Paylaş
Uzun uzun gelişmeleri ve muhtemel durumları aktarıyor.
Ancak bir sözü var ki...
Her ne kadar haberlerin son bölümünde kalmışsa da...
Bana göre en hayati nokta...
Sanki bütün bu savaşın, göçün, insanlık dramının temel sebebinin ipuçları gibi.
Şöyle diyor:
“Şimdi Rakka’da yeni bir üs meselesi var biliyorsunuz. Bu ABD’nin bölgedeki 14. üssü. Bunların 5-6’sı hava üssü, diğerleri de normal üs.”
Cumhurbaşkanı sonra ABD’nin bölgeye yaptığı 4 bin TIR’lık silah sevkıyatını aktarıyor.
- Nereye gidiyor bu silahlar?
- DEAŞ kalmadığına göre neden hâlâ bu silah sevkıyatı sürüyor?
YÜZYILIN SON PAYLAŞIMI
Önümde bir harita duruyor.
Üstünde bütün bu soruların cevapları var.
Suriye haritasının havadan çekilmiş bir fotoğrafıdır bu.
Bölge bölge işaretlenmiş.
Septe köyündeki ABD üssünden Hmeymim’deki Rus hava üssüne kadar.
Sınırımızın hemen dibindeki ABD’ye ait Dereke, Til Temir ve Menbiç üslerinden Rusya’nın Doğu Akdeniz’de “süresiz” olarak kullanacağı Tartus deniz üssüne kadar uzanan muazzam bir paylaşım.
Hatırlayalım...
ABD, Erbil’de İncirlik’teki havaüssünden çok daha büyük bir pist inşa ettirmişti.
Kullanılıyor şimdi elbette.
Üstelik İncirlik’e alternatiftir.
ABD bu son paylaşımda da Suriye’de kendisine Tabka hava üssünü kurdu.
Tabka ile Rakka çok yakın.
Ve Rakka bir lojistik bölgesi olarak ABD için yeni bir üs alanı.
Dikkat edin.
Suriye’de olanlar aslında nedir?
Suriye bugün nedir?
Bir devlet midir?
Hayır.
Suriye artık, ABD ve Rusya arasında bir “askeri üs paylaşım” coğrafyasıdır.
Esad kendisini kurtarmak için çaresiz buna izin veriyor.
Peki kim ne istedi, ne aldı?
RUSYA: Tarihi boyunca sıcak denizlere inmek istiyordu. Doğu Akdeniz’in en kritik bölgesinde iki deniz üssü aldı. Hem de...
“Süresiz olarak..”
Bu yüzyılda bir devletin bir başka devlete topraklarından süresiz olarak askeri üs verdiği görülmüş bir şey midir?
Üstelik o deniz ve hava üslerinde görev yapan Rus personel dokunulmazdır. Yargılanamaz, sorgulanamaz.
Bunun adı resmen “toprak ve egemenlik ilhakı”dır. Yani Rusya, Suriye’den en değerli toprakları almıştır.
ABD: Daha çok Irak ve Suriye’nin kuzeyinde üsler kurdu. Rakka önemli bir gelişmedir. Çünkü ABD buradaki üsleri genişletip, Ortadoğu ve Asya’ya yönelik olarak kendisine bir kara gücü coğrafyası kurmaktadır. 1 Mart tezkeresini hatırlayın. Körfez Savaşı’nda Kuzey Irak’a geçiş için Türkiye’den izin istemişti. Alamamıştı. Şimdi Türkiye’nin güneyi, Irak ve Suriye’ye istediği kadar kuvvet ve mühimmat indirebiliyor. Üstelik bunu Türkiye’nin terör örgütü dediği unsurlara verebiliyor. Artık geçiş için Türkiye’nin iznine ihtiyacı yok!!!
İSRAİL: ABD’nin bölgedeki kara üsleri. Irak ve Suriye’deki Kürt koridoru. Muhtemel Kürt özerk yapıları.
Başta İran olmak üzere bölgede İsrail’i tehdit edebilecek güçlere karşı, Kürtleri ve Esad’ı destekliyor.
BİZE GELİNCE: Bu öyle vahşi bir paylaşım ki...
Ne insan hakkı... Ne din kardeşliği... Ne de ırk ve komşuluk kardeşliği tanıyor.
Çoluk çocuk mülteci denizlerde boğuluyor. Milyonlarca insan evinden barkından oluyor. Bir o kadarı ölüyor, sakat kalıyor.
İşte vahşi paylaşımın adı budur. Ve geliyoruz aynı noktaya.
Arkadaşlar...
İnsanlar arasında aşk ilişkisi olabilir. Karşılıksız sevgi olabilir.
Ama devletler arasında bir tek ilişki vardır.
O da menfaat ilişkisidir.
BM, bu menfaat ilişkisinin kandırma sahnesidir.
Sonuç:
“Gücü bastıran menfaati kapıyor.”
Bunun adı da medeniyet oluyor.
Yani...
Merak etmeyin!
Artık buralarda ikinci bir paylaşıma kadar savaş çıkmaz.
Çünkü isteyen istediği şekilde paylaştı.
Peki sonra?
Sonra, yeni bir paylaşım için DEAŞ’ın yerine ne çıkarırlar?
Onu bilemem.
Paylaş