Paylaş
Arkasındaki duvar gibi...
Yani o kirli mor ve sıvaları dökülmüş bir duvar gibi...
Umutları yıkılmış, hayalleri dökülmüş öylece duruyor...
Mahcup ve masum... Ve artık kirlenmiş...
Yeraltına kovulmuş bir doktorun fotoğrafı bu.
Suriye’den kaçan 7 doktor arkadaşıyla birlikte gözaltında...
Peki ne yapmışlar...
Fotoğrafta yerlere saçılmış ilaçlardan anlamışsınızdır.
Kahramanmaraş DHA’dan Ömer Koç’un gönderdiği haber şöyle başlıyor:
“Açtıkları kaçak kliniklerde kürtaj, diş çekimi ve botoks yaparken polisin düzenlediği operasyonla 5 milyon liralık ilaçla yakalanan Suriyeli 7 doktor, Emniyet’teki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.”
Şimdi birçok şey söyleyebilirsiniz..
“Memlekette bu kadar zor durumda insan varken onlara mı kalmış” diyebilirsiniz.
Ağır eleştiriler yapabilirsiniz... Suçlayabilirsiniz...
Ama arkadaşlar...
Bu fotoğraf aynı zamanda çok önemli bir şey daha söylüyor.
Diyor ki...
- Her savaşın iki tarafı vardır.
Ama bir de masumların yaşadığı en acı tarafı vardır.
Düşünün ki siz...
Memleketinizde büyük umutlarla tıp okudunuz. Yıllarca çalıştınız. Sonra bir savaş...
Kaçmak zorunda kaldınız. Diplomanız gitti. Kariyeriniz döküldü. Umutlarınız yok oldu.
Artık vatansız bir yabancısınız.
Yeraltına kovulmuşsunuz.
İşte vatansızların “yeraltı hastanesi” böyle kuruldu.
Bu fotoğraf Suriyeli doktorun arkasındaki o duvar gibi...
Savaşın ve çaresizliğin en kirli yüzünü göstermektedir...
Allah kimseyi vatansız bırakmasın...
ATM’LERE GİZLİ KAMERA
HER sabah Ümraniye’deki bankanın ATM’lerini temizleyen görevlinin elindeki beze bir şey takılıyor...
Allah Allah...
Bezi içeri doğru biraz daha götürüyor...
Yine takılıyor. Bir şey var orada...
Eğilip bakıyor. Göremiyor...
Polise haber veriyorlar. Polis geliyor. ATM’de teknik bir inceleme yapıyor.
Ve sonunda ATM’nin üst çerçevesinin içine gizlenmiş kamerayı buluyorlar.
Benzeri bir gizli kamera bir başka ATM’de daha bulunuyor.
Polisin soruşturması banka içinde ve dışında hâlâ sürüyor..
Biliyorum ATM’siz olmuyor. Ben de en çok ATM kullanıyorum.
O yüzden ATM’lerden para çekerken “dikkat” diyorum.
BU FOTOĞRAFTAN BİR AVRUPA ŞAMPİYONU ÇIKAR MI
MİLLİ Atletimiz İbrahim Karateker...
3 bin metre su engelli yarışında Balkan şampiyonu.
Şimdi Avrupa Pist Şampiyonası’na hazırlanıyor.
Ailesi, plastik sandalyelere sırıklar diziyor... O saatlerce koşuyor...
Öyle havalı pistler yok. Tartan pistler yok. Masör yok. Beslenme uzmanı yok. Doktor yok.
Muş’un bir beldesinde... Plastik sandalyelerin üzerindeki sırıklardan atlayıp...
Hayvanlarını besleyerek...
Avrupa şampiyonu olmaya hazırlanıyor...
Peki bir Avrupa şampiyonası için bu hazırlık normal mi?
Anormal elbette...
O yüzden bir gün şampiyonuz. Ertesi gün sonuncu.
O yüzden “istikrar” olmuyor.
“Normal sürpriz” oluyor.
Olsun yine de...
Ağzımız alışmış bir kere...
Haydi İbrahim...
FİLYASYON EKİBİNE DAYAK 1 BAŞHEKİM, 1 DOKTOR YARALI
DİYARBAKIR’dan gelen bu haberi okuyunca inanamadım.
Bir başhekim, bir doktor ve hemşire, filyasyon için Diyarbakır Cüngüş ilçesinde bir sokağa gidiyorlar.
Tam verilen adrese girecekler.
Bir bakıyorlar ki, karşı apartmanda bir kalabalık.
“Evin içi tıklım tıklım. Kimsede maske yok.”
Tabii hemen fotoğraflayıp yasa gereği durumu kaymakamlığa bildiriyorlar.
Ve Çüngüş Kaymakamı Tuncay Kaldırım’ın talimatıyla güvenlik güçleri eve giderek taziyeyi sonlandırıyorlar.
İşte ne oluyorsa ondan sonra oluyor.
“Vay siz misiniz bizi ihbar eden” diye akşama doğru doktorların geçeceği yola gidip araçlarını durduruyorlar.
Sonra...
Diyarbakır DHA’dan Levent Boztepekardeşimiz haberi şöyle geçiyor:
“Bu duruma sinirlenen bir grup, akşam saatlerinde filyasyon ekiplerinin kullandığı aracın önünü keserek Çüngüş Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Volkan Bahadır ile bir doktor ve sağlık memurunu darp etti..”
Ajans dilinde “Darp etti” de şu anlama geliyor:
“Perişanlar...”
İşte bu haber üzerine soruyorum:
“Sen istediğin kadar önlem al...
Bu kafayla bu salgını nasıl aşacağız arkadaş...”
Paylaş