‘İdeal güzellik’ anlayışı değişmeli

BU BASKI KALDIRILACAK CİNSTEN DEĞİL

SOSYAL medyayı aktif kullanan ünlü sunucu Özlem Yıldız ‘photoshop’ ile kendini zayıflattığı iddia edilen bir fotoğrafıyla gündemdeydi. Bozcaada’da tatil yapan Yıldız ile telefonda dertleştik. Şöyle diyor: “Ünlü ya da tanınmış olan her kadına güzel ve fit olmak gibi bir misyon yüklenmiş durumda.” Yıldız sektörel değil, toplum baskısının da bu yönde olduğunu söylüyor ve “Kendimle çok barışık bir insanım. Göbeğim olsa ‘Var’ derim. Kime ne? Ana mesleğim mankenlik de değil. Göz önünde bir iş yapıyorum. Sağlığına, sporuna ve beslenmesine dikkat eden biriyim ama bunu kendim için yapıyorum. Kilo alınır da verilir de. Ama fotoğraflarımın altındaki yorumlara bir bakın! ‘Estetiklisin’, ‘Çirkinsin’, ‘Boyun kısa’ gibi binlerce yorum var. Yapan kim? Kadınlar. Yerden yere vuruyorlar. Ben artık takmıyorum ama normalde bu baskı kaldırılacak cinsten değil” diyor.

ERKEKLERE YAPILMIYOR

Yıldız’ın özellikle genç kadınlara bir de tavsiyesi var: “Önemli olan kendinizi sevmeniz. Sağlıklı olmak ve kendinize neyin yakıştığını biliyor olmak temel prensip olmalı. ‘Kilo mu aldın?’ ya da ‘Burnun büyük, boyun kısa’ diyenleri dinlemeyin. Siz göbekli ya da kel kaldığı için günlerce gündemde kalan, sürekli eleştirilen bir erkek gördünüz mü? Biraz rahat bırakın artık kadınları!”

PHOTOSHOP YOKSA ‘LIKE’ DA YOK

SEZİN Evyapan, aslında beyaz yakalı. Şimdilerde ise lifestyle blogger. Love Knit Club isimli ‘online’ bir satış sitesi var. Milyon takipçili hesaplara kıyasla ‘piyasa da yeni. Sorum şu: “Sosyal medyada beğenilmek ve ‘kusursuz’ olmak ne kadar önemli?” Evyapan, “Milyonlarca takipçim olsun ‘Bu işten para kazanayım’ diyorsanız dayatılan ‘güzellik’ algısının da kurbanı oluyorsunuz. Milyon takipli hesaplara bakın! Hepsi fit, alımlı, şık ve hatta aynı ifadeler, mimikler. İnsanlar da bir nedenden, belki de kendilerinde olmadığı için bunları takip ediyor. Dolayısıyla bu tarz hesapların sahipleri ‘like’ akışı sürsün kaygısıyla kendi gibi davranamıyor. Her fotoğrafıyla oynuyor. Bu kısır bir döngü” diyor.

KENDİNLE MUTLU OLMAK

Evyapan sosyal medyada çektiği haliyle paylaştığı fotoğrafın çok az olduğunu belirterek “En azından ‘Renkler güzel mi? Saç ya da makyajda bir problem var mı?’ diye bir bakıyorum. Henüz yolun başında bir blogger olarak bile hayli eleştiriliyorum. Geçenlerde bir yüz bakım kremi anlatıyordum, ‘Yüzünde sivilce varken anlatma’ diyenler oldu. Bu noktada hayata karşı duruşunuz devreye giriyor. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, ister aşırı zayıf olun, ister ‘bakmaya doyulmayan’ bir yüz ile pırıl pırıl saçlar, inci gibi dişleriniz olsun, kötü görmek isteyen mutlaka görür. Şunu unutmamak lazım. Bugün güzel olan yarın güzel olmayabilir. Önemli olan sizin ne hissettiğiniz” diyor.

ÖZGÜVENİ YÜKSEK BİREYLER YETİŞTİRİN

Eğitim Bilimci, yazar Dr. Özgür Bolat kız ve erkek çocuklarının sosyal medya, TV, dergi ve gazetelerde sürekli ‘kusursuz’ olarak gösterilen figürlerle karşılaştığını hatırlatıyor ve “Günün sonunda gençlerin çoğu da ‘mükemmel’ olmak istiyor. Ancak o zaman, toplum tarafından, kabul göreceklerine inanıyorlar. Aksi halde ‘Kabul görmem’ kaygısı yaşıyorlar. Öyle ki sivilcesi mi çıktı? Okula gitmek istemiyor. Zayıflamak için az yiyor veya ideal olarak dikte edilen bedene ulaşmak için spor salonundan çıkmıyor. Sevilmenin ve kabul görmenin şartının dış görünüşe bağlı olduğunu düşünüyorlar” diyor.

YASAKLAMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Tam da bu noktada öne çıkan soru şu: ‘Ne yapmak lazım?’ Dr. Bolat şöyle cevaplıyor: “Çocuğunuz boğulmasın diye havuzun etrafını çitle örmek yerine ona yüzme öğretin. Yani uygulanacak bir sosyal medya yasağı ya da nasihat sorunu çözmeye yetmez. Onun yerine çocukta ‘özgüven’ inşa etmelisiniz ki dikte edilen ‘kusursuz’ güzelliğin gerçek olmadığını, manipüle edildiğini anlasın.”

‘SEN OLDUĞUN İÇİN DEĞERLİSİN’

Dr. Bolat ‘Sen her şekilde; kişiliğin, seni sen yapan özelliklerin, kimliğin ve değer odaklı yaptıklarınla bizim için değerlisin’ mesajı vermenin önemine dikkat çekiyor ve bir çalışmasını örnek veriyor: “Çocuk diğerine ‘Sence en önemli özelliğim ne?’ diye sordu. Aldığı cevap ‘Dostcanlısı’, ‘Yardımsever’, ‘Çalışkan’ oldu. Bunu duyan çocuk akla ilk gelenin dış görünüş olmadığını anlayınca rahatladı. Onu kendisi yapan değerlerin farkına varan bir çocuk her halinin güzel olduğunun da farkına varır. Kendiniz ile ilgili değeri yine kendiniz belirliyorsanız biri size kötü söz söylemiş olsa dahi etkilenmezsiniz.”

SÜREKLİ KENDİNİ PAYLAŞMAK SORUNLU

“Sürekli kendinin ‘kusursuz’ fotoğraflarını paylaşmakta sorunlu bir durum. Kişi ‘Her zaman güzelim’ diyor. Onaylanma ihtiyacı yüksek kişiler böyle davranır. Kişinin başkaları değil, kendi için yaşamanın güzelliğini keşfetmesi lazım” diyen Dr. Bolat, Bergüzar Korel örneğini veriyor: “Burada özgüveni yüksek bir kadın var. ‘Buyum ve mutluyum’ diyor. Filtresiz muhteşem bir fotoğraf. Toplumu etkileyen, göz önünde olan insanların daha çok böyle paylaşımlar yapması, örnek olması lazım. Bergüzar’ın verdiği mesaj şu: ‘Biz her halimizle güzeliz.’”