Hatıra Ormanı kime “hatır”, kime “hatıra”

BÜYÜK düşünün, biraz hırslı olun!

Bu milletin her evladının eninde sonunda ettiği ya da edeceği laftır, “Bir dikili ağacım yok”...
Şanlı bir tarihin evlatları olarak küçük, mütevazı düşünmeye devam ediyoruz çoğumuz.
Bir dikili ağaç takıntısından kurtulup bir orman oluşturmak aklınıza gelmedi mi hala?
Her şeyi benim mi hatırlatmam gerekiyor?
Adını da “Hatıra Ormanı” koyacaksınız.
Gözünüzde büyütmeyin.
“Hatıra Ormanı” işte altı-üstü.

Tabela ormanı

Neredeyse bütün devlet kurumlarının adına oluşturduğu, ağaç sayısından fazla ya da el kadar fidelerden/fidanlardan 1000 misli büyük tabelaların olduğu, kurumuş fidelerden ya da aslında hiçbirşeyden oluşan ormanlardan bahsediyorum.
“Sayın çok değerli büyüğümüz hede-hödö adına, kurumumuz bıdı-bıdı tarafından sonsuz bağlılıklarını ifade etmek üzere oluşturulmuş hatıra ormanı” manasına gelen kelimeler vardır, tabelalarında.
Koskoca kurumlar yapıyor bu komediyi, siz mi yapamayacaksınız...
Hatıra Ormanı için gerekli malzemeleri veriyorum, not alınız:
1- Şehirlerarası yolda mümkünse herkesin görebileceği yol kenarında 1 adet çamurlu arsa. (Ormana elverişli olup olmaması önemli değil)
2- Orman tanımına uygun olarak ağaçlardan oluşan denildiğine ve sayı belirtilmediğine göre iki adet cılız fide. (Çınar, akasya, ıhlamur fark etmez, nasılsa sulanmayacak)
3- Fidelerin 10-100-1000 katı büyüklüğünde bir tabela. (Eh “hatıra” olduğu nereden belli olacak, gelen geçen görsün-şanınız yürüsün değil mi)
4- İçinizden ne geliyorsa tabelaya yazacağınız bir şeyler. (Klasik olmasın ki dikkati çeksin, bilmem ne hatıra ormanı yazacağınıza mesela: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine... Hatıra Ormanı” yazdırın tabelaya... Yok bu olmadı. Bunun sizinle alakası yok. Olsa olsa Nazım Hikmet’in hatırası olur)

Özel mi özel

Size özel bir güzellik olsun örneğin: “Berkay’ın Hatıra Ormanı”. Bu da Sarı çizmeli Mehmet Ağa oldu. Kimbilir hangi Berkay, nerden bilecek tabelayı okuyan...
O zaman tek dalla iki kuş vurun: “Benimle evlenir misin Yasemin... Berkay Kırmızı hatıra ormanı” (Böyle bir tabelayı okuyup da evlenme teklifini kabul etmeyecek kadın tanımıyorum ben)
Ya da patronunuzun iş seyahati sırasında sürekli geçtiği otobanda bir yere:
“Patron o projeyi bana ver, komisyonu aramızda hallederiz. İmza: Hüsam Çokbilmiş hatıra ormanı...” (Bu tabelayı okuyan patronunuzun o projeyi size vermemesi mümkün değil)
Hadi diyelim ki adam çok insafsız. Yemedi bunca emeğinizi de... Yine de hayatında unutamayacağı bir hatıra bıraktığınızı garantileyebilirim size.
Bir anı, bir iz bırakacaksınız o insanın hayatında.
Dedik ya hatıra ormanı:
“Hüsnü beni Cansu’yla aldatıyor hatıra ormanı”
Yok artık abartmayın.
Ha bu arada...
Sulama-bakım işini boşverin.
O iki adet fidecik oraya büyüsün diye ekilmiyor. Adı üstünde, “hatıra” olsun diye...
Benim ormanımın adını da koydum bu arada.
“Sepet sepet yumurta sakın beni unutma
Ferzane Zenan Hatıra Ormanı”
Yazarın Tüm Yazıları