “Cem Papandreu Barış Ödülü”nün ilki sahiplerine verildi.
Bölgede barışı en çok özlediğimiz günlerde, yıllar önce Ege Denizi’nde barış için Kuşadası’nda beyaz güvercinlerin uçurulduğu, Samos Adası’sında zeytin fidanlarının ekildiği günleri andık.
Ne güzel günlermiş.
İsmail Cem’in bir belgeselde anıldığı filmde, içimizde buruklukla farklı politikacıların da olabileceğini hatırladık.
Kavga etmeyen, uzlaşmacı, güler yüzlü, özgüvenli ve entelektüel.
En önemlisi de geleceğe umutla bakmamızı sağlayan.
“Cem Papandreu Barış Ödülü”nü Yunanlı iş insanı Theodoros Papaleksopulos ve Türk-Yunan Forumu ile paylaşan isim iş insanı Şarık Tara.
Şarık Tara, Davos’ta 1988 yılında Turgut Özal ile Andreas Papandreu’yu bir araya getiren kişi.
Davos Ruhu’nun nasıl ortaya çıktığı sahnede anlatıyor:
“Davos’ta yakın dostum Klaus Schwab ile Türk-Yunan anlaşmazlığını uzun uzun konuşurduk. Ne yapabileceğimize kafa yorardık. Sonunda Turgut Özal ile
Papandreu’yu buluşturmaya karar verdik. Turgut Özal ile konuştum. “Ne isterseniz yapalım” dedi. Schwab, Papandreu’yu ikna etmek için 3 kez Atina’ya gitmişti”.
Şarık Tara ile Schwab’ın yoğun çabaları sonucu iki lider nihayet Davos’ta el sıkışmıştı.
Davos Ruhu rüzg^arından 13 yıl sonra, İsmail Cem ve Papandreu’nun Samos’ta diktikleri “barışın simgesi” zeytin fidanları meyvelerini verdi.
İki ülke otuza yakın anlaşmayla ilişkilerini sağlamlaştırdı.
İki yakanın toplumları bir birlerine yakınlaştı.
Bu olumlu gelişmeler günlük hayatımıza yansıdı.
Bugün Gaziantep Üniversitesi’nde Yunanlı bir öğretim görevlisi varsa, Yunanlı şefler İstanbul’da lokanta açıyorsa, Yunanlı öğrenciler değişim programlarıyla geliyorlarsa, aynı şekilde Simit Sarayı’ndan Doğuş Grubu’na sayısız Türk yatırımcı Yunanistan’ın yolunu tutuyorlarsa bunda zeytin fidanlarının payı büyük.
Tabii Şarık Tara gibi vizyoner iş insanlarının da.
NASIL RÜŞVET VERİLİR?
TÜRKİYE Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) gönderdiği kitabın başlığı ilginç:
“Nasıl Rüşvet Verilir”.
Alt başlık ise şöyle:
“Rüşvetle Mücadelede Bir Suçlu Gibi Düşünmek”.
Daha önce de yazdığım TEİD’i bir kez hatırlatayım.
TEİD toplam ciroları 135 milyar dolara ulaşan 125 üyesiyle Türkiye’de hesap verilebilirlik ve şeffaflık konularında farkındalığı yaratmayı
amaçlayan bir dernek.
2014 yılında dünyada ilk yolsuzlukla mücadele mükemmeliyet merkezi olma özelliğini taşıyan Turkish İntegrity Center of Excellence TICE’yi kurmuştu.
TICE özel sektör oyuncularının etik değerlere farkındalıklarını arttırmak, bu değerleri benimsemeleri amacını taşıyor.
Bilgi Üniversitesi’nin işbirliğiyle eğitimler veriyor.
Elimin altındaki “Nasıl Rüşvet Verilir” kitabında ise yolsuzluk ve rüşvetle mücadele uzmanları, ABD’den, Avrupa’ya Afrika’dan Asya’ya yolsuzluk ve rüşvet adına neler yapıldığını örneklerle anlatıyor.
Şirketlere yolsuzluktan kurtulmak için önerilerde bulunuyor.
Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff’in, bütçe yolsuzluğu nedeniyle görevinden azledilmenin eşiğinde olduğu günlerde kitap ayrı bir önem kazanıyor.
Paylaş