Brexit sonrası ne olacak?

İngiltere bayrağı Brüksel’deki AB kurumlarından indirildi.

Peki Brexit sonrası ne olacak?

Kısaca özetlemeye çalışacağım.

İngiltere ve Avrupa Birliği önümüzdeki 11 ay boyunca ilişkilerinin geleceklerini görüşecek.

Hayli çekişmeli geçmesi beklenen bu geçiş sürecinin sona ermesine dek İngiltere’nin Avrupa Birliği’nin kural ve toplumsal sorumluluklarına bağlı kalması gerekiyor.

Almanya’dan sonra Avrupa Birliği bütçesine en fazla katkısı olan ikinci ülke durumundaki İngiltere yıl  sonuna kadar katkıya devam edecek.

Brüksel bu konuda kesin kararlı.

Tabii İngiltere yıl sonuna dek AB fonlarından yararlanacak.

İngiltere’nin gitmesiyle Avrupa Birliği, en büyük ve en zengin (AB’nin ekonomik gücünün yüzde 15’i) üyelerinden birini kaybediyor.

66 milyonun azalmasıyla AB nüfusu 446 milyon oluyor ve toprağının yüzde 5,5’i azalıyor.

Mayıs ayında Avrupa Parlamentosuna seçilen 73 İngiliz milletvekilinin koltuklarının 46’sı AB’nin gelecekteki üyelerine ayrılacak.

27’si  ise üyeler arasında paylaştırılacak.

Bundan böyle İngiliz vatandaşlar Brüksel’deki kamu görevlerinde hak iddia edemeyecekler.

AYRI TELDEN ÇALIYORLAR

Önümüzdeki 11 ay süresince devam edecek İngiltere ve AB arasındaki görüşmelere gelirsek, ticari ilişkilerden, güvenlik ve eğitimde işbirliğine, balıkçılıktan ilaç düzenlemelerine kadar geniş bir yelpazede.

İngiltere ile AB arasındaki ticari görüşmelerin çetin geçeceğine ilişkin işaretler hayli fazla.

Brexit’ten hemen sonra hafta başında ilk konuşmasını yapan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Avrupa Birliği ile ticari, ekonomik ve çevresel meselelerde rekabete girmeyeceklerinin altını çiziyor.

Ancak ticari anlaşmalarda AB düzenlemelerine harfiyen uyulmasına karşı olduğunu da söylüyor.

“Avrupa Birliği ile Kanada benzeri serbest ticaret anlaşmasının, rekabet, devlet yardımları, sosyal koruma, çevre gibi şeylerde Avrupa kurallarına uymasına gerek yok” diyor.

Ne ki Brüksel ayrı telden çalıyor.

İngiltere AB düzenlemelerine karşı çıktığı takdirde İngiliz menşeli mallara tarife uygulanması tehdidini savuruyor.

Avrupa Birliği Brexit Müzakerecisi Michel Barnier “AB’nin hemen yanı başında düzensiz bir ekonomiye” izin verilmeyeceğini söylüyor.

Londra’nın AB’nin sağlık, çevre, rekabet normlarına uymamasının söz konusu bile olamayacağının altını çiziyor.

KAPIMIZDAKİ RAKİP EKONOMİ

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de aynı fikirde.

İngiltere’nin AB pazarına ulaşmasının şartının düzenlemelere ve kurallara uymasından geçtiğini özellikle vurguluyor.

Bu konuda İngiltere ile Avrupa Birliği arasında kılıçlar çekilmiş gibi.

Zira Almanya Şansölyesi Angela Merkel de, AB ile ticari anlaşma yapan “uzaktaki” diğer ülkelerin ekonomilerini çevirmek için İngiltere’ye göre Avrupa’ya daha az gereksinim duyduklarını belirtiyor ve İngiltere’den “kapımızdaki rakip” diye söz ediyor.

Hemen bir hatırlatma yapayım.

İngiltere’nin ihracatının yüzde 47’si Avrupa Birliği’ne.

Yüzde 1.7’si Avustralya’ya.

Başbakan Boris Johnson’un işi zor.