Trafikte çığlık 

Kuyrukta beklemeyi de vakit kaybı olarak görenler için yazıyorum.

Son model arabaya binmişsin, kaç yazar...

Arabanın modeli değil, önce ahlak ve başkasına saygın gelişecek...

Beyoğlu’nda kaldırımda beklerken ayaklarının üzerinden otobüs geçen sevgili Emine Büyükbaş...

O otobüs şoförüne ne oldu bilmiyoruz ama okurlardan öyle bir çığlık koptu ki...

“Bu trafik terörünü unutturma Fatih” diye yazdı okurlar...

İşte milletin canına tak eden örnekler:

KEMAL AYTEN: “Fatih Bey, yazınız için çok teşekkür ediyorum. Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi benim kızıma da 2 ay önce Akatlar’da karşıdan karşıya geçerken otomobil çarptı. Kızım havada takla atıp BMW otomobilin camına düştü... Oradan da kaldırıma. Arabanın camı kırıldı. Trafik polisi, yaya geçidi ve ışık olmayan ara caddede kızımı asli kusurlu buldu. Trafik sigortası da arabada oluşan hasarın dörtte üçü olan 4 bin küsur lirayı bizden istedi...”

URAL ILICALI: “27 Şubat tarihli köşe yazınızda Emine kardeşimizin dramını okudum. Aynı günün akşamı başıma gelen olayı sizinle paylaşırsam, içine düştüğüm yalnızlık duygusundan bir parça olsun kurtulacağımı hissettim.

26 Şubat akşamı Ankara Telsizler semtinde oturan kayınvalidemin rahatsızlandığını öğrenince onu almaya gittim. Kayınvalidemi alarak oturdukları sokaktan Babür Caddesi’ne çıktım. Bu sırada farları yanmayan Peugeot 106 model kırmızı bir araç yanımdan geçerken aracıma çarptı. Duracağını sanarak araçtan indim. Fakat çarpan araç önce durdu sonra hızla kaçtı. Kaçan aracın plakasının da olmadığını fark ettim. Polisi beklerken, çevreme toplanan vatandaşlardan plakasız aracın benden önce de başka bir araca çarptığını, benden sonra ise 3 araca daha çarparak hasar verdiğini öğrendim. 1 saat bekledim. Tekrar aradım. Bekledim. Bekledim... Polisin gelmeyeceğini anlayınca büyük bir yalnızlık duygusuna kapıldım. Hasarlı aracımı alarak oradan ayrıldım.”

OYA ÖZBAŞARAL: “Bilhassa halk otobüslerinin şoförleri yolda devamlı cep telefonu ile konuşuyor.”

HAKAN KARAMAN: “Bugünkü yazınızı okuyunca aklıma Dubai’de trafik cezaları geldi. Kırmızı ışıkta geçmek yaklaşık 24 bin TL. Hiç acımamak lazım, kimse parası olmadığını bahane etmesin, kimse kırmızı ışıkta geçmeye zorlanmıyor.”

ALİ ACAR: Sevgili Acar, gerçekten çok önemli bir tespit yapmış. Maddeler halinde sıralamış. Aynen aktarıyorum.

“1) Hani siz sırada beklerken, marketin buzdolabından bir şişe su alıp, hemen sizin önünüze geçerek, 50 kuruşu bakkalın para kasesine bırakıp çıkanlar.

2) Bir benzin istasyonunda yalnızca su veya sigara almak için gelen bir sürücünün, aracını direkt olarak benzincinin marketinin tam olarak da kapısının önüne park etmesi.

3) Otoyollarda (TEM, E5 veya İstanbul içi) emniyet şeritlerinin insafsızca, umursamadan, utanmadan, şerefsizce, kullanılması.

4) Emine kardeşimizin, yeşil ışığın yanmasını beklerken, ayağının üzerinden otobüsün geçmesi... Bu otobüs şoförüne nasıl bir ceza verilecek veya verilecek mi, çok merak etmekteyim.

5) Trafikte önünüzde 1 metre boşluk görenlerin, direkt araçlarının burnunu o boşluğa sokmaları.

6) Servis minibüs ve otobüsleri, iş saatlerinde trafiğe ve yollara tecavüz ederler.”

Not: Lütfen gördüğünüz kuralsızlıkları yazın. Unutturmayalım.

Belki sıraya girmenin bir medeniyet olduğunu daha yüksek sesle haykırırız.

Bir de uyarı yapmalıyım, bütün bir şoför camiasını suçlamadan... Kurallara uyan otobüs ve minibüs şoförlerine, taksicilere de saygılarımızı sunuyoruz.