Bayrakların birer başkanlık forsu gibi dizilişini görünce, Mısır Devlet Başkanı’ndan Halid Meşal’e kadar AK Parti kürsüsü İslam ve Arap dünyasına açılınca... Ve Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına bakınca, ben bu kongreden 7 mesaj aldım: 1- DÜNYA DEVLETİ OLMAK: Son İsrail gerilimi ve en önemlisi Suriye meselesi gösterdi ki, bela ne kadar yakınınızda olursa olsun, komşunuzdan da gelse, dünyaya anlatamıyorsunuz. Çünkü dünyada söz sahibi ve belirleyici olmak için kendi halklarının oyunu almak yetmiyor. Başka halkları ve inançları da temsil edeceksiniz. Böylece bir güç olarak masada sizin de sözünüz geçer. İşte Suriye. Kan akıyor. Ama Rusya ya da Çin’in menfaatleri uymazsa hiçbir şey yapılamıyor. Çünkü BM güvenlik konseyinde siz yoksunuz, onlar var. Bu yüzden sözünüz geçmiyor... Böyle bakınca dünyaya, halkların sesi değil, silahların gölgesi geçerli oluyor. Mesela Rusya, Suriye’deki menfaatleri yüzünden güvenlik konseyi üyesi olarak vetoyu koyup kararları kilitliyor... Türkiye’nin bir etkisi olamıyor. Demek ki bu durumda kendi ülkende lider olmak yetmiyor. Bölge ve İslam dünyasında lider olmak gerekiyor. Ancak böylece 2023 büyük güç projesi tutabilir. Bu yüzden Başbakan Ramallah’tan Bakü’ye kadar selam gönderiyor. Dağılmış, itilmiş, petrole ayarlı emirliklere bölünmüş Arap ve İslam dünyasını temsil edecek bir güç olabilirse Türkiye, o zaman sözü geçecek. Belki çok büyük bir hayal gibi gelebilir ama benim hissettiğim şudur: Bu kongrede kürsüye çıkanlar, gönderilen selamlar hep Ortadoğu ve İslam dünyası ağırlıklıydı. Bu durum bir Batı karşıtlığı gibi algılanabilir. Ama benim gördüğüm, İslam dünyası ve Afro-Doğu coğrafyasında eğer bir liderlik oluşursa, Türkiye o zaman dünya demokrasisi için BM’de söz sahibi olabilir. Bu da dünyada yeni demokrasi düzenidir. Benim Erdoğan’ın konuşmasının bu bölümünden aldığım mesaj budur. 2- KÜRT MESELESİ: Dünyada söz sahibi lider bir ülke olmak için önce kendi içindeki meseleyi çözeceksin. Bunun için de Kürt meselesini çözmek, kendi içindeki nefret kamplarını kapatmak gerekiyor. Başbakan çözüm için yeniden kapıları açıyor. 3- BAŞKANLIK: Önce yerel seçim, sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi için muhafazakâr oylar çok önemli. Burada da milliyetçi oylar dikkat çekiyor. Alparslan’ın cenk meydanından yapılan alıntı özellikle genç milliyetçi tabana, Ulubatlı Hasan ve Fatih vizyonu olarak sunuldu. Global bir milliyetçilik olarak genç tabana gönderilen önemli bir mesajdır. 4- AĞIRLAMA: Gelen yabancı konuklar en üst düzeyde ağırlanmış. Mesela benim kaldığım otelde, uluslararası standartta bir geliş-gidiş programı yapılmış. Tertemiz giyinmiş takım elbiseli görevliler yabancı konuklarla son ana kadar ilgilendiler. 5- A TAKIMI: A takımına girenler ve girmeyenler... Ömer Çelik, Yalçın Akdemir, Mahir Ünal gibi stratejik beyinler, Bekir Bozdağ, Sadullah Ergin gibi hukukla sosyal hayatı dengeleyen isimlerin A takımına girmeleri, verilen global mesajların hazırlıkları açısından önemli. Belli ki Egemen Bağış ve Binali Yıldırım gibi başarılı isimlerin getirildikleri pozisyon belediye başkan adaylığı konusundaki söylentiler kuvvetlendiriyor.. 6- MEDYA: Bir kez daha anladım ki, biz medya ve halk olarak okumayı değil dinlemeyi seviyoruz. Başbakan’ın konuşması bitti. Kongreyi televizyondan izleyen gazeteciler bile her şeyi en iyi bilen olarak konuşuyor. Kimse, “Kongreye gitmedim. Oradaki havayı görmedim. Kadınların çığlıklarını, gençlerin haykırışlarını, sakalı uzamış adamların gözyaşlarını görmedim. Bari şu dağıtılan kitapçığı bir okusam. Üzerinde düşünsem” demedi. Bir kısım medya zaten acaba nasıl överim diye konuştu. Bir bölümü salona alınmadı. Ama normaldir. Bizim meslek biraz acilcidir... Değişen bir şey yok yani... 7- SAHİCİLİK: Şiir okuyan bir siyasetçi beni her zaman heyecanlandırır... Sezai Karakoç, İsmet Özel... Şimdi küçük İskender... Bir insanın en sahici anıdır şiir. Kimse şiir okurken saklanamaz benden. İyi okudu yine Başbakan...