Paylaş
‘SİSTEM CİDDİ KÂR VAAT EDİYORDU’
Şahin Y. yakın bir arkadaşım, geçtiğimiz yıl o da internet üzerinden kurulan ve saadet zinciri esası ile çalışan HİK Online sistemi üzerinden 180 bin TL dolandırıldı. Sadece özel davet ile girilen (ki onu da ‘Abi iyi para kazandım’ diyen bir arkadaşı sisteme davet etmiş) sistemin işleyişini şöyle anlatıyor: “Platform üzerinden yatırılan para kadar sanal alışveriş yapıp ay sonunda yatırılan meblağ kadar da para kazanıyordunuz. Sistem, garantili ve ciddi bir kâr vaat ediyordu. Dolandırıcılık olabileceğinin farkındaydım. İlk girenlerden olur, kazanır, çıkarım diye düşündüm. Önce bin lira yatırdım. Bir haftada iki bin oldu. Zamanla düşük miktarlarda para yatıranlara yüzde 100 kazandırarak üye sayısını arttırdılar. Yüzlerce farklı whatsapp ve telegram grubu açıldı. Para kazananlar daha çok kazanmak için yüklü yatırımlar yapmaya başladı. Ben de önce 10 sonra 40 bin liraya çıkardım yatırımı. Sistemi cazip hale getirmek için kampanyalar da düzenliyorlardı. Ama üye sayısı bir yerde tıkandı. En son 180 bin liramı çekmek istedim ama olmadı. O an paranın gittiğini ve bir rüyanın bittiğini anladım.”
Titan Saadet Zinciri’nin kurucusu Kenan Şeranoğlu / ‘Tosuncuk’ lakaplı Mehmet Aydın, Çiftlik Bank’la binlerce kişiyi mağdur etti.
AÇGÖZLÜ YATIRIMCI DAHA KOLAY TUZAĞA DÜŞÜYOR
1960’larda Sülün Osman, 1980’lerde Banker Kastelli, 1990’larda Kenan Şeranoğlu, 2000’lerde Jet Fadıl, günümüzde Thodex, Çiftlik Bank derken normal şartlarda ‘ibretlik’ bir öykü olması gereken saadet zincirlerinin günümüzde hâlâ varlığını sürdürmesinin nedeni ne olabilir? Hangi motivasyon ile insanlar bu zincirlere giriyorlar? İstanbul Ticaret Üniversitesi İngilizce İktisat öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Demir’e göre bunun altında sadece ‘kolay para kazanma isteği’ yok. 3 etken daha var.
Oğuz Demir
YÜKSEK GETİRİ YÜKSEK RİSK DEMEK
1- İlki; finansal okuryazarlık seviyesinin çok düşük olması. Ponzi Şeması olarak da bilinen piramit sistemlerden zarar eden kişilerin genellikle finansal piyasaların işleyişi ve yatırım araçları hakkında temel bilgiden yoksun olduğunu söyleyen Doç. Dr. Demir diyor ki: “Yüksek getiri yüksek risk demektir. Eğer biri ‘garantili’ bir yüksek getiri vaat ediyorsa şüphe edin! Çünkü teorik ve pratik olarak bu mümkün değil. Sebebi sürdürülebilir olmaması. Kriptolarda da (ponziler kadar dramatik olmasa da) benzer bir durum var. Para çıkışı başladığı an ‘çat’ diye büyük düşüşler yaşanıyor. Büyük hayallerle girenler büyük hüsranlar yaşıyor.”
EŞİN, DOSTUN GAZINA GELMEYİN
2- Zincir sistemlerde her katılımcının sisteme yeni üyeler sağlaması, onların da yeni kişiler bulmasının sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Demir, “Sisteme en son girenler her zaman dezavantajlı oluyor. Yeni kişilerin sisteme girmesi yani sıcak para akışı durduğu an sistem çöküyor. Yatırımcıların önemli çoğunluğu paralarını teslim ettikleri yatırımcıları tanımıyor, yeteri kadar da takip etmiyor. Eş, dost, akraba, arkadaşların, ‘Bir haftada iki katını kazandım’ gibi, art niyetli olmayan ancak güven ve referans veren yönlendirmelerini dinliyorlar. Dolayısıyla iyi eğitimli insanlar bile mağdur olmaktan kurtulamayabiliyor” diyor.
KAYITLI BİR SİSTEMLERİ YOK
3- Dünyada ve Türkiye’de giderek büyüyen gelir dağılımı adaletsizliği, eşitsizlik ve işsizlik gibi faktörlerin bu tip saadet zincirlerine katılımı körüklediğine de değinen Doç. Dr. Demir, “Ponzi tipi sahtekârlıkların kayıtlı ve kurumsal bir yapısı yoktur. Şeffaf değiller. Dolayısıyla hesaplar ile ilgili bilgi sahibi olabileceğiniz hiçbir sistemi işletmezler. Kayıtları göremezsiniz, karmaşık, özensiz, hatalı, eksiktir. Ki son 20 yıldır özellikle 30 yaş altı, geliri masraflarına yetmeyen, çabuk zengin olma hayali kuran üniversite öğrencisi, yeni mezunlar ve işsiz gençler arasında yeni bir kitle de oluştu. Çalıştığının karşılığını alamıyor ya da alamadığını düşünüyor, neyi varsa bu sistemlere yatırıyorlar. Ama sonu hüsran! Yıkıcı bir etkisi var” uyarısında bulunuyor.
KÖŞEYİ KOLAYCA DÖNME ZAAFIMIZ VAR
Yeşim Akıncı
Psikolog Yeşim Akıncı, ‘Bu sistemler hiçbir zaman ölmez çünkü aramızda kolay kazanç elde edip bir an önce ‘köşeyi dönmek’ isteyen, kazanma-para hırsı içinde, açgözlü insanlar var’ diyerek, insanların dolandırıcılık olduğunu ya da olabileceğini bildiği halde bu sistemlere para yatırmasının altındaki temel motivasyonun bu olduğunu söylüyor. Ama elbette tek sebep ‘açgözlülük’ değil. Akıncı şöyle devam ediyor: “İnsanlar kararsız kaldıklarında, kendilerinden önce aynı konuda çoğunluk ne yaptıysa aynısını yapma eğilimine girerler. Buna sürü psikolojisi diyoruz. O nedenle de bir başkasının yapmış olması bizim için de önemli bir motivasyon. Kimse bir şey kaçırmak, eksik kalmak istemiyor! Ayrıca insanlar bir gruba, kimliğe ya da topluluğa ait olmak isterler. Hele de o topluluk kazanan taraf ise... Tüm bunların yanı sıra toplum olarak finansal okur yazarlığımız yok! Ayrıca ekonomik güvensizliğin daha fazla hissedildiği toplumlarda, ki Çin’de de benzeri yaşanıyor, gelecekten endişe duyan insanlarda bu tarz yatırımlar ile kendilerini garanti altına alma psikolojisi var.”
Paylaş