Paylaş
SOKAKTA KÖPEK OLMAZ
Sokak köpeklerinin insanlar için büyük tehlike olduğunu savunan Başıboş Köpek Sorunu Platformu Kayseri’de lise öğrencisi Mehmet Özer’in 25 köpeğin saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi üzerine 3 yıl önce kuruldu. Sosyal medya üzerinden organize olan grubun sözcülerinden Avukat Devrim Koçak diyor ki: “Kuduz bu! Aklın alıyor mu? Bu devirde hem de. Benim aklım almıyor vallahi. Aile perişan. Sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir aile. 5 çocuk, biri hastanede. Çocukları güvenlikli sitelerinin, kapalı garajından servise binen ya da özel şoförleri ile okula giden bazı kişiler muhtemelen kendi çocukları böyle bir saldırı yaşamayacağı için aileyi suçluyorlar. Hayatımda bundan daha saçma bir şey duymadım. Burada ailenin değil yetkililerin ihmali var. Söylemekten dilimizde tüy bitti ama bir daha belirtelim; bizler hayvanları sevmiyor değiliz ama ortada bir sorun, 5199 sayılı kanunda da bir hata var. ‘Sokakta köpek olmaz.’ Devlet buna başka ölümler yaşanmadan acilen bir çözüm bulmalı.”
GÜNDE 700 KİŞİYİ BAŞIBOŞ KÖPEKLER ISIRIYOR
Başıboş Köpek Sorunu Platformu gönüllüsü Prof. Dr. Ethem Kadri Pektaş ise Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi’nin nisan ayında yaptığı, “Sahipsiz hayvan sayısı 10 milyona gidiyor. Yerel yönetimler 200 bin kısırlaştırma yaptı şu ana kadar. Bu yetersiz bir rakam. Arzumuz bunun 2 milyona çıkması” açıklamasını hatırlatarak, şunları söylüyor: “Sayın Bakan’ın verdiği rakamları alalım ve 10 milyon başıboş hayvan olduğunu, 2 milyonun da kısırlaştırıldığını varsayalım yuvarlak olarak. Bu, geri kalan 8 milyonun üremeye devam etmesi demek. Yani ‘kısırlaştırma’ çözüm değildir. Kaldı ki kısırlaştırılan hayvan saldırmayacak diye bir durum yok! Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2021 yılında yaklaşık 251 bin kişi başıboş hayvanlar tarafından ısırılmış ve kuduz aşısı uygulanmış. Bu da günde ortalama 700 kişinin ısırılması anlamına geliyor ki bu korkunç büyük bir rakam.”
SAHİPLENDİRİN YA DA UYUTUN
“Belediyeler barınak açmak, hayvanları toplamak, aşılamak, kısırlaştırmak zorunda ama maddi olarak bu çok büyük bir yük. Bu sebeple de görevlerini yapamıyorlar. Zaten özü itibarı ile insana zarar verme potansiyeli olan hayvanların beslenme ve barındırılmasını da doğru bulmuyoruz. Platform olarak; siyasi iradenin bu işe acil el atması, sokaktaki başıboş köpeklerin toplanarak barınaklara konulması ve sahiplendirilmesi, belirli bir müddet sonunda ise sahiplenilmeyen hayvanların gelişmiş ülkelerde de olduğu gibi uyutulması gerektiğini savunuyoruz.”
HAYVANLAR DEĞİL GÖREVİNİ YAPMAYANLAR SUÇLU
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Üyesi, Avukat Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu, ‘21. yüzyılda kuduzdan bahsetmek görevini yapmayan yönetimlerin ayıbıdır. Burada çok ağır bir ihmal var’ diyor ve şöyle devam ediyor: “5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 2004 yılında çıktı. O kanunun 7332 sayılı düzenlemesi ile hayvanlar mal kapsamından çıkarılarak ‘canlı’ kabul edildi ve sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı da ortadan kalktı. Bu kapsamda belediyeler bakım evi kurmak, kısırlaştırma ve aşılama yapmak sonra da o hayvanları aldıkları yere geri bırakmak zorunda. Ama bin 389 belediyenin sadece 300’ünde barınak, kısırlaştırma ve tedavi imkânı var. 1089’unda yok. Bazıları hayvanları toplayıp köylere-ormanlara bırakıyor, ki burada kemirgen hayvanlarla temas ederlerse kuduz ihtimali olduğu da biliniyor. Pet shop’larda hayvan satışı yasak ama kaçak üretim çok fazla. Buralara denetim var mı? O da yok. Görevlerin yapılmadığı ve ihmallerin olduğu bu kadar net şekilde ortadayken tek suçlu hayvanlar mı? Elbette küçücük bir çocuğumuzun ölümle pençeleşmesi bizi derinden yaraladı ama sorunun çözümü tüm hayvanların toplatılıp öldürülmesi mi? Bu ülkede kadın cinayetlerinde de artış var. Tüm erkekleri toplayıp öldürelim mi? Kanun ve kanun uygulayıcılar niye var o zaman? Bu sorunun çözümü de aynı. Yönetimler elini taşın altına koyar, yapılması gerekenleri yaparsa ortada ‘köpek sorunu’ kalmaz. Faturayı hayvanlara kesmek işin kolayına kaçmaktır.”
KUTUPLAŞMAYA YOL AÇAN SORULAR VE CEVAPLARI
Sosyal medya her zamanki gibi bu olayda da kutuplaşmış durumda. Kutuplaşmaya neden olan bazı soru ve bulabildiğim cevaplarını 6 maddede topladım.
- Olay ne zaman oldu?
6 hafta önce.
- Neden şimdi ortaya çıktı?
Çünkü her 2 çocukta da 21 Ekim’e kadar hiçbir belirti yoktu. Uzmanlara göre kuduz belirtileri haftalar sonra ortaya çıkabilir.
- Çocuğu madem köpek ısırmış, aile neden daha önce hastaneye götürmemiş?
Mustafa’nın babası Murat Erçetin çocukların kendilerine durumu anlatmadığını söylüyor: “Köyde ısırılan hep olur. Bir şey olmaz sandı herhalde ya da korktu. Biz gerçeği hastanede öğrendik.”
- Isıran köpek kuduz olmayabilir mi?
Bir iddiaya göre o köpek öldü ve gömüldü ama yetkililer bunu doğrulamıyor. Bir hayvanın kuduz olup olmadığının anlaşılması içinse öncelikle o hayvanın bulunması, takip edilmesi gerekir.
- Bölgede kuduz salgını var mı?
Adilcevaz Kaymakamlığı 31 Ekim’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan taramalar sonucu bölgede kuduz pozitif saptanmış herhangi bir hayvan bulunmadığını açıkladı.
- Bölgede kuduz salgını yoksa çocuğun kuduz olduğuna emin miyiz?
Açıklamayı, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz yaptı. Mustafa’nın üçüncü tetkikinde, tükürüğünde kuduz virüsü tespit edildi.
Paylaş