Şehir savaşlarıyla çözüm olur mu?

“Çözüm sürecini biz yok etmedik. Bizim projelerimiz vardır. Eğer devlet projelere hazırsa biz 6 ayda bitirebiliriz.”

Öcalan, elindeki projelerin ne olduğunu açıklamamış.

Bu nedenle sorunu ‘6 ayda bitirecek projeler’in ne olduğunu bilmiyoruz.

Ama bu halk şunu biliyor:

PKK on yıllardır bu ülkede kan döküyor. Terör estiriyor. Binlerce şehidimiz var.

On binlerce vatandaşımız terör eylemleriyle yaşamını yitirdi, yitirmeye devam ediyor.

Bir yıldır Güneydoğu’da şehir savaşları yapan PKK, terör saldırılarını bayram gününde de sürdürüyor.

Böyle bir ortamda Öcalan’ın, “Projelerimiz var, 6 ayda bitiririz” sözüne kim inanacak?

ŞEHİR SAVAŞLARIYLA ÇÖZÜM!

Çözüm sürecine gelince...

Bu süreç, sorunu çözecek bir proje olarak yaşama geçirildi.

Sürecin sonucunda ortaya çıkan gerçek neydi?

Güneydoğu’nun ‘çözüm süreci’ altında bir silah deposu haline dönüştürüldüğü...

Tonlarca bombanın şehirlere yığıldığı, roketlerin istiflendiği, evlerin tünellerle birbirine bağlandığı, insanların evlerinin zorla boşaltıldığı, göç ettirildiği, yerlerine PKK’lıların yerleştirildiği ve şehir savaşına hazırlık yapıldığı...

Kobani deneyinden sonra da Suriye’deki savaş yöntemleriyle Güneydoğu’yu ele geçirmek üzere harekete geçildiği...

‘Çözüm süreci’ni böyle değerlendiren Öcalan ve PKK’nın, yeniden bir çözüm projesinden söz etmesi ne kadar dikkate alınabilir.

Bir yandan bayram seyran demeden kan dökmeye devam edeceksiniz, bombalı araçlarla katliam yapacaksınız, 15 Temmuz günü sınırda silahlı grupları bekleteceksiniz ve birkaç gün sonra “Projelerimiz var, devlet hazırsa 6 ayda bitiririz” mesajı vereceksiniz!

Bu Öcalan ve PKK’nın kolay kolay açıklayabileceği bir çelişki değildir.

Öcalan ve PKK’nın uzun süreli halk savaşı yönteminden milim şaşmadığı gerçeği ortadayken, bu mesajların bir sonuç vermesi beklenemez.

PKK terör eylemlerinden, katliamlardan vazgeçip silahları terk etmedikçe, bu tür ‘proje’ mesajları inandırıcı olamayacaktır.

ÇOĞULCU TOPLUM

İlk merkezi devletin ortaya çıktığı 5 bin yıl önceki dönemden günümüze kadar, farklı etnik gruplara, faklı kültürlere sahip olan toplumlar aynı vatan üzerinde aynı devlet çatısı altında yaşamışlar, birlikte ortak kültür oluşturmuşlar ve ortak kültürün bir parçası olarak farklılıklarını korumuşlardır.

Bu çoğulcu toplum demektir; birden fazla etnik grubun, kültürün birlikte yaşadığı kültürel farklılıklarını da yaşattıkları bir toplum...

Anadolu bunun en iyi örneklerinden biridir...

Anadolu; birçok kültüre beşiklik yapmış, kültürleri bir arada yaşatıp kaynaştırmış bir tarih ve kültür hazinesidir.

Asırlarca Anadolu topraklarında bir arada yaşamış kültürleri birbirinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir. Bu kültürlerin birbirlerine çok yabancı, bir arada duramaz, yaşayamaz kültürler olarak görmek ve birbirine düşman etmeye çalışmak, tarihin tekzip ettiği ve edeceği bir uğraştır.

Türkiye gibi evlilikler yoluyla da iç içe girmiş, zenginleşmiş kültürleri birbirinden ayırmak sosyolojik olarak da mümkün değildir.

Barış içinde bir arada yaşamanın yolu, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayalı çoğulcu demokrasi anlayışıdır.

Hiçbir demokrasi dışı güçten, terör örgütünden emir almayan siyasi partiler eliyle güçlendirilecek çoğulcu demokrasi ve laik devlet düzeni...

Başka bir proje çözüm getirmez.