Sen hiç kaçabildin mi

Haberin Devamı

KAÇABİLİYOR MUSUN:

Şehirdesin... İştesin... Mesaidesin... Rekabettesin... İhaledesin...
Taksitler... Faturalar. Amirin sesi, müdürün bakışı...
Kurullar... Markalar... Ana haberler... Baba propagandalar... Çocuk reklamlar...
İcra kurulları, yönetim kurulları, borsa... Ve her türlü süreç...
Peki bunaldığın anda yalnız sana ait bir kurul var mı...
Yalnız sen ve hayallerinden oluşan bir kurul.
Haberin var mı?
Bahar geldi diye söylüyorum.
Öyle bir ülkede yaşıyorsun ki...
1 saat mesafede dünyanın en huzurlu bahçeleri, en sakin koyları...
Dağlar, denizin kendini hatırlattığı sabah saatleri...
Bahar geldi diye söylüyorum bütün bunları...
Her şeye rağmen yaşadığını hatırla diye.
Mesela ben bu hafta sonu “Karaburun” dedim.
Nergis ayında, Yunan adalarına doğru, Ata’nın pansiyonundan...
Kına’nın 2.5 yaşındaki sesiyle çıkıp Ege’ye doğru derin bir nefes aldım.
Biliyorum ki bu nefesi almazsak tıkanacağız.
Bu denizleri, bu çiçek dağlarını, baharları hatırlamazsak.
Ege’nin otlarını, Mardin’in lezzetini hissetmezsek.
Bırakın açılımları, toplantıları, İmralı mektuplarını...
Kendi ülkesini yaşamayı bilmeyenler olarak...
Kendi baharını hissetmeyenler olarak...
bütün mevsimlerimizde tıkanacağız.

Haberin Devamı

FARKLI BAHAR AYNI AŞK:

Sabah erkenden işe gidenler... Yataktan kalkarken sarılmayı unutanlar. Pazar öğle saatlerini erkekçe bir zaman ilan edip maça yetişen babalar...
Ve çocuklarıyla sıkılan anneler için de söylüyorum...
Macerası tükenmiş ilişkiler için de bir çaredir bahar...
Tükenmeyin...
Bahar geliyor duydunuz mu?

RUHUNA GÖRE 80 GÜNDE DEVRİÂLEM:

Sonuç olarak...
Baharın farkına varanlar, doğanın o garip macerasını da görürler.
Bir karıncanın yuvasından çıkıp 3 metre ötedeki ağacın dibine doğru başlattığı
o yolculuk..
Bir tırtılın macerası...
Kırlangıcın gökyüzü haritası...
Aslında küçücüktür o harita. Ama kırlangıcın yolculuğu büyüktür.
Çünkü hiçbir zaman leyleklere özenmez. Çünkü leylekler göçlerin mecburi yolculardır.
Bir yere tutunamazlar.
Kırlangıçsa gagasının dibindeki güzelliği anlar. Bulutları bilir. Bu yüzden uzakları değil, üç-beş bulut ötesindeki gökyüzünü yaşar. Papatya ile nergis arasındadır onun
o pırıltılı yolculuğu.
Peki ya biz...
Seyahat denilince Sardunya Adası’nı hayal eder de Heybeli’yi gezmezsek.
“Marsilya” der de, Karaburun’daki nergis festivalini duymazsak.
“Kazablanka’da bir kahve” diye başlar da, Mardin’i bilmezsek,
Bu memlekette baharın kokusunu, papatyanın sesini nasıl duyarız.

Haberin Devamı

HATIRLATAYIM DEDİM:

Nisanın bu kırlangıç günü.
Yani baharın çiçeklerden kurduğu eşikte...
Size yuvasından çıkan karıncayla, bulutlara ayarlı kırlangıcı hatırlatmak istedim.
Belki televizyon kanallarını işgal eden “akil bir konu” değil ama...
Yine de hatırlayın istedim.
Ve daha ruhumuzda yükselen uçurtmaları sormadım bile...

Yazarın Tüm Yazıları