Kimse Angela Merkel’den Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Bush arasındaki samimiyeti kurmasını beklemiyor.
Şimdiye kadar bir kadın liderle samimiyet kurduğunu hatırlamadığım Başbakan Erdoğan ile arasında sıcak bir rüzgar estirmeyi başarırsa benden bir artı puan daha alacak.
FORBES’ın listesini gördünüz mutlaka.
Geçen hafta bu sütunlarda "nerede bizim güçlü kadın siyasi liderimiz" diye söylenmemin üzerinden birkaç gün geçtikten sonra dergi gitti dünyanın en güçlü kadınlarını seçti.
Şükür ki, listeye başarılı iki iş kadınımız girmiş:
Güler Sabancı ve İmre Barmanbek.
Forbes’ın "en güçlü kadınlar" listesinin ilk üç ismi siyaset dünyasından.
Dördüncü sıradan itibaren iş dünyası geliyor ama listede ağırlıklı olarak Hindistan’dan Şili’ye kadın siyasi liderler var.
Türkiye’den bu kategoriden listeye girecek kadınları daha uzun süre bekleyeceğiz gibi.
Umarım yanılırım.
Her neyse Forbes’a dönersek listesinin başında Almanya Başbakanı Angela Merkel’i görüyoruz.
Bir yıl zarfında dünya siyaset sahnesinde yıldız gibi parlayan Merkel.
Hatırlıyorum, geçen yıl tam Alman seçimlerinin yapıldığı gün Dresden’deydim.
Sokakta yaptığım mini anketin sonucuna göre, Hıristiyan Demokratların adayı Merkel hiç kazanacak gibi görünmüyordu.
Zaten benim yüreğim de o sıralar sosyal demokrat Gerhard Schröder’den yanaydı.
BİLEĞİNİN HAKKIYLA
Gazprom temsilciliğini kaptıktan ve anılarını milyonlarca Euro’ya pazarladıktan sonra o da gözümden düştü ama o ayrı hikaye.
Davos toplantılarından tanıdığım Angela Merkel nedense bana sempatik gelmiyordu.
Siyasi bir ağırlığı olacak gibi de durmuyordu. Yanılmışım ve Merkel’e bir özür borcum var.
Forbes’ın listesinde bileğinin hakkıyla birinci sıradan girmeyi hak etmiş.
Partisine tam anlamıyla hakim olamayacak derken, hem kendi partisindeki muhalifleri susturmayı becerdi, hem koalisyon ortaklarıyla müthiş bir uyum sergiledi.
Merkezi Essen’deki Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin Direktörü Profesör Faruk Şen geçenlerde bir Angela Merkel analizi yapmıştı.
Şen’e göre, Merkel, Schröder ve Joschka Fischer gibi eski rakipleriyle "kompleksiz" ilişkiler sürdürüyor.
Yeri geldiğinde yaptıkları işleri övüyor, işbirliğine gidiyor.
Ne mutlu Almanlara ki siyasi bir olgunluğa erişmiş.
Yine Şen’e göre, Merkel Hükümeti Almanya’da uzun yıllardan sonra ilk kez ekonomide büyümeyi sağlayacak.
Dış politikaya gelince, gördük ki Merkel’in arası hem ABD Başkanı Bush, hem Rusya Devlet Başkanı Putin ile arası pek iyi.
Bush ile omuzlarına masaj yaptıracak kadar yakınlaşmış.
Esas Schröder’in yakın arkadaşı Putin ile sıcak ilişkiler kurmayı başarmış.
ERDOĞAN İLE BULUŞMA
Şimdi Merkel önümüzdeki 5 ile 6 Ekim tarihlerinde Türkiye’ye geliyor.
Ankara’da "Türklerin Almanya’ya uyumu","Almanya’da İslam ile diyalog" gibi "dikenlikonuları" masaya yatırması beklenen Merkel bakalım Başbakan Erdoğan ile nasıl diyalog içersine girecek?
Elbet ki, kimse ondan Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Bush kadarsamimi olmasını beklemiyor.
Ama şimdiye kadar bir kadın liderle samimiyet kurduğunu hatırlamadığım Başbakan Erdoğan ile arasında sıcak bir rüzgar estirmeyi başarırsa benden bir artı puan daha alacak.