NE zamandır uğramıyordum, geçen gün lezzetli mi lezzetli makarnalarından yemek için Makkarna’ya gittim. Diyet iyi gidiyor derken, maalesef Kaan Küce’nin dört peynirli pennesi beni benden aldı, diyet derseniz, tiramisu ile sonlandı!
Sanırım 2006’ın başlarıydı... Turizm sektöründe yıllarca hizmet veren Kaan, yiyecek içecek sektörüne olan tutkusunun ağır basmasıyla, Reşit Galip Caddesi’nin üst tarafında minicik, dünyalar şekeri bir İtalyan Restaurant’ı açtı, adı Cucina Makkarna. 30 çeşide yakın makarnası var ve hepsi el yapımı, kendileri üretiyorlar... Salatalar, çorbalar, pizzalar. Takip edenler bilir, Kaan şimdi Beyaz TV’de bir de yemek programı yapıyor, adı Beyaz Mutfak. Bizler de konuk olduk bu keyifli programa. Ankara’nın farklı mekanlarına giderek hem değişik lezzetlerin tadına bakıyor hem de keyifli bir sohbet gerçekleştiriyor. Geçen gün konuşuyorduk, dedim ki, “Turizmci, restorancı derken şimdi de televizyoncu oldun!” Güldü, “Gamze” dedi, “bir yandan Makkarna bir yandan televizyon hangi birine yetişeceğimi şaşırdım!” Haklı, bazen benim de yetişmem gereken bir sürü işin arasında zaman ve mekan kavramını karıştırdığım oluyor. Kaan bana yeni makarna tariflerinden bahsetti. En yakın zamanda da tattıracağına söz verdi. Heyecanla bekliyorum.
Elde kalan tavşanlar
Marka yaratmanın ve marka olmanın ne kadar zor ama öte yandan da bir o kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı Ankara’da marka yaratan, marka çıkartan herkese yaşı ne olursa olsun sonsuz bir saygı besliyorum. Can Çavuşoğlu da bunlardan biri. Başarısı Ankara sınırlarını aşan MAG Dergisi’nin yaratıcısı. Ankaralı çok iyi bir ailenin oğlu ama ailesinden fazla bir destek almadan başlıyor girişimcilik serüvenine. İlk girişimi olan Angora Tavşanı projesini bana ilk anlattığında hem çok gülmüş hem de özgüvenine hayran kalmıştım. Ankara’nın meşhur Angora Tavşan’ını alıyor, çoğaltıyor ve mini bir çiftlikte angora yünü üretmeyi planlıyor. Tabii bu iş hayal ettiği gibi gitmiyor! Alıcı bulamıyor ve elinde kalan yüzlerce tavşanı eşin dostun çocuklarına hediye etmek zorunda kalıyor. İşte girişimcilik böyle bir ruh! Yılmak yok.
Başarıyı anlattı
Sonra dergicilik serüveni başlıyor. ODTÜ’de verdiğim Girişimcilik Derslerimden birine konuk konuşmacı olarak çağırdım Can’ı. Hikayesini tüm samimiyeti ile anlattı. Öğrenciler için kitaptan öğrenecekleri birçok çalışmadan daha etkili oldu. Can başarısız girişimlerinin yanında MAG Dergi’yi nasıl kurduğunu, dergicilik konusunda başarıyı nasıl yakaladığını anlattı. Benim şahsen şahit olduğum bir süreç tabii ama, öğrenciler için çok farklı bir deneyimdi. Can şimdi güzel eşi ve dünya tatlısı oğlu ile başarılı bir işadamı olmasının yanı sıra, çok da iyi bir eş ve baba. İki ay önce de yeni bir cemiyet dergisi daha çıkmaya başladı. Sevgili Levent Çelikay’ın dergisi: Bitter. Daha çok sokak haberleriyle fark yaratan Bitter’e Ankara’mıza hoş geldin diyorum. Benim güzel Ankara’mda, böyle değerli girişimci gençleri çok seviyorum. Hayata karşı duruşları, cesaretleri... Hepsine kocaman bir bravo!
Pırıl pırıl siyah yıldızlar gecesi
ANKARAMIZIN sosyal hayatının gelişmesine büyük katkısı olan kent dergilerinden bir tanesi de sevgili Eda Durkan’ın kurduğu MORE. Bu dergi çoğu sevdiğimiz arkadaşlarımızdan olan yazarlarıyla, cemiyet haberleriyle büyük keyifle takip ettiğim bir dergi. More’un düzenlediği ve bence artık klasikleşen gecelerden biri daha geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. Eda Durkan ve ortağı Başak Gökçe evsahipliğinde yeni açılan People Restoran’da düzenlenen “Siyah Yıldızlar” gecesine Ankara’nın en seçkin simaları, cemiyet hayatının en şık kadınları ve erkekleri en güzel siyah kıyafetleriyle katılmıştı. Ben başka bir programım nedeniyle çok uzun kalamadım ama geçtiğimiz yaz düzenlenen Beyaz Yıldızlar kadar sükseliydi. Eda bu işi çok iyi biliyor.