Paylaş
21 yıldır Saray Mahallesi’nin ‘Bakkal Amca’sı Abdullah Öcüt.
Bakkalıyla birlikte bütün umutları da yıkılmış durumda.
Diyor ki:
“4 evladımı bakkal sayesinde büyüttüm. 2 evladımın halen eğitimleri devam ediyor. Onların eğitimini nasıl karşılayacağımı bilmiyorum. Çok zor durumdayız. Başka hiçbir gelirim de yok. Şaşırdım kaldım.”
Bu fotoğrafa bakınca ne düşündüm biliyor musunuz?
- Acaba bir dev zincir market, bakkal amcaya bir konteyner bakkal kursa ne olur? Migros... Carrefour... Şok... A101...
- Elbette sizler de bir şeyler yapmışsınızdır. Ama bana göre en anlamlı yardımlarınızdan birisi bu olur.
- “Bakkal amca, süpermarkete karşı” algısına karşı çok insani bir yardım olur. Dev ilanlarınız, afişleriniz, dev marketlerinizin yanında:
Vicdanlarımızdaki raflara koyacağınız en güzel ürün olur bu...
ENKAZDAKİ AVUKATIN ÇIĞLIĞI
Daha depremin ilk günleriydi.
Nasıl bir felaketin içine düştüğümüzü tam anlamadığımız günlerdi.
Genç bir kadın avukat bir enkazın önünde çığlık çığlığa isyan ediyordu:
“Durdurun bu yıkımı. Lütfen durdurun. Burayı özellikle yıkıyorlar. Bakın bu tek katlı bir bina. Burası depreme dayanıklılık testlerinin tutulduğu binadır. Yıkılması gerekmiyor. Ama yıkıyorlar... Çünkü içeride yargılamayı belirleyecek evraklar var.”
Genç avukat günlerce o binanın önünde bekledi. Uyardı. İsyan etti.
Biz televizyonlardan izledik. Öylece baktık. Elimizden bir şey gelmedi.
Ve genç avukatın önünde nöbet tuttuğu bina yıkıldı.
Bina tek katlıydı. Bir risk yoktu.
Oysa çevresinde onlarca yıkılması gereken yapı varken, o bina yıkıldı.
Niye?
Avukat ısrar ediyordu. İçerideki dosyaları gösteriyordu.
O dosyalarda bütün binaların depreme dayanıklılık test raporları vardı.
DOSYALAR SAVCILIKTA
Ve önceki gün Hatay’dan bir görüntü geldi.
DHA muhabirleri Mehmet Çınar ve İbrahim Laleli bildiriyor:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün depremde hasar gören ve iş makinesiyle yıkılan hizmet binasında, avukat Ömer Meşe, yaklaşık 15 gündür nöbet tutuyor. Meşe, enkazda il merkezi ve bütün ilçelerin yapı denetim raporları, beton tahlilleri, deprem dayanıklılık testleri ile deprem sonrası yargılama sürecine ışık tutacak, sorumluların tespitine yarayacak ıslak imzalı belgeler olduğunu söyledi.”
Avukat Meşe daha sonra enkazdan topladığı 500 dosya ve yüzlerce belgeyi savcılığa teslim etti.
PEKİ NE OLUR
Şurası açıktır ki...
Depreme dayanıklılık testleri olumlu çıkan binalar yıkıldı.
Bu da gösteriyor ki:
Yapı denetimi konusunda çok ciddi bir çürümüşlük var.
Öyleyse yalnız deprem bölgesinde değil, Türkiye çapında bir soruşturma ve yeniden düzenleme ihtiyacı var.
Savcılıklar soruşturmaları yürütüyor. Ama bakanlık teşkilatındaki sorumluların bulunması zaman alabilir. O nedenle bu dosyaların savcılığa teslimi çok önemli.
Şu anda deprem bölgesinde yaralar sarılıyor.
Yükün en büyük bölümü elbette Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nda.
Çevre Bakanı Murat Kurum var gücüyle çalışıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu öyle...
Kolay değil. Yüzbinlerce ev yapılacak.
İhaleler, projeler ve altyapı...
Neredeyse yeniden şehirler kurulacak.
İnanılmaz bir hız ve dikkat gerekiyor. Tabii aynı zamanda yol, su, kanalizasyon, elektrik gibi altyapı düzenlemeleri de var.
Bunun finans meselesi de var.
Ve bütün bunlar 1 yılda bitecek...
Murat Kurum’un nasıl dikkatli ve hızlı çalıştığını biliyorum. Tarihin en büyük konut seferberliğine girişmiş durumdalar.
Umarım 1 yıl içinde bu evler biter ve vatandaşlar yeni yuvalarına kavuşur.
Ve elbette bu süre içinde yapı denetim dosyalarıyla bu çürümüşlüğün de hesabı sorulur.
Avukatların çığlığı da boşa gitmez...
Paylaş