İki yıl önce Doğu Yakası’nın Hikayesi’ni gördüğümde çarpılmıştım. Kült film Batı Yakası’nın Hikayesi’nin bir İstanbul versiyonuydu. New York’un varoşları yerine bu kez İstanbul’da Dolapdere’nin sokakları vardı.
GEÇENLERDE koreograf Aysun Aslan’dan kısacık bir e-posta geldi. "Hollywood turnesinden döndük. Yorucu ama harika geçti". Hemen buluştuk.
Aslan, beraberinde getirdiği dosyadan, dergileri, afişleri, gazete kupürlerini çıkarttı.
ABD’nin Los Angeles şehrinde binlerce eve dağıtılmış "East Side Story" broşürlerini önüme koydu.
Baktım "Discover Hollywood" Dergisi tam 10 sayfasını "Doğu Yakası’nın Hikayesi"ne ayırmış.
"Doğu Yakası’nın Hikayesi" Aysun Aslan’ın, Metin Kaçan’ın Ağır Roman’ından "libretto"sunu yazdığı, koreografisini yaparak sahneye koyduğu, Fahir Atakoğlu’nun ise müziğini bestelediği bir dans tiyatrosu.
Beş yıldan beri İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sahneleniyor.
İki yıl önce "Doğu Yakası’nın Hikayesi"ni gördüğümde çarpılmıştım.
Kült filmlerimden "Batı Yakası’nın Hikayesi"nin bir İstanbul versiyonuydu.
New York’un varoşları yerine bu kez İstanbul’da Dolapdere’nin sokakları vardı.
Meğer aynı şey Aysun Aslan’ın da aklından geçiyormuş.
LOS ANGELES’TAN MESAJ
Bu yüzden eserin filmini çekmiş.
Yılın birkaç ayını Los Angeles’te geçiren, İstanbul İl Genel Meclisi Kültür ve Sanat Komisyonu’nun CHP’li üyesi, yakın dostu Alev Baymur Özcan’a göndermiş.
Günün birinde Los Angeles’ten şöyle bir mesaj gelmiş:
"Ford Amphitheatre eserle ilgileniyor".
Neticede, hem Los Angeles Sanat Komisyonu’nun, hem Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve Türk Tanıtma Fonu’nun desteğiyle "Doğu Yakası’nın Hikayesi" ekibi Los Angeles’a doğru yola çıkmış.
Elbet, her yurt dışına çıkanların yaşadığı "vize sorunu"nu Aslan ve ekibi de yaşamış.
"Tüm zorluklara katlandık. Kolay değil ilk kez devlete bağlı bir sanat kurumunun eseri Hollywood’da sahnelenecek"?
Dile kolay orası Hollywood.
Bir Türk prodüksiyonuna kapılarını açması tarihi bir olay.
CESUR BİR PROJE
"Doğu Yakası’nin Hikayesi" için Türkiye’den Los Angeles’a 42 dansçı gitmiş.
Figüranlar Amerikalı oyuncular arasından seçilmiş.
"Dolapdere’deki tinercileri, çember sakallıları Amerikalılar oynadı" diye anlatıyor Aysun Aslan gülerek.
Michael Jackson’ın çalıştığı stüdyoda yapılan provalarda Amerikalı ve Türk dansçılar hemen kaynaşmış.
Dansın dili evrensel ne de olsa.
Dolapderelilerin kıyafetleri buradan gitmiş ama sahne dekoru orada yapılmış.
"Oyun sırasında dinleyiciler arasında gezindim, hatta uzun tuvalet kuyruklarına girip neler konuşulduğuna kulak kabarttım. İnsanlar şaşkındı. Türkiye’den böyle klasik bale eğitimi almış toplulukların çıkabileceği hiç akıllarına gelmemiş" diyor Aslan.
Nasıl akıllarına gelsin?
Hollywood’da Türkiye’nin yerini haritada gösterebilen bir avuç insan çıkabilirse ne álá.
Aysun Aslan’ın dosyasından çıkan Los Angeles Times Gazetesi’nin kupüründe bakın ne diyor?
"Doğu Yakası’nın Hikayesi son derece cesur bir proje. İngiltere’nin Kraliyet Balesi ya da Paris Opera Balesi asla Türkler gibi şehrin gecekondu yaşamına el atmaya cesaret edemezlerdi"?
Aslan gibi 32 yıllık bir sanatçıyı bu satırlardan başka ne daha fazla mutlu edebilir ki?