Paylaş
Canım milletim acı içinde...
Ve ben bugün yalnızca yeraltından bir ses bekliyorum...
Yalnızca o sesleri duymak istiyorum.
“Buradayım... Allah’ım yardım” diyen o sesi...
Zeynep Hanım’ın enkaz altındaki dar bir aralıktan kendisini kurtarmaya gelen kişiye dediği gibi:
“Yukarıda gezenleri duyuyordum. Sesim çıkmıyordu. Ben artık umudumu kesmiştim ki siz geldiniz...”
İşte bu sesi duymak istiyorum.
Karanlıktan, soğuktan, enkaz altından bir ses.
Umudun sesi.
Kurtuluşun sesi.
“Orada kimse var mı?” diyen o sesi.
100 saat enkaz altında, karanlıkta soğukta ölümün eşiğinde bekleyen o sesi duymak istiyorum.
Başka bir ses duymak istemiyorum şimdi.
Yerüstündeki sesleri... Tartışmaları... Kavgaları değil.
Bir kurtuluşun, bir umudun sesini duymak istiyorum.
Böyle bir felakete karşı duymak istediğim tek ses o sestir...
Yoksa elbette onlarca yüzlerce soru sorarım.
Çoluğunu çocuğunu, evini barkını kaybetmiş o acılı vatandaşın öfkesini de anlarım.
Naci Görür’ün çığlıklarını da.
Ama ben bugün yerüstünden değil, yalnızca yeraltından gelen sesleri duymak istiyorum...
O yüzden de “Sessizlik” diyerek susuyorum...
Bir sesin, bir canın daha kurtulmasını bekliyorum.
Paylaş