Paylaş
Burasını Muz Cumhuriyeti mi sandınız? Muvazzafken yapamadığınızı emekliyken mi yapacaksınız?
Kimden emir alıyor, kimlere emir veriyorsunuz? Emir alabilirsiniz lakin emir verme gücünüz yok artık. O halde ne yapmak istiyorsunuz? Kimlere ne işareti veriyorsunuz?
Bu yaptığınız tek kelime ile fitne değil de nedir?
Hâlâ aynı mahut kafadasınız. Yahu! Bu Cumhuriyetin, bu devletin ve değerlerinin sahibi olarak, yalnızca kendinizi mi görüyorsunuz? Bu hakkı size kim verdi; siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
Olmayan şeyleri uyduruyor, ardından bunlara inanıyor ve bunları gerekçe göstererek, sözde bildiri yayınlıyorsunuz. Hem de gece yarısı ve toplam 104 amiral eskisi olarak.
Ve üstelik “Aksi halde!” diyerek, milli iradeye, seçilmiş hükümete ve dolayısıyla milletin kendisine parmak sallıyorsunuz.
Türkiye’nin hangi süreçten geçtiğini görmüyor musunuz? Etrafımız ateş çemberi; kuzeyimiz, yeni bir dünya savaşına gebe. Pandemi, tüm dünyada ortalığı kasıp kavuruyor.
ABD’yi arkasına alan Yunan palikaryasının bile, Türkiye’ye diklenmeye yeltendiği bu ortamda sergilediğiniz bu “alçakça tavırla” kime hizmet ettiğinizin farkında mısınız?
Sizler gibi olan meslektaşlarınız yüzünden bu ülke, Güney Amerika ya da Afrika ülkeleri görünümünde kaldı. Demokrasi tarihimizi, her on yılda bir darbelerle kirlettiniz ve ülkeyi onlarca yıl geriye götürdünüz, yetmedi mi?
Bu milletin ensesinde boza pişirmekten bıkmadınız mı?
15 Temmuz aşağılık girişiminden de mi ibret almadınız? Ki, orada feriştahınız gelmişti. Üstelik tankla, topla, tüfekle, f-16’larla, silahsız, masum sivillerin üzerine çullanılmak istenmişti.
Ne oldu?
Bu millet, çıplak elleriyle tankları durdurup, darbecileri, ellerindeki mühimmatlarla derdest etmedi mi?
Onlardan bir kısmı yakalandı, adalet önünde hesap veriyor. Diğer bir kısmı –ki bunların çoğu sizin arkadaşlarınız- ise, emrine girdikleri, başta ABD olmak üzere, batılı ülkelere iltica ettiler. Yani vatan haini oldular.
Bunların haline bakıp utanacağınıza, onların uydurduğu yalanlara kanıp bildiri yayınlıyorsunuz.
Montrö’yü tartışan kim? Sorulan bir soruya karşı Meclis Başkanı, mantık biliminden örnekleme yaparak cevap verdi: “Marmara Denizi’nden ayran yapabilmek mümkün müdür? Mümkündür; yeterli yoğurdu bulursanız, Marmara Denizi’ni de karıştırırsanız, bu, aklen mümkün olabilir. İmkân ise, gerçeklerden hareketle bir işin olabilirliği üzerinedir. Bu muhtemel değildir.”
İlkokul çocuklarının anlayabildiği şekilde söylenmesine rağmen, belli ki anlamamışsınız. Bu mudur, sizdeki kurmay zekâsı? İçinizde 88 yaşında olanlar var, tapu dairesinde bile imza ehliyeti yokken, bu aşağılık bildiriye ne cüretle imza atabiliyorsunuz?
Ülkeyi yönetmeye çok hevesliyseniz, bunun yolu yordamı belli; ya mevcut bir siyasi partiye girersiniz ya da kendiniz müstakil bir parti kurarsınız. Millete gider, boyunuzun ölçüsünü alırsınız.
Atatürkçü olduğunuzu söylüyorsunuz; Atatürk ne vakit, askeri, yönetime müdahale ettirdi? Siyaset yapmak isteyen askerlere, “Üniformalarınızı çıkarın öyle gelin!” demedi mi?
Atatürkçülük mavi vatandır, Akdeniz’dir, Libya’dır, Suriye’dir, Karabağ’dır; hâlâ anlamadınız mı?
Ve asla vesayet değildir!
Uğur Mumcu’nun ifade ettiği gibi; “Bu ülkeyi soyarken birilerinin Atatürk maskesi taktığını” nasıl görmezsiniz? Aynı maske ile FETÖ’cülerin, bu ülkeyi ABD’ye peşkeş çekmeye kalkıştığını görmediniz mi?
Darbenin, darbe çağrıştırmanın, terörden daha büyük suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Gece yarısı bildirilerini, askeri kişiliğinize nasıl yakıştırabiliyorsunuz? O üniformaya yazık değil mi?
Hem de ne yazık!
Paylaş