Paylaş
Emperyalist ülkeler arasında püsküllü bela olan ABD, dünyadaki terör örgütlerini ve bunlara yardım eden ülkeler raporunu yayınladı. Beklendiği gibi, YPG ve PYD’yi yani PKK’nın Suriye’deki uzantılarını bu listeye dahil etmedi.
Nasıl etsin ki; bunları ‘kara ordusu’ olarak görüyor, eğitiyor, donatıyor; böylece Türkiye’mizin bitişiğinde kurmak istediği terör devletçiğinin altyapısını kuruyor. Ve akılları sıra Türkiye’nin buna göz yumacağını hesap ediyorlar.
Yanlış hesap, yalnızca Bağdat’tan değil, Ayn-el Arap’tan da Münbiç’ten de Tel-Rıfat’tan da Şam’dan da döner.
Halbuki ABD, yayınlamış olduğu o raporun başına, terörü destekleyen ülke olarak kendini yazmalıydı. Zira PKK’dan El-Kaide’ye, Taliban’dan DEAŞ’a, PYD’den YPG’ye vb. ne kadar terör örgütü varsa, hepsini kuran, destekleyen ve kirli emelleri doğrultusunda kullanan ABD’den başkası değildir.
ABD, eski tabirle ‘şerr-i mahz’dır (sırf kötülük) yani kendi iradesiyle iyilik yapmak kabiliyetini yok etmiş ve her şeyiyle şeytanlaşmıştır. Bunun da yegâne sebebi, niyetinin bozukluğudur.
ABD, sınırımızın dibinde kurdurmaya çalıştığı bu terör devletinin, Türkiye için beka sorunu olduğunu bilmiyor mu? Elbette biliyor ve böylece Türkiye’yi Sevr şartlarına zorlayacak.
İşte Türkiye, bunun için Suriye’dedir. Türkiye’nin Suriye’de bu işi vardır! (Kendini savunmak ve parçalatmamak, sınırlarını güvenli kılmak için.)
ABD, bizdeki muhalefeti destekleyerek Erdoğan’ı alaşağı etmenin derdinde olduğunu açıkladı. Neden acaba?
Ne kadar terör örgütü ve bunların ne kadar ağababaları varsa (örgüt ve devlet bazında ne kadar Türkiye düşmanı varsa) hemen hepsinin ortak hedefi, Erdoğansız bir Türkiye modeli oluşturmaktır.
Demokrasiye geçtiğimiz günden beri, tüm liderlerimizi, şu veya şekilde yedi bitirdiler. Ya kullanışlı hale getirdiler ya da oyunun dışına ittiler.
Aynı tuzağı Sayın Erdoğan’a da kurdular. Erdoğan’ın farkı, kurulan tuzakları bir bir boşa çıkarması ve kendisinin de düşmana karşı tuzak kurmasıdır. Erdoğan’ın tuzağı, Türkiye’yi onlarla savaşacak güce eriştirmesidir.
Diğer bir deyişle Erdoğan’ı da yemek istediler ve hatta yutmaya da kalktılar lakin Erdoğan, onların boğazlarına kılçık gibi saplandı. Ne yutkunabiliyorlar ne de kılçığı çıkarabiliyorlar.
Türkiye’nin gücünü, son yaptığı ‘Pençe-Kılıç’ harekâtıyla gördüler. Bu harekâtla Türkiye, gücünü göstermekle kalmadı, başta ABD olmak üzere tüm terör destekçisi ülkelere de ihtarda bulundu.
Türkiye’nin kara harekâtından önce; terör örgütünün finans kaynağı olan, Suriye’deki petrol kuyularını bombalaması da hem örgütüne hem ABD’ye ihtardan öte tekdirdir.
Ne demişler: ‘Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir!’
Ya ayaklarını denk alırlar ya da o ayakları denk aldırırlar!
Bu densiz ayak, ABD de olsa fark etmez!
Paylaş