Paylaş
İslam sanatının en güzel mimarilerinden birisi olan sarayın tavanına, duvarlarına, neredeyse her sütununun üzerine işlenmişti o söz...
Bir yemin gibiydi. Tevazuun Allah katındaki şifresiydi...
Dini bilgisine, şiir sevgisine çok güvendiğim bir gazeteci dostum saraydan çıkarken sormuştu:
“Fatih, bu sarayın mesajı nedir sence?”
Durmuştum...
Hızla devam etmişti:
“Allah’tan başka galip yoktur... Allah’ım beni kibirden koru” diyordu...
Sonra uzun ve keyifli bir sohbetimiz olmuştu...
Aslında bütün semavi dinlerin “şeytan dili” ilan ettiği şey kibir değil midir?
Tarihte nice imparatorluklar, büyük devletler “kibir” yüzünden çöküp gitmedi mi?
Bakın Asya’nın, Afrika’nın, Avrupa’nın tarihine...
“Kibir virüsü”nün mum gibi erittiği devletlerle doludur...
Ve adalet...
Adalet dağıtmak için gittikleri topraklarda keyfilik, zulüm ve baskı başlayınca...
Dağılıp gitti koca imparatorluklar...
Şimdi Trump yönetimine bakıyorum da...
Dünyaya “adalet ve demokrasi” getiriyorum iddiasıyla yola çıkan bir ABD...
Yine “ucuz kimyasal oyunlar” peşine düşmüş durumda.
Suriye’de kimyasal silah üretildiği iddiası, CIA’in Irak’ta sahneye koyduğu oyunun benzeri değil midir?
Clinton ve Obama’nın sorunları anlamaya çalışan sakin hallerinden sonra, Trump’ın bu yukarıdan bakan kibirli hali dünyaya ne verebilir ki...
Aslında seçilirken söylemişti:
“Önce Amerika” demişti...
Bunu diyerek zaten bir “dünya devleti” olma sorumluluğunu bir kenara bırakmıştı.
Şimdi yalnızca güce ve silaha ayarlı bir kibirle “oldu bitti” peşinde koşan bir dünyaya doğru hızla gidiyoruz...
Rusya’nın Kırım’ı işgali...
Esad’ın canı karşılığında Doğu Akdeniz’de aldığı üsler...
Kuzey Kore...
“Bana hizmet eden terörist iyidir” diyen CIA zihniyeti...
Emirliklere satılan milyarlarca dolarlık silahlar...
Petrol-dolar savaşları...
Evinden, barkından, yurdundan olan milyonlarca insanın perişan halleri...
Göçmen kafileleri...
Ege’de boğulan çocuklar...
Kimin umurunda...
Sözün özü:
Para ve güç, dünyanın ortak kaderi haline geldiğinde...
Tarih bize neler olduğunu zaten anlatmıyor mu?
İşte Suriye ve İdlib, bu şekilde “paranın, gücün ve kibirin” dinamit fitili haline gelmiştir.
Trump da bir imparatorluğun kibir virüsüne tutulan takvimini başlatmıştır...
O YANAN MOTOR YAT KÖRFEZLERİMİZ İÇİN BİR UYARI OLSUN
Çok şükür can kaybı olmadı...
Çok şükür ormanlarımız kurtuldu...
Ama bu bir yörük çocuğu, Göbün’ün işletmecisi Muammer ve arkadaşları sayesinde oldu..
Her yerde, her zaman Muammer’ler olmaz ki... İşte yine söylüyorum...
Yalnızca Göcek gibi küçük bir içdenizde 7 marina var.
2 bini aşkın tekne...
Bu körfezi nasıl temiz tutacağız?
Bunca tekne içinde nasıl yangın alarm sistemi kuracağız.
Bunun gibi onlarca koyumuzda, körfezimizde benzeri sorunlar var...
İkinci mesele de şu:
Bunun çözümüne kim bakacak?
Çevre, Orman, İçişleri, Turizm, Ulaştırma, Gümrük... Hangisi?
Denizlerimiz ve turizmle ilgili bu sorun için başkanlık sistemi içinde yeni bir yönetim modeli kurulabilir mi?
Eğer üç tarafımız da denizlerle çevrili diyorsak...
Başkanlık sisteminde bürokrasiyi ortadan kaldırma iradesi varsa...
Denizlerimizle ilgili bu sorunun da bir merkezde toplanması gerekmez mi?
Ne dersiniz?
Paylaş