Paylaş
Pandemide gösterdikleri üstün performanstan dolayı, ‘Gözünüz aydın! Ek ödeme almışsınız’ dedim. ‘Ne ödemesi?’ dedi ve ekledi: “Ödeme 8 ayrı şarta bağlı. Kriterleri yerine getiremeyen alamıyor. Kaldı ki sana bu bilgiyi verdiğim için bile 50 puan ceza alabilirim.” Ben de Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Gürsel Özer’in kapısını çaldım. Ne oluyor? Aile hekimleri ne istiyor? Sordum. 7 soruda anlattı.
PUAN UYGULAMASI ADİL DEĞİL
1) Gündemde sürekli aile hekimleri var. Neler oluyor?
Aslında fitili ateşleyen 30 Haziran 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ydi. Bu yönetmeliğe 2 nedenden karşıyız. Bir; yönetmelik diyor ki, ‘Entegre hastanede çalışan aile hekimliği çalışanları 2 yıllık sözleşme süresince 5 kez nöbete mazeretli veya mazeretsiz gitmediği zaman iş akdi sona erer.’ Bu ne demek? Hekim ya da ailesinden herhangi biri hasta olamaz, yakını vefat edemez. Elini vicdanına koy ve söyle ‘Biz insan değil miyiz?’ Bir puanlama sistemi kurdular. Mesela, işe geç kaldın 10, işe ikinci kez geç kaldın 20 puan ceza. Seninle konuşmamızsa 50 puan ceza. Basında veya sosyal medyada bilgi vermenin cezası 50 puan, ki en ağır suç olan sahte evrak düzenlemek, işe alkollü gelmekle aynı ceza puanı öngörülmüş bunun için.
E, GİTSİN. NE OLUR?
2)İşimden olabilirim. Herhangi bir sebeple 150 ya da 2 yıllık sözleşme süresince 5 kez aynı veya farklı sebeple ceza puanı alman halinde il sağlık müdürlüğü tarafından oluşturulan komisyona gidiyorsun ve yeniden sözleşme imzalayıp imzalayamayacağına karar veriliyor. Eğer ceza puanın 200 ise komisyona gitmeden doğrudan sözleşmen feshediliyor. Anlayacağın sağlık il müdürleri hem hâkim hem savcı hem de yönetici konumunda. Eskiden böyle değildi. İl sağlık müdürlüğü ceza verirse valiliğe itiraz ederdik. Ama şimdi tüm yetki il sağlıkta. Hukuki olmadığı gibi keyfi uygulamalara da açık bir durum.
HASTANIN SORUMLULUĞU BİZDE
3) İkinci neden ne?
Birinci basamak koruyucu sağlık hekimliğine inanan ve uygulamanın doğru işletildiği takdirde hem hasta hem hekimler hem de sağlık çalışanları için müthiş kolaylıklar yarattığına inan bir hekimim. Türkiye’de yaklaşık 27 bin aile hekimi, 24 bin aile sağlığı çalışanı var. Her aile hekimine de ortalama 3500 kişi düşüyor. Görevlerimiz arasında halk sağlığını tehlikeye sokan obezite, hipertansiyon, kanser, diyabet hastalıkları risk grupları tarama ve izlemler var. Bu önemli çünkü erken teşhis hayat kurtarır, inanıyorum. Ancak bu takibi yapabilmenizin birinci şartı insanların size gelmesidir. Her gün hastalarımızı telefonla arıyor, kapılarına gidiyoruz ancak çoğunlukla o kapı ve telefon yüzümüze kapanıyor. Hasta, ‘Ne hakkın var beni arıyorsun?’ ya da ‘Ben istediğim zaman gelirim’ diyor. Hasta rutin kontrolüne gelmezse ne oluyor, bil? Bize negatif performans uygulanıyor. Maaştan kesiliyor.
4)Hasta kendi sağlığını önemsemiyor diye negatif performans mı alıyorsunuz?
Tam olarak öyle. Hadi diyelim hasta geldi. Rutin kontrolünü yaptık. Tansiyon ya da şeker ilacı almaya başladı ancak ilacını düzenli kullanmadı ve başına bir iş geldi diyelim. Ya da daha basit olsun, ‘Vermesi gereken kiloyu veremedi’ diyelim. Yine negatif performans yiyorsunuz. Mesela, izlem gereği hastanın yaptırması gereken tahliller var. Hastaneye sevk ediyorsunuz ama hasta gitmiyor. Cezası size! Akla, mantığa aykırı bir uygulama bu.
5)Tüm bu izlemleri yapmak için yeterli zaman var mı, peki?
Yok! Bu izlemler gerçekten de çok elzem ancak hepsini bir anda yapmak hayatın olağan akışına aykırı. Örneğin, aile hekiminin 3100 hastası var. Bu bir hekimin bir yılda 15 bin 527 işlem yapması demek. Yani hekim hiç yıllık izin kullanmadan, günlük ortalama 60 saat çalışacak ki iş yetişsin. Yapmak zorunda olduğumuz COVID-19 aşısı, gebe ve bebek takibi-aşıları, poliklinik hizmetleri ne olacak?
ASGARİ ÜCRET DÜĞÜMÜ
Şaşırtan bir bilgi: ASM’ler Sağlık Bakanlığı’na ait değil. Hekim, merkezini kuracağı yeri bulmak, kirasını ödemek, çalışanların maaşları ile elektrik, doğalgaz ve cerrahi eldiven, maskeden tutan da batikona kadar tüm sarf malzemelerinin ücretini de ödemekle yükümlü.
6)Yanında asgari ücretli eleman çalıştıran aile hekimlerine asgari ücret değil de memur zammı oranında yani yüzde 15.7 gibi bir artış yapılması gündemde. Nasıl etkileyecek sizi?
Aile hekimlerine maaşının yanı sıra bir de gider ödemesi yapılır. Gider ödemesi zammı olarak bu sene yüzde 15’lerden bahsediliyor, ki merkezlerin tüm ihtiyaçları bu ödenekten karşılanır. Oysa maliyetlerimiz yüzde 50 arttı. En az asgari ücrete yapılan zam kadar zam yapılmalı ki enflasyonla mücadele edebilelim. ‘Pratisyen hekimlere 2500 TL, uzman hekimlere ise 5000 TL zam’ verileceği duyurulmuştu. Herkes, ‘Hak ettiniz’ diyor ve sanıyor ki biz bu zammı aldık. Hayır almadık. Kimse almadı. Düzenleme henüz Meclis!e dahi gelmedi. Tüm bu nedenlerle, artı doktora şiddeti de ekleyin yurtdışına binlerce hekim gitti. Hemşireler de gitme eğilimde. Bunu durdurmamız şart.
ŞARTSIZ OLSUN
7)Pandemide üstün aşılama performansınızdan ötürü aile hekimlerine 3 bin, hemşirelere bin 500 TL ek ödeme yapılacağı söylenmişti.
Söylendi ama çoğumuz alamadık çünkü yerine getirilmesi mümkün olmayan kriterler; işte şu kadar kişiyi şu kadar günde aşılarsan gibi şartlar koydular. Bu kriterleri tutturan hekimlere bir miktar yatmış ama tam ücret alan neredeyse hiç yok. Ek ödemeler şartsız olmalı. Daha üzücüsü ne biliyor musun? ‘Aşı olun’ diye arıyoruz vatandaşı, ‘Para alacaksın da ondan arıyorsun değil mi?’ diyorlar.
Paylaş