Yunanistan Ege’de ne yapmaya çalışıyor
Dün, Yunanistan’da yayın yapan hemen hemen tüm gazeteler Türkiye manşeti ile çıktı. Eleftheros Typos, Türkiye’nin Yunanistan’ın yanı sıra NATO’yu da hedef aldığı iddiasını, Kathimerini Türkiye’nin radar kayıtlarını NATO’ya taşıma planını okurları ile paylaşırken, Ta Nea ise Türkiye’nin Yunanistan’a yönelik gerilimi tırmandırdığını öne sürdü. Öte yandan NATO Müttefik Kara Komutanlığı da çifte standart uygulayarak 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yılı nedeniyle yaptığı paylaşımı Yunanistan’ın tepkisi sonrası yayından kaldırdı. Yunanistan’ın Ege’de ne yapmaya çalıştığını; silahlandırılan adalar, yayınlanan NAVTEKS ilanları ve S-300 tacizlerini, ‘Mavi Vatan’ kavramının yaratıcısı, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e sordum.
TEK GÜNDEM TÜRKİYE
YUNANİSTAN’ın Ege ve Doğu Akdeniz’de görev uçuşu yapan F16’lara yönelik Rus yapımı S-300 hava savunma sistemi ile yaptığı tacizlerin ardından, Türkiye düğmeye bastı. NATO Angajman Kuralları açısından ‘düşmanca hareket’ olarak nitelendirilen tacizlerin radar kayıtları NATO Genel Sekreterliği ve ittifak ülkelerinin savunma bakanlıklarına gönderiliyor.
To Vima gazetesi ‘Ankara ipleri elinde tutuyor!’ başlıklı haberinde Cumhurbaşkanı’nın “Ege’de her fırsatta huzursuzluk çıkaranların sadece maşa olduğunu, asıl mücadeleyi arkasındakilerin verdiğini biliyoruz” sözlerini manşetine taşıdı. Gazete bilgisayar oyunu oynar gibi radar verisi oluşturulabileceğini iddia ederek, ‘Taciz yok’ dedi.
Kathimerini ise S-300 tacizlerini Yunan Savunma Bakanlığı kaynaklarını adres göstererek inkâr etti ve söz konusu günde herhangi bir NATO tatbikatının da yapılmadığını öne sürdü.
CNN Yunanistan da Türkiye’nin provokasyon söylemlerini tırmandırdığını iddia ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Maşa’ söylemini ‘kışkırtıcı’ buldu.
Eleftheros Typos, ‘NATO’dan eşi görülmemiş provokasyon’ manşetini atan gazete ittifakın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamasını sert bir dille eleştirdi.
TÜRKİYE ARTIK JEOPOLİTİK ÇIKARLARINI KORUYACAK KONUMDADIR
Ukrayna-Rusya krizinden sonra ülkeler arası jeopolitik bilek güreşinin yepyeni bir cepheye girdiğini söyleyen Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Yunanistan ile Türkiye arasındaki Ege krizi de dahil tüm küresel gelişmeleri jeopolitik bir bütünlük içerisinde analiz etmek gerektiğini belirtiyor. Gürdeniz, “Atlantik sistem Rusya, Çin ve Türkiye’nin de içinde bulunduğunu düşündüğüm Asya güçlerini kıtaya itmek, denize çıkışlarını engellemek istiyor. 19. yüzyıldan beri süre gelen, ‘kıta’ ile ‘deniz’ arasındaki jeopolitik çekişmenin bir devamı olarak ortaya çıkıyor bu. Çin’in bir kıta gücü, Türkiye’nin ise son 30 yılda benzer şekilde denize çıkışı, Rusya’nın 2000 yılından sonra toparlanması, 2008 Osetya krizinde Atlantik sisteme meydan okuması, ardından 2014 Kırım müdahalesi ve 2022’de Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını önlemek için başlattığı harekât Atlantik sistemin tüm dengelerini bozdu. O sebeple Atlantik sistemin şu an en büyük hedefi; Avrasya’nın batı Avrupa yarımadasını birleştirmek, kendi tarafında tutabilmek ve Rusya’yı düşmanlaştırarak gelecekte Çin ile çıkabilecek bir savaşta, Rusya’nın Çin’e yardım etmesini engellemektir. Ama unutulmamalıdır ki Türkiye artık kendi jeopolitik çıkarlarını koruyacak konumdadır. Artık Türkler denize çıktı ve geri dönmeyecek” diyor.
NATO’DAN ÇİFTE STANDART
NATO Müttefik Kara Komutanlığı’nın Türkçe olarak yayınladığı, ‘Zafer Bayramı’nız kutlu olsun’ mesajı Yunanistan’dan gelen tepkiler sonrası kaldırıldı.
NATO ve NATO Müttefik Kara Komutanlığı’nın 25 Mart Yunanistan bağımsızlık günü paylaşımı ise hâlâ duruyor.
DENİZE ÇIKMAMIZ İSTENMEDİ
Soğuk savaş sonrası Türkiye’nin kendi jeopolitik çıkarlarını önde tutarak denize çıktığı hatırlatması yapan emekli Tümamiral Gürdeniz şöyle devam ediyor: “Yunanistan’ın ABD üsleri ile kuşatılması (5 olan üs sayısı 9’a çıkarıldı) Güney Kıbrıs’ın Türkiye aleyhinde hemen hemen her ay tatbikat yapması, Akdeniz’de Türkiye aleyhinde deniz bloku oluşması, S-300 tacizleri... Tüm bunlar Türkiye’nin denize çıkmasının istenmemesindendir. Çünkü denize çıkmış bir Türkiye; jeopolitik çıkarlarını elde edebilecek pozisyona gelecek, Sevilla haritasına itiraz edecek, güneyinde denize çıkışı olan bir Kürt devleti kurulmasını engelleyecek, ki zaten yaptığımız o, Kuzey Kıbrıs’ta Türk varlığının geri çekilmesini istemeyecektir. Bu NATO, AB ve ABD’nin jeopolitik çıkarları ile örtüşmemektedir.”
‘İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’
“Yunanistan 1830’da Proxy yani vekil devlet olarak kurulmuş, emperyalizm adına görev yapmıştır. 15 Mayıs 1919’da Batı Anadolu’yu işgal etmek için Llyod George’un emri ile askeri bir güç olarak bölgeye sevk edilmiştir. Bugün de yapmaya çalıştıkları bunun bir benzeridir ama bir dakika! Artık koşullar çok farklı. 85 milyon nüfuslu, G-20 üyesi, savunma sanayinde söz sahibi olan ve kıtaya geri itilmesi mümkün olmayan bir Türkiye var artık karşılarında. Atatürk’ün tam 100 yıl önce 1 Eylül’de (dün) ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’ emri vermesinin temel nedeni işte buydu: “Anadolu’yu denizlerden kimse koparamaz.”
