Paylaş
Yakın zamanda tekrar ve özellikle gelecek vizyonu, dağıtım ve üretim açılarından da konuyu tekrar ele alacağım. Türk medyasında enerji konularının da ‘sahiplenilmesi’, uzman enerji gazetecilerinin, mecralarının oluşması ve çoğalması gerektiğini düşünüyorum.
Her şeyi ‘devletten’ bekleyen anlayışın terk edilmediği durumda ‘milletin devletiyle’ değil ‘devletin milletiyle’ bütünleşmesinin sakıncaları enerji alanında dahi görülecek şekildedir.
Önümüzdeki dönemde şu iki noktada da acil ve sonuç alıcı çalışma yapılması gereklidir;
(1) Millet, çocukluktan itibaren ‘enerji okuryazarı’ kılınmalıdır.
Son yıllarda ‘moda’ deyimiyle finansal okuryazarlık gündemde oldu. Bunun sonucunda belki de zarar gördük. Tüketim iştahı, fırsatçılık, rant arayıcılığı arttı, bugün üzerinde debelendiğimiz ekonomik sorunların bir kısmı böyle oluştu. Borsada koyduğunun tamamını eriterek kaybeden milyonu aşan insanın var olması sadece ‘arz’ eden kesimin sağlıksızlığı değil, etine buduna, bilgisine anlayışına bakmadan fırsat var diyerek içeri dalan ‘kurnazların’ da doğurduğu bir sonuçtur.
Enerji okuryazarlığı üstelik – şimdilik – bir rant kapısı olmayacaktır. Kullandığı aracın şarj edebilme yetenekleri, zaman yönetimi, nereden daha ucuza enerji edinebilme konusu elektrikli araç sahiplerini ilgilendirmektedir.
Satın almakta veya kiralamakta olduğu dairenin, aidatının çoğunun elektrik faturasından kaynaklandığına bakmayan, sitenin kendi enerjisini üreterek bu faturayı yarıya düşürebileceğini sorgulamayan bir kişi ‘akıllı’ sayılabilir mi?
Yarınki dünyada köydeki tarımsal sulama veya traktörün enerjisi de ortak alanda kurulu güneş veya diğer üretim imkanlarından sağlanmayacak mıdır? Tarım maliyeti girdilerinde mazotu ortadan kaldırmak da milli bir çaba ile hızlandırılmalıdır. Ziraat Bankası’nın elektrikli traktör projesinin, yerli bazı grupların da ‘tökezletici’ çabasından kurtarılarak başarıya ulaştırılması, Baykar ürünü İHA derecesinde önemlidir. Elektrikli traktörü baltalayan zihniyet, Türkiye’nin insansız hava aracı yapmasını engelleyenle aynıdır.
Enerji okuryazarı yapılacak kuşakların Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK eliyle müfredatlara konacak içeriklerle bilgi sahibi yapılması şarttır.
Bilgili ve bilinçli, ‘enerji okuryazarı’ vatandaşın oluşturacağı millet sürdürülebilir enerji geleceğimizin de teminatı olacaktır.
Rusya Federasyonu veya Türk Cumhuriyetlerinin birçoğunda devletin bedavaya alıştırdığı vatandaş ülkenin kendi kaynağı olduğu için bu konuda bilinçsiz ve tasarrufsuz tüketicidir. Bizim aynı davranma lüksümüz yoktur.
(2) Milletin devletinden ‘istemesi’ için enerji ekosisteminin parçalarının beraberce de düşünüp, düzenli olarak ilgili kurumlara iletmesi gerekir. Oysa ülkemizde ‘herkesin’ kendi egosu için kurduğu, aynı alanda farklı dernek ve vakıflarla iş ‘sulanmıştır’. Bütünleşmiş bakışın oluşması, milletin devleti yönlendirmesi için üreten, dağıtan, tüketen ve bu konularda destek hizmetleri, donanım, yazılım, araç ve mühendislik planlaması yapan kuruluş ve kurumların birlikte de yön talebinde bulunması faydalıdır. Bu kurumsal ve süreklilik taşıyacak, hafıza oluşturacak, plan önerecek ve takip edebilecek kabiliyette hiçbir zaman ortaya çıkmamıştır.
Türkiye Yüzyılı’nda enerjinin stratejik değerine uygun karşılık bulabilmesi için her vatandaşın acilen enerji okuryazarı kılınması, bütün enerji sektörü ekosisteminin de bir bütünlük içinde plan ve öneri geliştirmesi kritiktir.
Konu daimî takibi hak etmektedir.
Gelen uyarı, bilgi notu ve sorular, yorumlar teşvik edicidir.
Paylaş