Paylaş
Irak'ın bombalanmasına şimdilik ara verildi. Şimdilik diyorum, çünkü Washington ve Londra Saddam Yönetimi'nin devrilmesi için kararlı.
Daha önce de görüldüğü gibi yine Saddam rejimini sarsacak bahane bulunacak.
Bu son bombaların gerekçesini biliyorsunuz. BM denetçisi Butler ve ekibi bazı belgelerin denetime açılmasını istemişlerdi, Saddam Yönetimi de, ‘‘Bu adamların amacı devleti ellerine teslim etmemiz’’ diye feryat edip karşı çıkmışlardı.
Ortadoğu'da değişim süreci devam ediyor.
Türkiye'de de. Her ikisi de çok sancılı.
*
FAZİLET Partisi, ‘Türkiye’nin Öncelikleri ve Temel Görüşlerimiz' başlığı altında bir manifesto yayınladı. Geçen hafta Parti'nin birinci kuruluş yıldönümünde Genel Başkan Recai Kutan'ın kamuoyuna açıkladığı bu manifesto bir değişim süreci belgesi.
Yer yer cesur, yer yer utangaç.
‘Günaha girmeden’, yani kendi kitlesini koruyarak merkez sağdaki ve hatta soldaki boşluğu doldurmaya aday olmaya çalışan bir parti yaratma çabası çıkıyor ortaya.
Bu değişim gayretinde, Refah Partisi içindeki muhalefetin serbestleşmesini sağlayan 28 Şubat sürecinin olumlu etkisini de görmek lazım.
Kaderin cilvesi mi, diyalektik bir sonuç mu?
Ne derseniz deyin, Fazilet'in Temel Görüşleri de, 28 Şubat ilkeleri çevresinde oluşmuş ve gelişmiş. Kah ona cevap (özellikle özgürlükler konusundaki derinleşme), kah sisteme uyum biçiminde.
*
FAZİLET Partisi'nin temel görüşlerinde uzlaşma ve diyalog kavramlarının sık sık vurgulandığı göze çarparken, ‘‘Fazilet Partisi her türlü laiklik karşıtı uygulamanın da, din karşıtlığı haline getirilmeye çalışılan laikçiliğin de karşısındadır’’ deniyor.
Şeriatçılarla Fazilet arasına kesin bir duvar çekilirken, türban ve imam hatiplerden taviz verilmiyor.
Radikal İslamcı oylar gözden çıkartılıyor, buna karşın ılımlı İslamcı çizgiye sahip çıkılıyor.
*
DEĞİŞİM programında Fazilet ile Refah arasında bazı konularda köklü farklar göze çarpıyor.
Refah Partisi programında demokrasi seçmene endeksliydi ve özgürüklerden söz edilmiyordu. Fazilet ise özgürlüklere geniş yer ayırmış ve evrensel değerlere ağırlık vermiş.
Devletçi ekonomik anlayış yerini serbest piyasa ekonomisine bırakmış, faiz yasağı kalkmış, ‘doğru ekonomik politikalarla faizlerin Batı ekonomilerinde olduğu gibi azaltılması hedefinden’ söz edilmiş.
Dış politikada ise eksen farklılığı var. Refah Partisi'nin dış politikasında ‘ümmet’ temelinde bir dış politika ağırlığı göze çarpıyordu. Fazilet ise ‘milli’ çıkarları öne çıkartıyor. Dış politika eksenini İslam ülkelerinden, Avrasya'ya kaydırıyor.
AB üyeliği hedeflenirken, ABD ile daha sıkı işbirliği isteniyor.
*
SİSTEM içinde kalabilmek için ‘günaha girmeden’ değişmeye çalışan Fazilet Partisi'nin daha köklü değişim adımları atmasının iki koşulu var.
Birincisi yeni görüşlerin, kağıt üzerinde kalmaması için, parti kadroları ve tabanında tartışılıp özümsenmesi; ikincisi de Fazilet'in Türkiye siyaset sahnesinden dışlanmaması.
Paylaş