Paylaş
Genel seçimlerin sonucunda Cumhur İttifakı tek başına iktidar, mahalli seçimlerin sonucunda da Türkiye’mizin geneli itibariyle muhalefet partileri yönetimdeler.
Vaki olanda hayır vardır; milletimiz hem iktidara ve hem de muhalefete, bir yandan kredi açarken diğer yandan da sınava tabi tutuyor.
Demokrasinin güzel taraflarından biri de budur; seçmen, verdiği oylarla, seçtiklerini yarışa tabi tutar. Kim ya da kimler en iyi performansı gösterip millete hizmette öne geçerse, bir sonraki seçim sandığının galibi olmayı hak eder.
Millet, her iki tarafa da ‘hadi gösterin kendinizi’ diyor.
CHP, yeni genel başkanı olan Özgür Özel’le çok iyi bir çıkış yaptı. Kılıçdaroğlu’nun ve ondan öncekilerin ısrarla göremedikleri nokta budur. Millet kavga istemiyor ama şimdiye kadarki CHP, muhalefeti iktidarla kavga etmek ve iktidarın yaptığı en güzel şeyleri bile beğenmemek ve eleştirmek şeklinde anladı ve öyle yaptı.
Demokrasi tarihimiz, muhalefete düşmeyi bir türlü hazmedemeyen CHP’nin yıkıcı ve asla uzlaşmaz tavrıyla geçti. Demokrasi maceramız; İnönü-Menderes, Ecevit-Demirel, Baykal-Erbakan, Baykal-Erdoğan, Kılıçdaroğlu-Erdoğan arasındaki kıyasıya kavgalarıyla geçti.
Öyle ki, birinin ak dediğine diğeri kara demeyi marifet bildi. Ve hatta daha da vahimi, cenazelerde bile tokalaşmadıkları gibi birbirlerinin yüzlerine bile bakmadıkları oldu.
Peki millet, bu denli yalan ve iftira üzerine kurulu yıkıcı, ifsat ve imha edici muhalefete prim verdi mi? Elbette vermedi; millet bu anlayıştaki siyaseti sittin senedir muhalefete mahkûm etti. Ana muhalefet partisi olarak CHP yüzde 25 bandında çakılı kaldı.
Muhalefetsiz demokrasi olamayacağına göre, oyunu kurallarına göre oynamaktan başka çare yoktur. Yani muhalefet elbette olacak ve üstelik yapacağı muhalefetle; sadece ne olmayacağını değil, ne olması gerektiğini de gösterip iktidara alternatif olduğunu gösterecek.
Ama CHP’nin şimdiye kadarki muhalefet etme modeline baktığımızda, bu partinin iktidar olmak istemediği anlaşılır. Zira tüm yapılanlara olmasın diyor lakin ne olması gerektiğini asla söylemiyor.
Muhalefetin, neden alternatif üretmediği SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’ye sorulduğunda, verdiği cevap manidardır: ‘Ne yani; proje sunalım da iktidara kopya mı verelim?’
Başta CHP olmak üzere, CHP’nin kendisine benzettiği muhalefet partilerindeki bir diğer çok önemli sorunları ise, demokrasiyi bihakkın hazmetmemiş olmalarıdır. Siz bugüne kadar, CHP’nin seçimleri kazanan herhangi bir iktidarı tebrik ettiğini ve çalışmalarında başarı dilediğini gördünüz mü?
Bakınız mahalli seçimleri CHP kazandı ve Türkiye genelinde birinci parti oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem seçim akşamı ve hem de CHP genel başkanıyla buluşmasında, seçimdeki başarılarından dolayı kendilerini kutladı.
Demokrasiye inanan, daha açık ifadesiyle halka ve onun oyuna saygısı olan insanın yapması gereken, kazananı tebrik etmek ve milletin takdirini baş üstünde tutmasıdır.
Çiçeği burnunda CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in çizdiği yeni yol haritası hem partisinin ve hem de ülkemizin yararınadır.
Zira kavganın kimseye faydası yoktur.
Paylaş