Paylaş
Altı ay önce kanser ile ilk tanıştığımda sürecin birçok açıdan bu kadar meşakkatli olacağını bilmiyordum. Kemoterapileri devlet karşılıyordu ancak tedavi süreci sadece ilaç almaktan ibaret değildi. Mesela peruk almak kendimi iyi hissetmem için önemli ama maddi açıdan zorlayacak bir kalemdi. Ayrıca iyi beslenmek, ek vitaminler almak, ruh sağlığımı onarmak için bir terapist ile görüşmek, yoga ve nefes terapisi, akupunktur gibi upuzun bir ‘yan’ tedavi listesi vardı elimde. Şükür ki kurumum, -Hürriyet gazetesi- başından beri yanımda. Her aşamada desteklediler, sahip çıktılar. Minnettarım. Peki ama ya benim kadar şanslı olmayanlar? İnsan bir kere başına gelince sadece kendi değil “Acaba başkaları için ne yapabilirim”i de düşünmeye başlıyor. Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği Başkanı Arzu Karataş da öyle. 40 yaşında meme kanserine yakalanmış. 18 kemoterapi-30 radyoterapi-4 ameliyat sonrası hayatını kanser hastalarının mücadelesine adamış. Gelin önce kendi hikâyesini dinleyelim.
KANSER EŞİTTİR ÖLÜM DEMEK DEĞİL
- Nasıl fark ettiniz tümörü?
40 yaşıma kadar mememe de koltuk altıma da asla dokunmayan bir kadındım. Terimi silmek için bir gün tesadüfen dokundum ve elime kol altımda ceviz büyüklüğünde bir kitle geldi. İltihap olduğunu düşünerek gittim doktora ama doktorum meme ultrasonu yaparken yüzü değişti. O an anlıyor insan aslında. Koltuk altında 5, memede 2 kitle vardı, ‘Yüzde 99 kansersin’ dediler. Ama kesin sonuç gelene kadar insan hep o yüzde 1 içinde olduğunu düşünüyor. Değilmişim tabii. Hormon pozitif meme kanseriydim.
- Uyandığımda, ‘Rüya mı?’ diye soruyordum kendime. Böyle söyleyince de yanlış anlaşılıyor. Tüm gün oturup ‘Vah vah’ diye ağlamıyordum tabii. Anlık bir duygu.
İşim dolayısıyla hep hastanelerde çalıştım. Kaybedilen hastaları gördüm. Ne kadar yaşayacağım? Nasıl olacak? Kafada bir şekilde ölümü çağrıştırıyorsun. Ama bir an önce ‘Bu yolda mücadeleye var mıyım yok muyum?’ buna karar vermek gerekiyor. Ben yaşamayı seçtim. Annem, ağabeyim, yeğenim, kan bağı olmayan kız kardeşlerim var. Mücadeleye başlayacağım dediğim an işler daha kolay oldu.
SAÇ O KADAR ÖNEMLİ Kİ
- Saçlar... Ne hissettiniz kaybettiğinizde?
İkinci dibe vurduğum an diyebilirim. Son ana kadar kazıtmamakta direndim. Bir gün bir toplantıya giderken uçakta arkada kocaman bir parça kaldı. Arkadaşım görüp almış, görmeyeyim diye saklamış. Döndüğümde de kazıtıp, peruk taktım. Normalde frapan biri değilim ama o gün kendimi çırılçıplak hissettim. Aslında burada sizi en çok rahatsız eden şey yaşadığınız duygudan ziyade karşı taraftaki iz düşümünüz. Size acıma duygusu ile bakılması, ‘Vah vah çok geç...’ Oysa kanser eşittir ölüm değildir. Hele meme kanserinde hiç değil. Kafamıza öylesine kazınmış ki bu kodlar. Konuşmaktan çekiniyoruz bu konuyu. Oysa bak bugün 7. yılındayım. Çok şükür sağlıklıyım.
Yeniden bir yaşam kurdum.
KETEM’DE ÜCRETSİZ TARAMA
- Çok kişi arıyor mu?
Çok... Bir komitemiz var. Hastalarımızın gelir durumuna göre komite karar veriyor kime nasıl yardım ulaştırılacağına. Bugüne kadar bin kadına ulaştık, tüm süreçlerini üstlendik. Söylemesi üzücü ama yaşamın anlamlı bir vedası da olmalı. Ağrısız, sevdiklerinizle daha hoş bir veda... Bu süreçlerde de yanlarındayız. Sosyal medyada kapalı gruplarımız var kanser hastaları ve birinci derece yakınları için. Duygu ve tecrübe paylaşımı önemli.
- Meme ultrasonu-mamografi gibi tarama programları ücretli mi?
81 ilde KETEM - Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri var. ‘Erken teşhis hayat kurtarır’ prensibiyle meme, rahim ve bağırsak kanseri için ÜCRETSİZ taramalar yapılıyor. Devlet ile tarama kısmında koordineli çalışıyoruz. Beslenme şeklimiz, hayat koşullarımız, stres gibi nedenlerle her gün kansere yakalananların sayısı artıyor. Tek yapmanız gereken senede bir günü kendinize ayırmak.
SAĞLIKTA FIRSAT EŞİTLİĞİ ÖNEMLİ
- Dernek kurma fikri nerede oluştu?
Bu süreçte yarına ipotek koyamayacağımızı, anın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyor insan. Bir şey daha anladım. Şükür iyi bir kurumda çalışıyordum, iyi bir ekonomik gelire sahiptim ama herkes aynı noktada değil. Bir kaş kalemine, bir peruğa bile o kadar çok para vermek durumunda kalıyorsunuz ki... Kemoterapi alırken iyi beslenmeniz, her gün protein-vitamin almanız, hijyene dikkat etmeniz gerekiyor. Tüm bunların da bir bedeli var. Bu yoldan çıkarsam maddi durumu yerinde olmayan kadınlar için bir şey yapacağım dedim kendime.
- Kimler size ulaşabilir?
Rahim, rahim ağzı, yumurtalık ve meme kanserine odaklıyız. Gerçekten ihtiyacı olanlara başından sonuna kadar her aşamada destek oluyoruz. Sağlıkta fırsat eşitliği yaratmaya çalışıyoruz. Hastaları doğru hekimle buluşturmak birinci hedef. Beslenme ve psikolojik destek veriyoruz. Peruk yapıyoruz. Hastaların hele de pandemi sürecinde hastaneye ‘izole’ transferini sağlıyoruz. Plastik cerrahi-protez kısmında da varız. Söylemekten pek hoşlanmıyorum ama bazen diyelim sağ kolunu kullanamayan bir kadın oluyor, çamaşır yıkayamıyor mesela. Ona çamaşır makinesi sağlamaktan beslenemeyen birine gıda yardımına kadar elimizden geldiğince yardım ediyoruz.
Paylaş