Paylaş
Terörün bir şehri teslim almaya çalıştığı an...
Bir şehri korku kapanına sıkıştırmaya çalıştığı an...
İstanbul’un kalbi ‘İstiklal’de, bir halkın ‘istikbali’ne saldırıldığı an...
Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan, aldı ailesini yanına...
Aldı küçücük çocuğunu omzuna...
Yürüdü İstiklal’de.
Bu fotoğraf önemlidir...
Çünkü o yürüyüşle Demircan demiştir ki “İşte ben, işte canım çocuğum... Ailem... Buradayız. Korkmuyoruz. Sahibiz.”
Keşke diyorum...
Beşiktaş, Bakırköy, Şişli, Sultangazi, Kağıthane belediye başkanları da Demircan’la yürüseydi...
Hatta çocuklarını, ailelerini alıp yürüselerdi...
Hangi partiden olursa olsun İstanbul’un bütün belediye başkanları orada yürüyebilirdi.
Düşünün ki, Hayri İnönü bir CHP’li başkan olarak Demircan’la İstiklal Caddesi’nde yürüyor...
Ve elbette Kadir Topbaş...
Niye mi önemli?
Paris’te bomba patladı.
Bizim Başbakanımız Avrupalı liderlerle birlikte Paris sokaklarında yürüdü.
Biz yabancılarla birlikte yürüyoruz da...
Neden kendi evimizde birlikte yürüyemiyoruz?
NOT: CNN’de Saynur Tezel Özgentürk’ün programında benzeri şeyler söylediğim için...
Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar aradı.
Aynen şöyle dedi:
“Elbette haklısınız. Ben de terör eyleminden hemen sonra sokaklarda yürüdüm... Sosyal medyada paylaştım. Orada aile ile yürümek çok önemli. Ancak eşim ameliyatlı olduğu için gelemedi. İlk fırsatta bunu yapacağız...”
Evet... Umarım bir daha böyle bir saldırı olmaz. Acı yaşanmaz.
Ama yine de bu acının bir daha yaşanmaması için bütün başkanlar aileleriyle, “Bu şehir dimdik ayakta. Birlikteyiz” demek için yürür...
Türkiye bu oyunu daha ne kadar seyreder
20 yıl önce de vardı bu sahne.
Rahmetli Özal’la gittiğimiz her AB zirvesinde bu çadır hep kurulurdu.
Standart bir çadır.
Önceki gün Brüksel’de yine kuruldu.
PKK çadırı.
Türkiye’ye karşı bir ‘üçüncü dünya ülkesi’ muamelesi yapmak için kurdurulan çadır...
O sırada Türk askeri, PKK’lı teröristlerle çatışıyordu.
Hatta 5 şehit haberi geldi.
Bize orada, ‘bir müttefik’ sözü verilirken bu görüntü hiç samimi değildi.
- Yahu arkadaş, benim askerimi öldüren teröristi övenleri sen nasıl buraya bir demokrasi mücadelesi gibi sokarsın...
- Bak onları mülteci diye kabul ettin... Peki Suriye’den gelenleri niye almıyorsun? Yoksa senin Brüksel’deki bu çadırının standartlarına mı uymuyor Suriyeliler?
Daha onlarca soru...
Bu tezgâhlara ve bu çadırlara artık gülüyorum.
Vizesiz geçiş hakkı mı?
Beni bununla mı oyalıyorsun?
E sen bırak vizeyi, Türkiye düşmanlarına vizeli çadır kurduruyorsun.
Paylaş