Zira, şatafatlı yaşam tarzı ve yüksek maaşı nedeniyle Fransa’da uzun zamandır eleştiri oklarına hedef olan Ghosn’un gözden düşmesi son yılların en ilginç olaylarından biri.
Geçtiğimiz 19 Kasım günü Tokyo Havalimanı’nda tutuklanan Ghosn’un, iki gün önce görülen duruşmasında tutukluğunun devamına karar verildi.
Avukatlarının kefaletle serbest bırakılması talebi reddedildiği gibi Ghosn iki yeni suçlamayla karşı karşıya.
Birinci suçlama 2018 mart ayına kadar üç yılı kapsayan süre zarfında gelirini 4.3 milyar yen düşük göstermek.
İkinci suçlama ise güven suiistimali.
Buna göre, Ghosn, 2008 krizinde uğradığı kişisel maddi zararı (1.85 milyar yen yani 14.8 milyon euro) Nissan’ın muhasebesine geçirmekle etmekle suçlanıyor.
Kendisine yöneltilen tüm suçlamalar nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılabileceği söyleniyor.
Hafez, ülkemizdeki 4 milyona yakın Suriyeli mültecilerden bir kısmının döneceğini, bir kısmının dönmeyeceğini söylüyor.
“Dönmek kolay değil” diyor.
Suriyeli mültecilerin entegrasyon sorunundan söz ediyor.
Bir bakanlığın kurulmasını öneriyor.
Şu gerçeği artık kabul edelim.
İlk yıllarda “geçici konuk” olarak nitelendirilen Suriyeli mültecilerin bir bölümü artık bizimle kalacak, yaşamlarını Türkiye’de sürdürecek.
Dolayısıyla Samir Hafez’in işaret ettiği “entegrasyon” gibi bir sorunla karşı karşıyayız.
Bu sorunu aşmanın bir yolu da eğitimden geçiyor.
CHP’nin Beşiktaş Belediye Başkan aday adayı Gülseren Onanç sayesinde gerçekleşen buluşmada, İstanbul’un en yeşil ilçesi Beylikdüzü’nün başarılı Belediye Başkanı İmamoğlu’nu yakından tanıdık.
İstanbul ile ilgili projelerini dinledik.
İmamoğlu Trabzon Akçaabatlı ve muhafazakar bir aileden geliyor.
Babası müteahhit , bir dönem ANAP Trabzon il başkanlığı yapmış.
Annesi ise ineklerinin geliriyle uzun yıllar evini çevirmeyi başarmış girişimci bir kadın.
“1980’lerde İstanbul’a gelinceye kadar babamdan hiç para istemedi” diyor Ekrem İmamoğlu.
Bu önemli bir nokta, zira kadınların ekonomik özgürlüğüyle erkenden tanışmasını sağlamış.
Üniversite eğitimi sırasında sosyal demokrasiyi benimsemiş.
Gazete siyasetten, teknolojiye, kitaplardan, dizilere 2019 yılında nelerle karşılaşacağımızın uzun listesini yapmış.
Listeden bazılarını buraya alıyorum.
2019 yılında seçimler peş peşe.
23-26 Mayıs tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri sürprizlere gebe.
Brexit nedeniyle İngiltere’nin Avrupa Parlamentosuna vekil göndermemesi ve Avrupa’da AB projesine sıcak bakmayan sağcı partilerin yükselişi nedeniyle dengeler alt üst olabilir.
Hindistan, Endonezya, Tayland, Kanada, Güney Afrika, Arjantin seçimlere hazırlanan ülkeler.
31 Mart’ta bizim yerel seçimleri de unutmayalım.
2019 yılına damga atacak zirvelere gelirsek,
Şehrin merkezinde, Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Odunpazarı’nda yer aldığı için “Odunpazarı Modern Müze” kısaca OMM diye anılan müzenin arkasındaki isim sanatsever iş insanı Erol Tabanca.
Polimeks Yönetim Kurulu Başkanı Tabanca kendi memleketi Eskişehir’de hayata geçirdiği müzenin Türkiye’nin ve Eskişehir’in dünyada tanıtımına katkı yapacağına inanıyor.
Eskişehir zaten üniversiteleri, canlı sanat-kültür yaşamı, parklarıyla, Porsuk Çayı’nın plajlarıyla nicedir bir çekim merkezi.
Erol Tabanca
Ancak ünlü Japon mimar Kengo Kuma’nın bu şehre kazandıracağı müzenin bir “Bilbao Etkisi” (Bilbao Effect) yaratacağı kesin.
“Bilbao Etkisi”, Amerikalı mimar Frank Gehry’nin Bilbao’da yapmış olduğu Guggenheim Müzesi’nin ekonomi başta her anlamda bu şehrin kaderini değiştirmiş olmasını anlatmak için kullanılıyor.
Titanyum kaplı Guggenheim Bilbao artık uluslararası bir sembol.
Bilbao
Geçen hafta kutlanan (21 Aralık) Dünya Kooperatifçilik Günü (21 Aralık) nedeniyle sosyal medyada, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı KEDV üzerinden kadın kooperatiflerin video mesajları yağınca işin boyutunu daha iyi kavradım.
Biga Kadın Çevre İşletme Kooperatifi, Çeşme Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Urla Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Gaziantep Kadın Çevre, Kültür ve Kalkınma Kooperatifi, Biga Kadın Kültür ve Çevre İşletme Kooperatifi, Harmoni Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi, Soma Kadın Atölyesi El Sanatları Gıda Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ve daha niceleri.
Hepsinin ortak mesajı şuydu:
“Kadının güçlenmesi için kadın dayanışması”.
Kadın kooperatiflerini daha iyi anlamak için 2002 yılında yani tam 16 yıl önce Türkiye’nin ilk kadın kooperatifini Düzce’de kuran KEDV Yönetim Kurulu Başkanı Şengül Akçar’a ulaştım.
KOOPERATİFÇİLİK YÜKSELEN TREND
Akçar
Başlığı bile bunu söylüyor bize.
Çünkü başlık Orhan Veli’nin Dalgacı Mahmut şiirinin ilk satırı.
“İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah.
Hepiniz uykudayken,
Uyanırsınız bakarsınız ki mavi”.
Kitabın başında
Bir sıra üstümüzde Burkina Faso, bir sıra altımızda ise Fildişi Sahili var.
Sıralamada Türkiye’den daha kötü olan ülkeler arasında en sondaki Yemen ile Pakistan, Mısır, Ürdün, Lübnan, İran, Irak, Suudi Arabistan gibi ülkeleri sayabilirim.
DEF’in kadın-erkek eşitsizliğiyle ilgili 2006 yılında yayınladığı ilk raporunda Türkiye 105. sıradaydı.
12 yılda bu kadar gerilere düşmemizin nedenlerine iyi bakmak gerek.
Türkiye ile ilgili verilere daha sonra değineceğim.
2018 Cinsiyet Uçurumu Raporu öncelikle şu küresel gerçeği ortaya koyuyor:
EKONOMİDE EŞİTLİK 202 YIL SONRA
Her şey bugünkü gibi devam ederse kadın-erkek eşitsizliğinin kapanması için