Türkeş’in kararı sürpriz değildir

TUĞRUL Türkeş’in bu tavrı MHP için bir sürpriz değildir...

Haberin Devamı

Yani öyle “şok” falan yok.. Türkeş milletin sandıktan verdiği mesajı koalisyon olarak yorumlamıştı zaten...
Seçimlerden hemen sonra bir sohbet yapmıştık.
O zaman “Benim ağzımdan yazma” demişti.
Kulis bilgisi olarak aktarmıştım. Ama sanıyorum artık yazmamda bir sakınca yok.
O sohbetimizde Türkeş “Millet bize koalisyon mesajı verdi. Milletin mesajını almalıyız” diyordu.
MHP’nin iktidarda olması gerektiğini söylüyordu...
Şimdi “Babasının mirasına ihanet etti” yorumları var ya...
“Her şeye hayır siyaseti babasının mirası” değildi.
Alparslan Türkeş her defasında siyasi krizlerde çözüm rolü oynamıştı.
MC hükümetlerinde bu pozitif siyaseti bütün çıplaklığıyla var.
Demirel-Ecevit krizlerinde de arabulucu olmuştu..
Tuğrul Türkeş haziran seçimlerinden bir “koalisyon mesajı” aldığını MHP çevrelerinde dile getiriyordu.
Sanıyorum Devlet Bahçeli de bu görüşü bildiği için Tuğrul Türkeş’e fikrini hiç sormadı.
Türkeş, “Millet Erdoğan’ın başkanlık arayışına dur dedi. Parlamenter sistemi seçtiğini gösterdi. Ve bizlere de koalisyon mesajı verdi” diyordu...
HP tabanı AK Parti ile koalisyona sıcaktı.
“Sayın Bahçeli’nin bu her şeye hayır tavrını anlamak mümkün değil” sözü ta o günlerden geliyor...
Tuğrul Türkeş, Erzurum’dan Isparta’ya kadar tabandan gelen mesajları da anlatmıştı bana.
AK parti ile koalisyona karşı çıkanlar olduğu kadar, MHP tabanının önemli bir bölümünün de koalisyon istediğini söylüyordu.
Özetle Türkeş MHP’nin iktidara gelmesini istiyordu.
Bugüne ve bakanlık teklifine gelirsek..
Şimdi kendisine yapılan bu teklifi önceden bilinen görüşü doğrultusunda kabul etti..
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz... Parti disiplini açısından eleştirebilirsiniz.
Ama gerçek şudur ki...
Ortada öyle büyük bir sürpriz yok... Tuğrul Türkeş “MHP’nin iktidarda olması”nı istiyordu.
Koalisyon fikrini, iktidar ortağı fikrini birçok özel ortamda partili arkadaşlarıyla, tabanla paylaşıyordu.
Ve MHP yönetimi de bunu zaten biliyordu...
İşin ilginç tarafı Tuğrul Türkeş’in bu görüşünü paylaşan birçok MHP’li de var...
Yani yalnız da değildi..

Haberin Devamı


Kandil’e kara harekâtı

Haberin Devamı

ADAM soruyor:
“Kandil’e gidip o teröristleri kıskıvrak yakalamayan devlet olur mu?”
“Gideceksin kardeşim bir sabah. Basacaksın tepesine, alıp geleceksin. Devlet budur.”
Kandil dediği sanki “yağ kandili”... Arkadaş..
Kandil öyle Uludağ ya da Kartalkaya değil ki...
Zagros Dağları bir başlıyor...
Erbil, Irak üzerinden İran’a kadar gidiyor...
Ortasından kaç akarsu geçiyor, kaç sarp vadi var...
Uzunluğu 1500 kilometre..
Yüksekliği 3 bin 500 metre. İçine bir ordu göndersen kaybolur...
Eminim ki bu devlet bunca yılda Kandil’e bir kara harekâtının analizlerini defalarca yapmıştır...
Kimseyi macerayla sınava sokmayalım... Ayrıca...
Mesele Kandil’le bitmiyor ki..
Diyarbakır’da inen kepenkleri ne yapacaksın?
Son 20 yıldır her defasında seçilen belediye başkanlarını seçen o halkı ne yapacaksın?
30 yılda yaşadığımız gerçeği hâlâ göremediysek ne yapalım?
Silahla bir yere varılamıyor. Taleplerini özgürce parlamentoda dile getirebilen sivil irade tek çözümdür...
Sivil bir anayasa tek çözümdür.
Kimsenin bir ırkı ya da bir inancı diğerine göre üstün tutamayacağı bir düzende...
Herkesin kendisini anayasal vatandaşlık bilincine bağlı hissedeceği bir anayasa tek çözümdür..
Peki HDP, PKK’ya karşı sivilleşebilir mi?
Eğer devletten sivil çözüm bekliyorsa HDP’nin de üzerindeki silah baskısına karşı sivilleşmesi gerekiyor...
Ve en önemlisi HDP’yi dışlayarak Kandil’e itmek yerine, parlamentoya çekmek Türkiye’nin hayrınadır.
Kandil’in itibarsızlaştırmaya çalıştığı HDP’nin ve Demirtaş’ın bir demokrasi gücü olarak ayakta kalabilmesi en hassas noktadır..
Yoksa Kandil’e bomba yağdırmakla bir yere varılamıyor...

Yazarın Tüm Yazıları