‘Barış’ bunu yaparsa ‘Savaş’ı’ düşünemiyorum

Tutku haline gelen güzelim futbol, centilmence oynanan spor olmaktan çıktı.
Taraftar takımını, “Vur, kır parçala, bu maçı kazan” tezahüratlarıyla maça hazırlıyor.
Futbolcular rakiplerini, düşman olarak görüyor.
Kaybedince de, “günah çıkarmak” için tribünlere oynuyorlar.
Antrenörler, oyuncularını karşılaşmaya, “Bu maçı alacağız başka yolu yok” psikolojisiyle sahaya gönderiyorlar.
Yenilince de, kendilerinden başka herkesi suçluyorlar.
Kulüp başkanları da başarısızlıklarını, hakemleri, rakip takımlarının yöneticilerini suçlayarak geçiştirmeye çalışıyor.
Yaptıkları açıklamalarla, kulüplerin taraftarlarını birbirine düşürüyorlar.
İşin daha da kötü tarafı ne biliyor musunuz?
Bu anlayışın, sadece profesyonel liglerde değil, amatör maçlarda da görülmeye başlaması..
Mustafakemalpaşa’da geçtiğimiz hafta oynanan, Yalıncakspor-Samanlıspor maçında yaşanan olaylar, tehlikenin geldiği boyutu gösteren acı bir örnek.

Küme düşme mücadelesi veren her iki takım arasında oynanan maçı, Yalıntaşspor 4-1 kazandı.
Ev sahibi takımın Kalecisi Barış Yurt, karşılaşmanın son dakikalarında, rakip takımın futbolcusuyla kavga etti.
Hakem de her iki oyuncuya kırmızı kart gösterdi.
Sonrasında olanlar oldu.

Galip takımın kırmızı kart gören oyuncusu, soyunma odası yerine otomobiline gidip, kurusıkı tabancasını alıyor.
Rakip takımın soyunma odasının kapısına dayanıyor.
Rezilliğe bakar mısınız?

Bunu, kazanan takımın futbolcusu yapıyor….
Allah’tan, Yalıntaşspor’un, Samet Karanfil adında, sadece futbolda değil, şiddetin her türünden nefret eden, takımı yenilse de centilmenliğinden vazgeçmeyen, “sıra dışı” kulüp başkanı var.
Samet Karanfil, maç sonrası nezaket icabı rakip takımın odasına gidip, sahada yaşanan olaylardan dolayı özür diliyor.
Olması gerekeni yapıyor.
Çıktıktan sonra koridorda, kırmızı kart ile atılan futbolcusunu görünce kendisini ciddi şekilde uyarıp, uzaklaştırıyor.
Daha sonra, Kalecisi Barış’ın, otomobilden aldığı silahı belinde sakladığını öğrenince, polise, ‘futbolcumdan ben de şikayetçiyim” diyor.
Bununla yetinmeyip, kadro dışı bıraktığı oyuncunun lisansının iptal edilmesi için Futbol Disiplin Kurulu’na başvuruda bulunuyor.
Başka kulübün başkanı olsa, yaşanan olayları kapatmak için var gücüyle uğraşırdı.
Ardından, futbolda yaşanan rezilliklerden yakınırdı.
Sonuç olarak...
Amatör bir maçta yaşanan olayları, alt alta sıraladığımızda, ortaya çıkan tabloya bakar mısınız?
.
Soyadı, Karanfil olan kulüp başkanı çiçek dağıtıyor.
Centilmence davranıyor.
Barış adındaki kaleci, silahla hesap sormaya kalkıyor.
Ortalığı, birbirine katıyor.
Allah’tan sahada, Savaş isminde futbolcu yoktu.
O ne yapardı bilemiyorum...