Paylaş
Mesela Biden’ın uzun yıllar yardımcılığını yaptığı Obama, ayağının tozuyla Türkiye’ye gelmiş ve bu fakirin de içinde bulunduğu TBMM’de tarihi konuşmasını yapmıştı.
Bu kez öyle olmadı zira Biden’ın seçimlerden takriben bir buçuk yıl önce, Erdoğan aleyhinde sarf ettiği sözler vardı. Erdoğan’ın iktidardan düşürülmesini arzuluyor ve bunun için de Türkiye’deki muhalefet partilerinin desteklenmesi gerektiğine işaret ediyordu.
Biden, seçildikten sonra, NATO’daki en büyük müttefiklerinden biri olan Türkiye’yi aramamakta uzun süre ayak diretti. Buna belki de, seçim öncesi ettiği çirkin sözler sebep oldu.
Her şeye rağmen Türkiye lideri (Erdoğan) kendisini, meşum gün olan 24 Nisan öncesinde aradı. Biden, şimdiye kadar hiçbir ABD başkanının yapmadığını yaparak; 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini pervasızca kullandı.
Onun bu sorumsuz tavrı, ABD gibi büyük bir devletin başına ne denli küçük hesapçı birinin geçtiğini gösterdi. Devletine değil, ancak kendisine yakışanı yaptı.
ABD başkanı belli ki, Obama döneminde kalmış; o, hâlâ Türkiye’yi, ağzına vurulup lokması alınan eski Türkiye zannediyor.
Vaktiyle; onların amir, bizim memur olduğumuz şeklinde kurulan ortaklığın (!) devam ettiğini düşünüyor.
Halbuki Türkiye’de köprülerin altından çok sular aktı; Türk halkı vesayeti, vesayet ayaklanmasını çıplak elleriyle durdurup saf dışı etti.
Türkiye de tıpkı ABD gibi başkanlık modeliyle yönetiliyor. ABD, artık Türkiye’de gizli olarak liderlik rolünü üstlenen birileriyle iş tutup, iktidarları hizaya çekemeyecek!
Daha açık ifadesiyle söyleyelim; darbe yaptıramayacak!
Bu durumu kendileri de fark etmiş ki; iktidarı alaşağı etmenin formülünü darbe dışı yöntemlerde arıyorlar. Muhalefeti destekleyip güçlendirelim diyorlar.
Malum, ABD birilerini güçlendirip, Türkiye’ye karşı kullanmaya çok heveslidir. Sittin senedir PKK’yı ve onun uzantısı olan YPG’yi, PYD’yi destekleyip, güçlendirip Türkiye’nin üzerine salmıyor mu?
Şimdi de, Türkiye’deki muhalefeti destekleyecekmiş, çok mu?!
Yalnız unuttukları bir hususu kendilerine hatırlatmakta fayda var; Türkiye’nin eski Türkiye olmadığı gibi, Türk halkı da eski Türk halkı değil!
Bu halk, bundan böyle, ne vesayete, ne darbeye yol verir ve ne de seçtiklerini ele güne yedirir!
Bu durumun tipik örneğini ve yansımasını 15 Temmuz’da cümle âlem gördü.
ABD başkanları bugüne kadar aldıkları kararlarda, Türk halkını hiç düşünmediler. Türkiye’de gizli lider addettikleriyle devamlı iş kotardılar.
Bütün bu gizli iş tutmalarda, Türk halkı umurlarında bile olmadı.
Ama artık var; en az ABD halkı kadar bilinçli bir Türk halkı var.
Biden’a tavsiyemiz, Erdoğan’la görüşürken, Türk halkını ve onun kararlarını düşünerek konuşmasıdır.
Zira 2. Büyük Savaş’tan sonra kurulan dünya yıkılıp, yerine yenisi kuruluyor. Yükselen devler, Çin ve Rusya, ABD’nin karşısında konumlanırken; ABD’nin, Türkiye’yi onların safına itme lüksü yoktur.
Bu yüzden, ya ayakları yere basacak ve Türkiye’ye de tıpkı Fransa’ya ya da Almanya’ya davrandığı gibi, eşit ortak olarak davranacaktır.
Aksi halde, ABD’nin Türkiye’ye karşı sergilediği hasmane tavrın sürdürülebilirliği yoktur.
Zira kurulmakta olan yeni dünya düzeninde Türkiye de belirleyici ülkelerden biri olacaktır.
Nalıncı keseri misali, hep kendilerine yontma dönemi bitti!
Paylaş