Paylaş
Gruba ait Ravika Zeytinyağı’nın sponsorluğundaki geceyi kaçırdım.
Ama Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu üyesi ve Pazarlama Grubu Başkanı Keskin Keskinoğlu ile sonunda tanışma fırsatını ele geçirdim.
Ne ki bu kez başında iki şapka vardı.
Hem “zeytinyağcı” hem de “tavukçu ve yumurtacı” şapkaları.
2009 yılında 500 milyon lira cirosu olan Keskinoğlu Grubu’nun üçüncü kuşak sahiplerinden Keskin Keskinoğlu sohbetimize en sevdiğim konulardan biri “organik”ten girerek hemen gönlümü kazandı.
Keskinoğlu “organik yumurta”ya 3 milyon dolarlık yeni bir tesis yapmış.
Keskin Keskinoğlu diyor ki “Migros gibi büyük marketlere ürün yetiştiremiyoruz. Dolayısıyla organik yumurta kapasitemizi ilave 2 milyon dolarlık bir yatırımla büyüteceğiz”.
Sadece iç pazar değil Keskinoğlu’nun ihracat yaptığı Körfez ülkelerinden Dubai de “organik yumurta”yı sevmiş.
YILLARCA DENETLENDİK
“Organik yumurtanın” yanı sıra Arap ülkelerine buradan piliç ve pişmiş piliç eti de gidiyor.
“Arap ülkelerinde Türk lezzetlerine aşırı bir düşkünlük var. 2009 yılında Bahreyn, Katar, Kuveyt ve Dubai’ye bol miktarda ihracatımız oldu” diyor Keskinoğlu.
Keskinoğlu’nun dışında başka bir tavukçuluk şirketinin bu ülkelere ihracatı henüz yokmuş.
Neden?
“Zira nedense Araplar e-postalarına bakmayı pek sevmiyorlar. Biz de ne yaptık? Körfez ülkelerindeki ithalatçı firmaları sürekli dolaşan 3 kişilik bir ekip kurduk” diyor Keskinoğlu.
Pazarlama sanatının incelikleri.
Grubun bir başka başarısı Avrupa’ya “pişmiş tavuk” etinin kapısını açması.
Avrupa’ya “beyaz et” satamayan Türkiye nihayet 2009 yılında şeytanın bacağını kırmış.
Keskin Keskinoğlu “Avrupa’ya çiğ ve pişmiş piliç eti 2003 yılından beri uğraşıyorduk. Avrupalılar yıllar boyunca kesimhanelerimizi denetlediler” diye anlatıyor.
Tarım Bakanlığı’nın desteğiyle tüm kapıların zorlanmasıyla nihayet AB resmi gazetesinde Türkiye’nin Avrupa’ya “pişmiş tavuk” eti ihracatına izin çıkmış.
DARISI ZEYTİNYAĞCILARA
Şimdi Türkiye’den Almanya, İtalya, İsveç, Avusturya gibi ülkelere ayda 150 ton “pişmiş tavuk” ihracatı yapılıyor.
Avrupalılar özellikle tavuk “kadınbudu köfte”, “döner”, “piliç kebap”, “piliç burger köfte”ye bayılıyormuş.
Avrupa yılda 250 bin ton ithalat yaptığına göre bu sektördeki tüm şirketler için umut var.
Darısı “zeytinyağcıların” başına.
Yüksek vergi ve kota nedeniyle Avrupa’ya malını satamayan zeytinyağcılara belki Keskinoğlu “zeytinyağcı” şapkasıyla yol gösterebilir.
Şeytanın bacağını kırmayı başarmış bir kere.
Tavuk ihracatında dünyanın şampiyonlarını merak ettim.
Artık birçok kalemde şampiyon olan Brezilya birinci sıradaymış.
Sonra sırasıyla Tayland ve ABD geliyor.
Keskin Keskinoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Brezilya’da hem tavukçuk için alanlar büyük, hem devletin ton başı desteği 400 dolar.
ABD’de ton başı bu destek 600 dolar.
Peki ya bizde?
Sadece 27 dolar ve geldik konunun can alıcı noktasına.
ORGANİK TARIM DİYORSAK KDV İNSİN
Keskin Keskinoğlu “Sektörümüz bir desteğin ton başı 200 dolar olmasını talep ediyor. Ancak bu takdirde dünya pazarlarında Brezilya, ABD, Tayland ile rekabet edebiliriz” diyor.
Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, oğlu tavukçuluk yaptığı halde desteği yukarı çekemedi.
Bakan Mehmet Şimşek bu talebe sıcak bakar mı bilemem?
Keskinoğlu’nun Ankara ile ilgili bir başka talebi “doğal tavuk gübresi” yle ilgili.
Grubun yılda 40 bin ton doğal yani “organik” gübre üretme kapasitesi var.
“Organik gübre” tahmin edebileceğiniz gibi kimyasal gübrenin aksine toprağa asla zarar vermiyor.
Tam aksine toprağı koruyor, enerji veriyor, daha fazla ürün alınmasını sağlıyor.
Şimdi böyle yararlı bir maddeye devlet yüzde 18 oranında KDV koymuş.
Anlaşılan “lüks tüketim maddesi” sınıfına sokmuş.
Yüzde 18 oranında KDV’si olan organik gübreyi çiftçi nasıl alsın?
Organik tarım giderek gözde hale gelmeye başladığına göre, en önemli adım organik gübrenin KDV’sini indirmek değil mi?
Paylaş