Paylaş
Özellikle bizim ülkemizdeki siyasette lider, partilerimizin olmazsa olmazıdır.
Demokrasi tarihimizi şöyle gözlerinizin önüne getirin, ne demek istediğimiz çok daha iyi anlaşılır. CHP denince İnönü, daha sonra Ecevit akla gelirdi: Niçin diğer genel başkanlar; Baykal, Kılıçdaroğlu değil de İnönü ve Ecevit hatırlanıyor biliyor musunuz?
Hatırda kalanlar, karizmatik kişilikleriyle lider olmuşlardı, diğerleri ise, kurumsal bir yapıda yalnızca genel başkanlık yapmışlardır.
Demokrat Parti denince Menderes, Adalet Partisi denince Demirel, Milliyetçi Hareket Partisi denince Türkeş ve Bahçeli, MNP-MSP- Refah Partisi denince Erbakan ve AK Parti denince Erdoğan akla gelmektedir.
Oysa; Adalet Partisi veya DYP çizgisindeki partilerde başka genel başkanlar da gelip geçti lakin hiçbirisi lider olmadığından siyasete damga vuramadan silinip gittiler.
Ama bir Demirel, bir Erbakan, bir Türkeş, bir Bahçeli ve bir Erdoğan unutulmaz.
Bunun da sebebi kalabalıklara yön veren ve onları sürükleyen lider olmalarıdır.
Bundan dolayıdır ki, karizmatik liderlerle siyasi partiler ‘mütemmim cüz’ birbirlerini tamamlayan, birbirlerinin vazgeçilmez parçası olmuşlardır.
Lider şahsiyetlerle siyasi partiler, yumurta ile tavuk misali gibidir. Yumurtanın tavuktan çıkması gibi tavuk da yumurtadan çıkar.
Bu cümleden olarak eskilerin çok güzel bir tespiti vardır; ‘Şeref-ül mekân bil mekin’ yani bir makamın şerefi, o makamda oturan kişiden gelir. Bir makamı dolduran insan bilgi, beceri, yetenek ve dirayetiyle o makama şeref verir, güç katar.
Makamın kendisi üstün de olsa, kişi, kişiliği ile orayı dolduramıyorsa, o makam sönük kalır.
Siyasi liderler, temsil ettikleri siyasi hareketin bayrak tutucularıdır; liderlik vasıfları, tuttukları bayrağın rüzgarıdır. O bayrağın nasıl dalgalanacağını o liderin karizması ve çalışkanlığı belirler.
Ahmet Davutoğlu isimli kişi de Türkiye’nin en büyük siyasi partinin başına getirilmişti hem parti genel başkanı ve hem de başbakan olmuştu. Tırnaklarıyla o makamlara gelmediği için ve daha önemlisi o makamlara bir şeref katamadığı için, geldiği yerlerin kıymetini bilemedi ve silinip gitti.
Zira bir makamda kalmak, o makamın hakkını vermek, o makama gelmekten çok daha zordur. Siyasi partilerde zoru başarabilenler lider şahsiyetlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başında 12 yıl kaldı ama lider olamadı; çiçeği burnunda Özgür Özel’i ise liderlik konusunda çetin bir sınav beklemektedir. İyi bir başlangıç yaptı hem genel başkan oldu ve hem de girdiği ilk seçimde birinci parti olmayı başardı.
Yapmakta olduğu yapıcı muhalefetle CHP’nin ezberini bozdu.
Lider olabilecek mi yoksa genel başkan olarak mı kalacak, bekleyip göreceğiz.
Paylaş