Paylaş
Haziranda Türkiye’ye gelen turist sayısında bir yıl öncesine oranla yüzde 40 oranında düşüş olmuş.
TEPAV’ın yeni bir araştırmasına göre, geçtiğimiz nisan ayında turizm merkezi Antalya’da 52 bin kişi işsiz kalmış.
Antalya şimdi Rusya ile normalleşme yolundaki ilişkiler nedeniyle işlerin bir nebze düzeleceğini umut ediyor.
Peki ama ya İstanbul, İzmir, Kapadokya, Mardin ve memleketin nice gözbebeklerinde durum ne?
Önceki sabah erkenci olduğumu bilen, 40 yıllık turizmci, VİP Turizm CEO’su Yasemin Pirinçcioğlu saat 07.00’de “Kültür ve Turizm Bakanımıza ulaşmak istiyorum” diye beni arıyor.
Uluslararası kongre, konferans, fuar gibi etkinliklerde yılların deneyimine sahip Pirinçcioğlu “Şu anda Türkiye’nin imajı yerle bir. Kongre iptalleri peş peşe geliyor. Bakan Avcı ile acil bir eylem planı ve tanıtım atağı için görüşmek istiyorum” diyor.
Bakana, turizmde kendisini gibi deneyimli isimleri, STK’ları bir araya getirecek bir “Tanıtım Komisyonu” nu önereceğini söylüyor.
Pirinçcioğlu’nun, İstanbullu turizmcilerin “imdat” çığlığını dile getiren telefonundan sonra bu kez e-postama başka turizmci dostum İskender Çayla’nın mesajı düşüyor.
İspanya ve Latin Amerika’dan en çok turist getiren acentalardan biri Delicias’ın sahibi İskender Çayla aynen Pirinçcioğlu gibi bir yeni bir tanıtım atağından söz ediyor.
ESKİ YÖNTEMLERLE ZOR
“Gelinen bu noktada Türkiye’nin yurtdışı tanıtımının eski, bildiğimiz yöntemlerle yapılması çok zor” diyor.
Yabancı medyayı yakından izleyen ve hatta yorumlara bıkmadan usanmadan cevaplar yazan Çayla, yurtdışındaki olumsuz algının değiştirilmesi bakın ne öneriyor?
Yurtdışı tanıtımını, Turizm Bakanlığı eşgüdümünde, THY ve diğer uçak şirketleri dahil sektörün tüm paydaşları sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yeniden tasarlanmak.
Böyle bir çalışma için Türkiye’nin turist için hedeflediği ülkelerde uzmanlaşmış turizmcileri davet etmek.
Hedef kitlenin kültürel ve ilgi alanlarına göre tanıtıma ağırlık verilmek.
Ülkemizde gerçekleşecek sanat, kültür, müzik, spor etkinliklerini düzenli ve aralıksız yurtdışına duyurmak.
Bu noktada bir parantez açıyorum.
Çayla’nın vurguladığı bu nokta çok önemli zira her şeye rağmen kültür ve sanat hayatımızın devam ettiği mesajını yurtdışına iletmeyiz.
Örneğin bu yılki Bodrum Uluslararası Bale Festivali’nin güvenlik gerekçesiyle iptal edilmiş olması zengin turistlerin iyi bildikleri bir destinasyon için olumsuz bir mesaj.
Buna karşın, New York Times’ta İnci Eviner’in İstanbul Modern’deki sergisi haberinin yer alması “bakın İstanbul’da sanat, kültür yaşamı devam ediyor” mesajı açısından önemli.
Şunu unutmayalım: Sanat kültürün bir ülkenin tanıtımındaki etkisi büyük.
SOSYAL MEDYA, SOSYAL MEDYA
Çayla’nın diğer önerilerine dönersem bunlar arasında iki tanesinin altını çizmek gerek:
Davet edilecek gazeteci, blogger, sosyal medya ve kanaat önderlerine Türkiye’de olup bitenleri sivil toplum aracılığıyla iletmek.
Sosyal medya başta olmak üzere çağın yeni iletişim araçlarını kullanmak.
İskender Çayla tanıtımda sosyal medyanın nasıl etkin bir araç olduğunu bizzat yaşamış bir turizmci.
Facebook aracılığıyla instagramda yaptığı tanıtım çalışmalarının büyük faydasını gördüğünü söylüyor.
“Türkiye’de bu yönteme pek başvurulmuyor ama instagram üzerinden tanıtım için 100 lira harcayarak (dolar değil) 20 bin ila 30 bin kişiye ulaşmak mümkün” diyor.
Aktardığına göre, İnstagram üzerinden nokta atışla, örneğin Meksika’nın belirli bir bölgesinde, belirli yaş aralığında video ya da görseli paylaşarak 1 gün boyunca tanıtım yapmak mümkünmüş.
Çayla gibi, Pirinçcioğlu gibi turizm sektörünün geçirdiği bu zor dönemlerde çıkış yolları arayan, çözüm geliştiren kim bilir deneyimli kaç turizmci vardır.
Yeni bir tanıtım atağı yapılacak ise bu seslere kulak vermek Turizm ve Kültür Bakanlığı’na düşüyor.
Paylaş