Paylaş
Raporu Ortadoğu uzmanları Jim Zanotti ve Clayton Thomas hazırlamış. Bu raporların bir müeyyidesi yoktur ancak, “ABD Kongresi emri altında çalışan” analistler hazırladığı için ciddi bir “lobi etkisi” vardır. Bu kısa bilgiden sonra rapordan çıkarttığım sonuçları paylaşıyorum:
2) KAFASI KARIŞIK BİR KONGRE
Raporun geneline bakınca... Bunu okuyan ve Türkiye’den habersiz bir kongre üyesi acaba Türkiye hakkında ne düşünür diye sordum. Raporun sonuna geldiğimde çıkardığım sonuç şu oldu: “Kafası karışmış bir kongre üyesi...”
Çünkü Türkiye müttefik mi değil mi?
Açıktan anlamak mümkün değil...
Ancak sinsi bir “Türkiye düşmanlığı” hissiyatı var...
3) VE YÜKSELEN TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ
Raporun 66’ncı sayfası çok ilginç. Çünkü Türk Savunma Sanayisi’ne özel bir yer ayrılmış.
Ve elbette Bayraktar’a...
Şöyle diyor: “Türkiye’nin insansız hava araçlarıyla gösterdiği savaş alanındaki başarılar, diğer ülkelere ihracat talebini önemli ölçüde arttırdı. Bayraktar TB2 insansız hava aracının özellikle artan küresel popülaritesi; Batılı bir silah endüstrisi uzmanının onu ‘21. yüzyılın Kalaşnikof tüfeği’ olarak adlandırmasına neden oldu.”
4) Rapor şöyle devam ediyor:
“Bir analist, TB2’nin çekiciliğini şöyle özetliyor:
- Fiyat ve yetenek arasında olumlu bir denge... Dahası ABD dronlarına kıyasla daha uygun fiyatlı ve erişilebilir...
- Çin modellerinden çok daha güvenilir ve etkili.
- Türkiye’nin saldırı ve keşif işlevlerine sahip insansız hava araçları, diğer ordular için etkili bir taktiksel yenilik haline gelmiştir...
- Savaş uçakları, füzeler ve hava savunma sistemleri ve zırhlı araçlar gibi daha geleneksel platformlardaki eşitsizlikleri daha büyük güçlerle telafi etmeye çalışan bölgesel güçler için bir model oluşturmuştur. (Yani öyle fazla tank ve top yerine havadan Bayraktar farkı...)
- Türk şirketi Baykar Teknoloji, Kale Grubu, Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi (TAI) ve STM, deniz ve kara muharebesi ve keşif için Türk menşeli insansız sistemlerin geliştirilmesinin yanı sıra, çeşitli boyut ve işlevlerde çeşitli ek insansız hava araçları ve mühimmatlar geliştiriyor.”
5) İŞTE O GRAFİK
Raporun 60’lı sayfalarında anlatılan Türk Savunma Sanayisi’nin geldiği nokta grafikle de özetlenmiş... Ve şöyle deniyor: “Türkiye, 2017-2021 döneminde silah ihracatını bir önceki beş yıla (2012-2016) göre yüzde 31 arttırmış, silah ithalatını ise yüzde 56 azaltmıştır.
2017-2021 yılları arasında dünyanın en büyük 12. silah ihracatçısı (dünya ihracatında yüzde 0.9 payla) ve en büyük 17. ithalatçısı olmuştur. (Dünya ithalatında yüzde 1.5 payla). 2010 yılından bu yana ihracatta ciddi bir artışın ardından Türk yetkililer 2022 yılı silah ihracatının 4 milyar doları aşabileceğini öngörüyor.”
6) KALAŞNİKOF VURGUSU VE YİNE O SİNSİ HAZIRLIK
Raporun bu noktasında bir “sinsilik” dikkatimi çekiyor...
Soru şu:
Türk dronlarına “Kalaşnikof vurgusu” neden yapılıyor?
Zanotti ve Clayton över gibi yapıyorlar ama...
Devamında şu ifade var:
“Türkiye’nin ‘dron diplomasisi’ önemli bölgesel ve küresel bağlantılar kurmasına yardım ediyor gibi görünse de bazı gözlemciler endişelerini dile getirdi. Bir endişe, Türkiye’nin insan hakları ihlallerini mümkün kılabileceğidir. Bir örnek, Etiyopya hükümetinin Tigrayan isyancılara karşı TB2’leri (İran ve Çin’den gelen insansız hava araçlarının yanı sıra) kullanmasıdır.”
Arkadaşlar...
Buradaki ifadeye dikkat...
Kalaşnikof genellikle “gerilla, isyan, yasadışı” gibi imajlara sahip NATO karşıtı bir silahtır.
Bayraktar inanılmaz bir başarı gösterdi ve gelişiyor. Dahası dünya piyasasında ABD’nin silah şirketlerini geride bırakıyor...
İnşallah yanılıyorumdur ama...
Ben raporun bu bölümünde “Kalaşnikof vurgusu”yla Bayraktar’ın başarısına karşı “sinsi bir hazırlık” hissettim.
Hem de tipik bir yöntemle...
“Sıkışınca insan haklarını devreye sok...”
PKK/YPG terörizmine TIR’larla yardım eden ABD’nin Bayraktar için gelecekte böyle bir ifade geliştirmesi komik olmaz mı?
7) ABD VE NATO’YU ANLATAN SORU
Raporun kritik bölümlerinden birisi ise şöyle:
ABD’li yetkililer ve milletvekilleri, şu soruları dikkate alacaktır:
1) ABD’nin çıkarlarını güvence altına almak ve korumak için Türkiye topraklarının veya hava sahasının doğrudan kullanımına ne ölçüde güvendiği?
2) Türkiye’nin dış savunması ve iç istikrarı için ABD/NATO desteğinin ne kadar önemli olduğu ve bu desteğin ABD çıkarlarına ne ölçüde hizmet ettiği...
Her iki soruda da bir ifade dikkatinizi çekti mi?
“ABD çıkarları...”
Elbette, ABD Kongresi başka kimin çıkarlarını gözetecek ki?
O zaman “demokrasi, insan hakları” falan nerede kalıyor?
8) SURİYE HARİTASINA BAKINCA...
Rapordaki şu haritaya bakınca her şey anlaşılmıyor mu?
Sarı alandaki YPG/PKK bölgesindeki koruyucu bayraklara bakın... Amerikan, Rus ve İran bayrağı... Türkiye’nin kara harekâtına karşı çıkan üç ülke... Hayret... Dünyanın her noktasında gırtlak gırtlağa olup da... Suriye’de Türkiye’ye karşı birleşen üç devlet.
Raporu derinlemesine incelemeye devam edeceğim.
Paylaş